Biraz Kitap

Latin Amerika’nın Kesik Damarı

11 Mayıs 2021

Kitap: Latin Amerika’nın Kesik Damarı | Yazar: Eduardo Galeano | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Latin Amerika’nın Kesik Damarı | Eduardo Galeano

Ne sömürmüşler Latin Amerika ülkelerini. ABD ve İngiltere başta olmak üzere ümüğünü sıkmışlar, posasını çıkarmışlar buradaki ülkelerin. Halk buna karşı koymaya çalışsa da kukla iktidarlar nedeniyle başarılı olamamış, ezildikçe ezilmişler. Ülkenin kendi lideri başka ülkelerin hizmetine amade olunca böyle oluyor.

Kitapta da bu durum çarpıcı şekilde anlatılıyor. Teknik bir dili yok kitabın. Ekonomik veriler, istatistikler içinde boğulmuyorsunuz okurken. Zaten yazar da amacının herkesin anlayabileceği bir şekilde yazmak olduğunu açıklıyor kitabın sonunda:

“Bu kitap, okurlarla söyleşmek amacıyla yazılmıştı. Uzmanlaşmamış bir yazar, resmi tarihin, galiplerin ağzından anlatılan tarihin gizlediği ya da değiştirdiği birtakım olguları açığa çıkarmak amacıyla, uzmanlaşmamış okurlara sesleniyordu.”

Latin Amerika’nın Kesik Damarları | Nüfus

Kitapta önce nüfus problemi anlatılıyor. Gelişmiş ülkelerin, gelişmemiş ülke nüfuslarından rahatsızlığı, bu ülkelerdeki nüfusu azaltma planlarından bahsediliyor. Bu çerçevede kadınların kısırlaştırılması çalışmaları yapılmış, gebeliği önleyici haplar, spiraller, prezervatifler dağıtılmış.

Halbuki Latin Amerika’nın Avrupa ülkeleri ve ABD ile kıyaslanınca o kadar kalabalık olmadığını anlatıyor yazar. Bolivya, Brezilya, Şili, Paraguay, Ekvador, Venezüela’da toprakların yarısının bomboş, Uruguay’da nüfus artışının çok yavaş olduğunu söylüyor. Yazara göre burada amaç “Latin Amerika’nın problemlerini Latin Amerikalıları önceden yok ederek çözmek.”

ABD’nin kendi nüfusuna bakmadan başka ülkelerin nüfusunu dert etmesini de eleştiriyor:

“Kendi sınırları içindeki nüfus patlamasından katiyen endişe duymayan ABD, aile planlamasını dünyanın dört bir bucağında uygulatmak için cansiperane bir şekilde çabalamaktadır.”

Yani mevcut kaynakların paylaşımı adilane yapılamayınca kaynakları paylaşanların sayısını azaltmak çözüm olarak sunuluyor.

“Ekmeklerin sayısını artıramayan emperyalizm, davetlilerin sayısını azaltma yoluna gidiyor.”

Latin Amerika’nın Kesik Damarları | Madenler

Amerika kıtasının keşfi sürecine yer veriyor sonra kitap. Amerika yerlilerine yapılan zulümler, zaten daha bir şey de yapmadan yerlilerin beyazlarla ilk teması sonucu bulaşıcı hastalıklara (çiçek, tetanoz, tifüs, cüzzam…) yakalanıp ölmeleri…

Çok öfkelendirici bir şey, düşün bak; İnkalısın, memleketinde otururken yabancılar geliyor ve yakıp yıkıyor ortalığı. Ulan, ben memleketimde kendi halimde takılıyorum, sen kimsin?

Madenlerde yerliler çalıştırılıyor. İnsanlık dışı koşullarda ve zorla çalıştırıldıkları için de ölüyorlar. Sömürgeciler bu ölümlerden yerlileri sorumlu tutuyor. Ahlâksız yaşamları varmışmış, günahları yüzünden Tanrı’yı öfkelendirmişlermişmiş, o yüzden “yerlilerin ruhundaki kötülükle savaşmanın tek yolu onları madenlerde çalıştırmak”mışmış.

Hayır, madeni biter, şekeri başlar. Şekeri biter, kahve, kauçuk, kakao, petrol. Bu kadar bereketli topraklara sahip olup bu bereketten başkalarının yararlanması. Senin de onlar yararlansın diye insanlık dışı çalışıp ölmen… Ulan!

“Gelişmiş ülkeler, azgelişmişlerin ürettikleri de dahil, dokundukları her şeyi kendileri için altına, başkaları için tenekeye dönüştürürler” deniyor kitapta. Hatta bir vatandaş yakınıyor, keşke bu kadar değerli şeylere sahip olmasaydık diye.

Ulusal değerlerin ulusa ait olması ya da en azından aslan payından ev sahibi ülkenin yararlanmasını bekliyoruz ancak bu beklenti için de şunu hatırlatıyor yazar;

“Bir ülkenin başlıca zenginliğinin devletin eline geçtiği her durumda olduğu gibi, burada da devletin kimin elinde olduğunu düşünmekte yarar var.”

Latin Amerika’nın Kesik Damarları | Türk Okuyucu

Nasıl yakın hissettim kendimi kitaptaki ülkelerle. Zaten muhtemelen her Türk okuyucu kendisini kitaptaki ezilen ülkeler ile empati yaparken bulur. Acaba niye?

“Kendi kalayını işlemekten aciz olan Bolivya, buna karşılık sekiz hukuk fakültesine sahiptir.”

“Latin Amerika üniversiteleri, sayıları az da olsa, matematikçiler, mühendisler, programcılar yetiştiriyor. Bunlar da yurt dışına gitmedikleri sürece iş bulamıyorlar zaten.”

Allaalla, niyeyse tanıdık geldi!

Latin Amerika’nın Kesik Damarları | Bugün

Kitap 1971’de basılmış. Sonra da yasaklanmış tabii. Ekonomik olarak sefil halde olan ülkelerde ifade özgürlüğü mü olacaktı?

Elli yıl geçmiş kitabın üstünden. Bahsi geçen ülkelerin durumunda bir değişiklik var mı?..

Kitap yazmak işe yaramıyor, okumak işe yaramıyor, isyan edip ayaklanmak işe yaramıyor, ne işe yarıyor? Sömürgeci ülkelerin insafa gelmesini mi beklemeli?

Saygılar,
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan