Biraz Kitap

Mrs. Dalloway

1 Aralık 2020

Kitap: Mrs. Dalloway | Yazar: Virginia Woolf | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Mrs. Dalloway | Virginia Woolf

Ba-yıl-dımmmmm.

Mrs. Dalloway

Clarissa Dalloway, bir İngiliz hanımefendi. Akşama evinde büyük bir davet verecek. Onun hazırlığı içinde. Tam da o gün Clarissa’nın eski sevgilisi Peter Walsh çıkageliyor. Yıllardır görüşmemişler. İkisi de bambaşka hayatlar kurmuş. Clarissa, kocası Richard ile mutlu bir evlilik sürüyor. Ya da öyle gözüküyor. Ya da daha doğrusu bunu sorgulamıyor. Normal, düz bir evlilik işte. Kızları var bir de, Elizabeth. Onun tarih öğretmeni ve aynı zamanda bakıcısı var. Dindar bir kadın. Clarissa endişeleniyor kızının bu kadınla çok yakın olmasından ama bir şey de yapmıyor.

Davet

Kitap, Clarissa’nın bu davet için hazırlanmasıyla başlıyor. Ve bu davetin olup bitmesiyle de bitiyor.
Tüm hikaye sabah Clarissa’nın davet hazırlığı ile başlıyor, ondan sonra daldan dala, insandan insana atlayarak akşam oluyor, davet vakti geliyor, sohbet muhabbet derken, davet de bitiyor, kitap da bitiyor.

Zihin Okuma

Kitapta insanların zihinlerinin içini okuyoruz. Mükemmel bir şey bu. Her bir insanın tepesinde bir konuşma baloncuğu varmış gibi. Hepsinin iç sesi dile gelmiş gibi.

Clarissa, Peter’i kendisine pek layık bulmamış zamanında. Clarissa bir hanımefendi. İyi bir insan belki ama nobran biri. Duygularına hakim olabilen, çok akıllı sayılmasa da aptal da olmayan bir kadın.

Peter biraz havai mi sanki ne? Yakışıklı olmasına yakışıklı, akıllı da ama galiba güven vermemiş Clarissa’ya. Richard daha olgun, daha sağlam duruşlu birine benziyor.

Richard, o günün öğleninde davetli olduğu bir yemekte Peter’in adı geçince düşüncelere dalıyor. Kıskançlık değil. Sadece Clarissa’yı ne kadar sevdiğini ama bunu ona söylemediğini fark ediyor.

“Clarissa’ya açık seçik onu sevdiğini söylemek üzere Londra’da yürüyordu. Hiç söylemeyiz bunu, diye düşündü. Kısmen tembellikten, kısmen utangaçlıktan. … Odaya girer girmez onu sevdiğini açık açık söyleyecekti. Çünkü insanın hissettiklerini söylememesi çok yazık, diye düşündü.”

Bir çiçek alıp dönüyor eve. Gene sevdiğini söyleyemiyor ama Clarissa zaten bunu biliyor ve anlıyor. Richard da onun bunu bildiğini biliyor.

Olsun be, gene de söyleyin. Seni seviyorum, deyin. Bıkmadan, usanmadan, sıkılmadan. “Seni seviyorum”lara boğun birbirinizi.

Bunu yapanlar için;
bkz: Silahlara Veda | Ernest Hemingway

Mükemmel Ev Sahibesi

Mrs. Dalloway vereceği davet için çok emek harcıyor. Hatta Peter ona hakaret olsun diye “Mükemmel ev sahibesi olmak için yaratılmışsın” diyor. Ağlıyor Mrs. Dalloway ama yine de davetim de davetim diye çok hassas ve titiz davranmaya devam ediyor.

Niye ağladı ki? Mükemmel ev sahibesi olmak bence kötü bir şey değil. Başka bir vasfı yok anlamında ise Peter önce dönsün kendine baksın. Güven vermeyen, sağlam bir duruşu olmayan bir adam. Eski sevgilisinin davetine gelip kadını aşağılıyor. Sie!

Mrs. Dalloway örnek bir ev hanımı, parti organizatörü, misafirperver… Peki bu rolleri kendisi istediği için mi üstlendi, yoksa üzerine yapışıverdi ve çıkarmayı hiç aklından geçirmediğinden öylece üstünde mi kaldı?..

Saygılar,
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan