Tanrıların Tohumu | H. G. Wells
Bu kitap için ilk GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizma) hikâyesi diyebilir miyiz? Dışarıdan kimyasal bir müdahaleye maruz bırakılarak olması gerekenden fazla ve hızlı şekilde büyüyen şeylerden bahseden bir roman bu. Yıl 1904 iken yazılmış.
Bir bilim insanı, şeyleri hızlıca büyüten bu maddeyi keşfediyor ve sonra işler kontrolden çıkıyor.
Tanrıların Tohumu | Dev Hayvanlar ve Bitkiler
“Tanrıların Tohumu” adı veriliyor bu keşfe. Bu madde, üzerinde kullanıldığı her şeyi -bitki, hayvan, insan- çok kısa zamanda olağanüstü ölçüde büyütüyor.
İlk olarak kümes hayvanlarında deniyorlar. Civcivler çok hızlı ve devasa şekilde büyüyor.
Eşekarıları da bu tohumdan mamul macunu alıp yuvalarına götürüyorlar ve onlar da devasa boyutlara ulaşıyorlar. O kadar ki bir eşekarısı bir güvercini kapıp yiyor, bir köpeği parçalıyor.
Sarmaşık bitkisi de tohumdan nasipleniyor. Canavarca büyüyor.
Sıçanlar da.
Yani iş kontrolden çıkıyor.
İnsanlar ve hayvanlar, dev eşekarıları ve sıçanlar tarafından öldürülüyor. Göletteki larvalara da ulaşıyor tohum. Larvalar gölete yaklaşan insanları yiyor.
Bu noktada klişe korku filmlerini andırıyor kitap. Laboratuvar ortamında büyütülmüş ya da üzerinde bir şeyler denenmiş, sonra da laboratuvardan kaçmış devasa yaratıkların insanları yakalayıp yediği filmler gibi.
Tanrıların Tohumu | Dev İnsanlar
İşin ucu bir kaçınca toplamak ne mümkün? Bir bebeğe de deney amaçlı bu besinden veriyorlar. Bebek de hızlıca büyüyecek, bu beklenen bir şey. Peki ya sonrası? İşte bu bilinmiyor. Boyu iki metreye ulaşmış on aylık bir bebekle ne yapılacak mesela?
Bebek ne yapacak, bu bir mesele.
Bu bebeğin karşısında insanlar ne yapacak, bu da başka bir mesele.
Ayrıca tohumun insan üzerinde denenmesi sadece bu bebekle mi sınırlı kalacak? Başka meraklılar da çıkmaz mı?
Kitabın bu kısımları eğlenceli ve ufuk açıcı. İnsanların tepkileri, okuyucu olarak eğlendirdi. Fakat içinde yaşasam eğlenmezdim, aksine o zaman korkunç olurdu. Ufuk açıcı kısmı ise değişik bir düşünce deneyimi yaşatması. İçinde devlerin ve dev olmayanların yaşadığı bir dünya nasıl olurdu? Toplumsal yapı nasıl değişirdi? Tahminim bir günah keçisi bulunurdu, tercihen bilim insanı. Linç ettirilirdi. Devlere karşı olanlar ve devlerin yanında olanlar diye kutuplaşma çıkardı. İşin ekonomik boyutu da var, devlerin vereceği zararlar göz ardı edilemezdi. Onlar için yaşam alanları gerekirdi. Tabii bir yaşam hakları tanınırsa… gibi.
Neyse ki yazar hepsini düşünmüş.
Tanrıların Tohumu | Dev Hayal Gücü
Yazarın hayal gücüne hayran kalmamak elde değil. Daha önce bir kitabını daha okumuştum, onu da beğenmiştim.
Bkz: Görünmez Adam
Kendisi hakkında “Bilimkurgunun Skakespeare’i” denmesi boşuna değil.
Saygılar,
Hülya Erarslan
No Comments