Satır Arası

Mütevazı Olmak

10 Aralık 2021

Yazı: Mütevazı Olmak | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Mütevazı olmak yani alçak gönüllü olmak, bireyin sahip olabileceği en güzel özelliklerden biridir. Alçak gönüllü insanlar sevilir, sayılır. Alçak gönüllü insanlar çevrelerine örnek gösterilir. “Alçak gönüllü ol; mütevazı ol” nasihatları birçok özlü söz örnek gösterilerek verilir genç nesillere.

“Alkışı en sessiz karşılayan, alkışı hak etmiş demektir.”
“Alçak gönüllülük kişiyi yüceltir.”
“Yüksekliği istedim, onu alçak gönüllülükte buldum.”

Gibi anonim sözler

“İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır.”
– Cicero

“Ben bilmediğimi bildiğim için, öteki insanlardan akıllıyım.”
– Sokrates

Gibi düşünür sözleri gerçekten mütevazı olmanın güzelliğini ve önemini anlatıyor. Öte yandan, son yıllarda birçok insanın şikayeti, hayatın genelinin bu sözlerin yanlışlığını gösteriyormuş gibi olması.

“Mütevazı olunca görünmüyorum.”

Alçakgönüllü olunca iş dünyasında da, özel hayatımda da silik bir profilim oluyor; bilgilerim ve becerilerim yok zannediliyor.”

Gibi sıkıntılar yaşayan çok birey var. Bu da mütevazılığın tam olarak ne demek olduğunu bilmemekten ve iletişim sınırlarını bu çerçevede çizememekten kaynaklanıyor.

Gerçek Mütevazılık Nedir?

Her bireye doğuştan verilmiş olan bazı iyilik ve güzellikler vardır. Bazı iyilik ve güzellikler de sonradan kazanılır. İster verilmiş olsun, ister kazanılmış olsun, bireyin kendine ait olumlu özelliklere güvenerek etrafındakileri küçük görmemesidir mütevazı olmak. Ne kadar çok çalışarak kazanılmış olursa olsun, hiçbir bilgi ya da beceriyle başkaları küçümsenmez çünkü hiçbir insan sahip olmadığı ya da olamadığı özelliklerden dolayı küçük görülmeyi hak etmez.

Bunun yanında, kimseyi küçük görmemek demek, bilgi ve becerilerini tamamen kendine saklamak demek değildir. Birey, kimseyi küçük görmeden, bildiğini belli edip çevresine katkı sağlayabilir, bildiği konularda danışılan kişi olabilir.

İçinde yaşadığımız çağda, bilgi çok ulaşılabilir bir kavram. Herkes, merak ettiği her konuda bilgi sahibi olabilir. Fakat uzmanlık özel bir alan. Herkesin, çokların arasından seçilmeye ihtiyacı var artık. Bunun için de birey, uzmanlığını karşı tarafa aktarmak zorunda. Bu durum, “mütevazı olmamak” demek de değil. Gerektiği yerde, gerektiği şekilde anlatılmayan meziyetler ziyan olmaya mahkumdur. Her güzel özelliği, her yerde söylemek gereksiz olur. Konuyla ilgili olmayan durumlarda belirtilen meziyetler, kibir olarak algılanır ama ilgili yerlerde mutlaka belirtilmesi gerekir. Aksi hâlde hem güzel özellikler ziyan olur hem de söz konusu meziyetlere sahip olmayan bireylerin kibriyle karşı karşıya kalınır.

İbn-i Haldun’un söylediği gibi:

“Fazla tevazunun sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir.”

Kimseyi küçük görmemek çok güzel, örnek bir davranıştır. Herkesin şahsına ve hakkına saygı göstermektir fakat meziyetlerini gerektiği zaman belli etmemek de bireyin kendine yaptığı haksızlıktır.

Alçak gönüllülüğü kaybetmeden saygın olabilmek bir bireyin gelebileceği en güzel yerlerden biridir.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan