Varlık Sancısı

Kitsch

2 Aralık 2020

Yazı: Kitsch | Yazan: Hüseyin Küçükkelepçe

Kitsch (kiç): Bok yokmuş gibi yaşamak.*

Yazarken altı çizildi. Yapay zekâ bile en fazla ima (bo..) edebilirsin, varlığını direk olarak kabul edemezsin diyor. İkiyüzlü yaşamın kısa adıdır kitsch. Toplumsal, bireysel yaşamın her yerinde kitsch var. Seküler, ideolojik, mistik, hedonist, ateist… Hangisini yaşamımızın merkezine aldığımız fark etmiyor. Kitsch’in pis sırıtışını hepimizde görüyoruz.

Kitsch fark edildi mi, kitsch, “kitsch olmayan” bağlamına girer.*

“Yaşamla uzlaşmadır kitsch.”*

Hayatta kalmak için …mış gibi yapmak, yokmuş gibi -düşünmek demeyelim de- eylemek zorundayız.

Bir günlük yaşamıma bakıyorum. Şu anda yazıyorum. Derginin, ailenin, yönetimin, toplumun kuralları… Bu liste fraktal bir morfolojiyle genişler gider. Eğer tek ben okuyacaksam bu yazı asla böyle olmazdı. Hatta kendi kendime sansür koyduğum düşüncelerim bile var.

Mecburi günaydınlar, zoraki gülümseyişler, bir an önce kalksa da gitse modundayken “Ne demek sohbet ediyoruz” gibi yüzeysel kitsch’lerden, kutsal, sanatsal, bilimsel kitsch’lere.

Kitsch fark edildi mi, kitsch, “kitsch olmayan” bağlamına girer. Kaçış yok, nefes alan her akıllı kitsch’in tadına bakar.

Ayrımı hayatının olmazsa olmazı haline getiren gözü yaşlı adanmış

Hangisinden bahsetsem. Milyon insanın ölümüne sebep icadıyla Nobel alan bilim adamı, kadın tacizcisi Oscarlık yönetmen ve asil konuşmaları ayakta alkışlayan kalabalıklar. Affedilmeyen tek günah olan ayrımı hayatının olmazsa olmazı haline getiren gözü yaşlı adanmış. Fotoğraf çekimi bittikten sonra bir eşya gibi çocuğu bir an önce verecek kişi arayan politikacı. Çalışan fazla oturmasın diye eğik klozet icat eden sanatsever sermayedar. Bütün bunların adıdır kitsch.

Kalabalıklarla birlikte sevinmek, öfkelenmek, savunmak ve lağım yokmuş gibi yapmaktır kitsch.

Yanlış hatırlamıyorsam Zeki Alasya ile Metin Akpınar’ın oynadığı Hasip ile Nasip filmiydi. Devekuşu Kabare adlı tiyatro gruplarının bir oyununda da olabilir. Kahramanlarımız hayatlarını sahtekârlık üzerine kurmuştur. Biri, yalan üzerine kurulmuş yaşantılarına küçük bir eleştiri yapar. Beriki kendini savunurken: “Olur mu canım? Ben halen bir marş dinlesem, bayrak görsem gözyaşlarımı tutamam” der.

Bu sahne kitsch’e iyi bir örnektir. Kalabalıklarla birlikte sevinmek, öfkelenmek, savunmak ve bu arada makro-mikro lağım yokmuş gibi yapmaktır kitsch.

“Yaşamlar mükemmel, her şey yolunda, neşemizden geçilmiyor.” Böyle bir şey yok. Herkes helaya gidiyor.

Kitsch yani bok yokmuş yapmak. Burada boku hem gerçek hem de mecaz anlamıyla kullanıyorum. Bir arkadaşım; “Gözünde büyüttüğün, çekindiğin insanlarla görüşürken onları tuvalette hayal et. Büyü bozulur. Düşüncelerini heyecana kapılmadan ifade edersin” demişti. İşe yarıyor.

“Yaşamlar mükemmel, her şey yolunda, neşemizden geçilmiyor. Hiç böyle bir şey yok. Herkes helaya gidiyor. Bazılarının altın kaplama olması fark etmiyor. Aynı koku, aynı sesler.

Yasak elma, samimiyetsiz sevgi sözcükleri midir?

Kadın erkek ilişkilerinde çok fazla kitsch var. Werther pozları, sevgi sözcükleri ama gerçekte hayvani kısacık bir birleşmedir hedef. Beş dakika önce tanıştığı partnerin (çoğu zaman sahteliğin farkındadır) elini tutumalar, “aşkım, canım, cicim” güzellemeleri gırla giderken evde bu sözlerin hiçbirini duymamış hayat arkadaşı. Oysa milyonlarca yıl o güzel sözleri özünden geldiği şekliyle eşinin gözlerinin içine bakarak söylemen için beklenildi. O eşsiz an için bu kadar zaman geçti. Yasak elma samimiyetsiz sevgi sözcükleri midir?

Vicdanları zebanileridir. Onunla baş başa kalmamak için uyuşturucu/uyarıcı bolca kullanırlar.

Haksızlık olmasın. Zorunlu olarak kitsch’e evet diyenler de vardır. Bu insanlar ne olup bittiğinin farkındadırlar. Kişisel çıkarlar, güdüler uğruna gerçeği yok saymazlar. Tersine gerçeğe bir nebze olsun katkıda bulunmak için bu yolu tercih ederler. Diğer yandan kitsch’i gönül rahatlığıyla benimseyenler vardır. İkiyüzlülükleriyle baş başa kalmamak için sürekli sosyalleşirler, kendilerini kendilerine unutturacak eylemlerde bulunurlar. Vicdanları zebanileridir. Onunla baş başa kalmamak için uyuşturucu/uyarıcı bolca kullanırlar.

Kitsch karşıtı cesur bir savaşçı: Anthony Bourdain

İntihar eden belgesel sunucusu Anthony Bourdain kitsch’in düşmanıydı. Mutlu insanlar, lüks mekanlar, cezbedici yemekler nadir olurdu programlarında. En alttakilerle, ezilenlerle, göçmenlerle konuşur onlara sahici sorular sorardı. Damağa (mideye değil), göze hitap eden pahalı bir yeri konu edinmişse hemen sonra hijyenin çok az olduğu salaş yerlerde dolaşır, ucuzun ucuzu sokak yemeklerini hem yer hem de oranın insanlarıyla konuşurdu. Büyük parçalı etler, yağlı yemekler, büyük sosisler, yanak, sakatat ve bütün bir domuzun masada yenmesi. Kitsch karşıtı cesur bir savaşçıydı. Avusturya’da çizgi filmleri andıran bir manzarada kilosu bin euro olan balığı yerken kısık bir sesle: “Ne kadar çekilmez bir durum etrafın hep mutlu insanlarla dolu olması” demişti.

Anthony Bourdain, kitsch’in anavatanı (50 bin dolarlık çantayı yapan Çinli işçi günlük kaç para alır? Ekmek-pasta hikayesi) Fransa’da intihar etti (2018). Kimi aşk acısı dedi, kimi kişisel tercih. Bence yüksek doz kitsch’ten öldü.
 
 
Hüseyin Küçükkelepçe
 
 

Notlar & Açıklamalar:

* Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Milan Kundera (Alıntı ve esinlenme)    ⇡⇡⇡

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan