Satır Arası

Duygu – Mantık

27 Kasım 2020

Yazı: Mantık & Duygu | Yazan: Nalan Erpolat

İnsanlık kendi insiyatifi ile karar vermeye başladığı tarihten beri önemli bir sorunun cevabını arıyor. Dünya bu hızla değişmeye devam ettikçe de bu soru sorulmaya devam edecek.

Duygu mu, mantık mı?

Dünya durdukça bu ikilemin bir seçimi olmayacak çünkü ikisi de insanlığın devamı için gerekli. Her ne kadar önem sırası ve ağırlığı kişiden kişiye değişse de birçok insan ikisinin de önemli olduğunu ve hayat içerisinde ikisinin harmanlanması gerektiğini onaylıyor. “Bu harmanlamak nedir? Hangisinden kaç doz gerekir?” sorularının cevabı tam olarak verilemiyor. Ya da sözel olarak verilse de uygulama kısmında sıkıntılar yaşanıyor. Belki yaşanırken fark edilmiyor ama yaşanılanlar anlatılırken;

“Zamanında şöyle bir karar vermiştim, iyi olacak sandım ama sonra sinirlerim çok yıprandı ya da çevremdekileri böyle etkileyeceğimi bilemedim.”

“…. işimi yaparken duygusal davrandım, sonuç da istediğim gibi olmadı.”

Gibi cümleler çok kuruluyor. Bunlar da ikilem arasında sıkışmışlığın ispatı oluyor.

Biyolojik Olarak Akıl ve Duygu

Her ne kadar akıl beyinle, duygu kalple bağdaştırılsa da beyinde duyguları yöneten bir bölüm mevcuttur. Yıllarca yapılan tıbbi araştırmalar ve cerrahi deneyimler de göstermiştir ki, beynin duygulardan sorumlu olan bölümü hasar gördüğü zaman, mantıksal ve matematiksel bölümde bir hasar olmamasına rağmen, kişi mantıksal kararlarını vermekte de zorlanıyor. Bu durum da fiziksel olarak aklı çalıştıran unsurun duygu olduğunu gösteriyor.

İş Hayatında IQ ve EQ

Geçmişte iş hayatında özellikle de mühendislik, ekonomi gibi alanlarda IQ’nun çok önemli olduğu düşünülürdü. Son 10 yılda IQ’nun önemli olduğunun kabulü ile beraber yeterli olmadığı düşünülüyor. EQ’nun da altı ısrarla çiziliyor. Duygusal zekasını kullanma performası düşük olan bir birey ne kadar akıllı ve donanımlı olursa olsun iş dünyasında aranan kişi olamıyor.

İş dünyasında ya da özel hayatta başarılı olmak için aklı ve duyguları iyi kullanmak şarttır. Aklı kullanmak için IQ yeterli değildir. IQ’su normal hatta yüksek olan pek çok insan hayatta büyük yanlışlar yapabilir. Zeka gerekli bilgilerle donatılmazsa hiçbir şekilde işe yaramaz. Zekasını kullanarak bilgiye akıllıca ulaşan insanların da bilginin işlenmesi ya da doğru yerde kullanılması için EQ’ya yani duygusal zekaya ihtiyaçları vardır. Bu da kişinin duyguları tanıması ve anlamasıyla bağlantılı bir yetidir. Yani doğuştan gelen bir yetenek değil, öğrenilebilen bir beceridir. Kişi kendini iyi tanır, duygularını farkederse, bu duyguları yönetebilmeyi öğrenir. Duygularını yönetebilen insan hayata ve tüm insanlara farkındalıklı gözle bakar. Bu şekilde baktıkça da vereceği kararlar, atacağı adımlar çok daha tatmin edici olur.

Duygusal Olmak – Duygulu Olmak

Burada çok ayırt edici bir nokta vardır. Duygusal olmak sanki olumlu bir kavram gibi kullanılır her zaman ama duygusal zeka kullanımı konusunda olumlu bir durum değildir. Duygusallık her şeyden çok çabuk etkilenme halidir. Hayatta, insanın olumsuz durumlarla karşılaşması da olumlu durumlarla karşılaşması kadar doğaldır. Duygusal insanlar bu olumsuzluklar karşısında hemen çökerler. Motivasyonları hemen düşer. Hayatla mücadele edemezler.

Duygulu insanlar ise sevinirler, sevinçlerini yaşarlar; üzülürler, üzüntülerini yaşarlar ama mevcut olumlu durumları değerlendirebilirler; korkarlar korkularının farkında olup önlem alırlar; sinirlenirler ama bunu kontrol edip yanlış tepkiler vermezler ve pişmanlık yaşamazlar. Her zaman ve her koşulda yola devam ederler.

Bilgileri mantıkla işleyip, duygusallıkla değil ama duygu dolu kullanarak hayat yolunu yürüyelim.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan