Medeni dünyadan bir insanın yerli kabileler içindeki yaşamı ve burada bulduğu aşk anlatılıyor.
Böyle söyleyince akla “Bir Çift Yürek” gelebilir.
Bkz: Bir Çift Yürek | Marlo Morgan
Orada aborjinlerle geçirilen bir yaşam anlatılıyor. Bu yapılırken de yerlilerin yaşam tarzı yüceltiliyor ve kişisel gelişim devşiriliyor. Fakat Yeşil Evler‘de yerliler hiç de doğanın içinde yaşayan, görmüş geçirmiş, derin insanlar olarak resmedilmiyor. Bayağı vahşi buradakiler. Ama baş karakter Abel, kendisini bir şekilde bu insanlara sevdirmiş.
Yeşil Evler | Abel
Abel, ülkesi Venezuela’daki yönetimi devirip yerine başkalarını getirmek üzere düzenlenen bir komploya sürüklenmiş. Kaçmış, yerlilerle yaşamaya başlamış.
Yerliler ona saygı duyuyor. Zaten de silahı var Abel’in ve yerlilerin ilgisini çekecek başka şeyleri. Ama yine de diken üstünde bir yaşam. Abel’in tedirginliğini satır aralarında hissettim. Yerliler istese Abel’i öldürür. Abel de istese onları.
Yeşil Evler | Şeytani Kız
Yerlilerin gitmekten korktuğu bir orman var. Orada şeytani güçleri olduğunu düşündükleri bir kız varmış. Ondan korktukları için o ormana gitmezlermiş. Abel gidiyor elbette.
Bu şeytani kızın adı, Rima.
Rima, doğa ve hayvanlarla iç içe olduğu için yerliler avlanacağı zaman, hayvanların kaçmasını sağlıyormuş. Yerliler bu yüzden Rima’yı öldürmeye karar vermiş. Rima’yı öldürmek isterken yanlışlıkla birbirlerini vurmuşlar. Bu yüzden de kızın şeytan olduğu sonucuna varmışlar.
Rima, akıllı ve meraklı biri. Ama dünyası yaşadığı yer kadar. Abel, ona dünyanın büyüklüğünden bahsedince Rima anlayamıyor. Dağları, denizleri değil de daha çok insanları merak ediyor aslında. Kendisi gibi olan, kendi dilinden anlayan insanlar olup olmadığını öğrenmek istiyor. Böyle bir yer varsa da oraya Abel ile gitmek istiyor.
Yeşil Evler | Aşk
Rima’nın Abel’e duyduğu aşk çok doğal ve saf. Rima doğanın içinde doğmuş, büyümüş; doğa ile iç içe bir kız. Aşık olduğundaki his de çok doğal. Abel’den kaçıyor genelde çünkü onun yanındayken vücudundaki ve ruhundaki değişimle ne yapacağını bilemiyor. Masum. Resmen Aşk101. İnsan gerçekten hayatında aşkı hiç bilmiyor olsa, cismen bilmemenin yanı sıra ismen de bilmiyor olsa, aşk ile karşılaştığında ne yapardı? Hasta olduğunu düşünebilirdi bence de.
Bu aşk bana bir başka güzel aşkı anımsattı.
Bkz: Silahlara Veda | Ernest Hemingway
Orada da çok güzel, yalandan dolandan uzak, güven dolu bir aşk vardı. Ama Silahlara Veda’da aslında benzer iki insan varken Yeşil Evler‘de bambaşka iki insan var. Biri doğanın ta kendisi olmuş Rima, diğeri medeni dediğimiz dünyadan Abel. Ayrı dünyaların insanları ve fakat aşk onları birleştiriyor.
Yeşil Evler | Venezuela
Olaylar, Venezuela’da geçiyor. Venezuela demişken;
Bkz: Latin Amerika’nın Kesik Damarı | Eduardo Galeano
Kitapta Latin Amerika ülkelerinin nasıl sömürüldüğü uzun uzun anlatılıyor. Yeşil Evler’de de yazar bir eleştiri getiriyor ülkesinin yönetimine:
“Birinin görüşlerine göre, her ulusun, hak ettiği bir yönetimi vardır. Venezuela da şu anda böyle bir yönetime sahip ve bu yönetim tam da ona göre. Biz buna ‘cumhuriyet’ diyoruz, sadece tek olmadığı için değil, aynı zamanda bir şeyin bir adı olması gerektiği için ve iyi bir isme veya güzel bir isme sahip olmak çok işe yarar -özellikle borç almak istediğinizde-. Eğer Venezuelalılar, yaklaşık bir milyon kilometrelik bir yüzölçümüne dağıtılsaydı, çoğu okuma yazma bilmeyen köylüler, melezler ve Yerliler eğitilselerdi, hepsi zeki insanlar olsaydı ve yalnızca halkın refahı için istekli olsalardı; işte o zaman gerçek bir cumhuriyete sahip olurlardı.”
Ben hikayedeki aşka ve doğaya takıldım ve orada kaldım. Gerçekten ağaçların, yeşilliğin, savananın ortasında gibiydim okurken. Bir süre daha orada kalmak istiyorum. Size iyi okumalar.
Saygılar,
Hülya Erarslan
2 YORUMLAR
Teşekkürler…
Ben teşekkür ederim. İyi okumalar.