Satır Arası

Yaratıcılık ve İlham

23 Nisan 2021

Yazı: Yaratıcılık ve İlham | Yazan: Nalan Erpolat

Hayatta üretken olmak, yeni bir şeyler yapmak, hayatı anlamlı kılar. Zaman zaman her birey motivasyon düşüklüğü yaşar fakat yaşamının büyük bölümünü üreterek geçiren insanlar daha mutlu yaşarlar bu hayatı. Üretmek, insanın kendine, çevresine ve dünyaya faydalı olmak amacıyla meydana gelen bir durumsa, yaşamda tembel olmak, atalet içinde olmak üretmeye alışmış olan insan için çok zor hatta katlanılmaz bir derttir.

Sürekli üreten insanlar dışarıdan yüksek motivasyonlu görünürler. Üretmeye pek gönüllü olmayanlar da bu insanların kişisel avantajlarının ön planda olduğunu, iyi ve rahat imkanlara sahip olduklarını, bu sebeplerden dolayı “ilham” adındaki perinin hep onları bulduğunu söylerler ve buna da kendilerini inandırırlar. Oysa gerçek şudur ki ilham adında bir peri yoktur. İlham hiç kimseye oturduğu yerde gelmez. İlham ve insanın yolu ancak ve ancak esinlenmek vasıtasıyla kesişir. Esinlenmek için de görmek, duymak, bilmek ve etkilenmek gerekir. Tüm bunlar için de, bireyin her hangi bir şekilde, her hangi bir adım atması, her ne yapmak istiyorsa küçük bir hamle ile bile olsa o işin ucundan tutması gerekir. “Yaratıcı” diye adlandırdığımız her insanın çıkış noktası bu ilhamı yakalayabilmek ve taze tutabilmek ile ilgili gayretidir.

Yaratıcılık

İnsanlık tarihinde yaratıcılık, Antik Yunanlılara kadar dayanmaktadır. Yani o zamanlardan beri, insanların hayatı devam ettirmek için bazı yaratıcı özellikleri barındırması gerektiğini ve bunun insanların aslında özünde olduğu kabul edilmiştir. Yaratıcılık kavramının ilk ortaya atıldığı zamanlarda Yunanlılar, yaratıcılığı daha çok doğuştan gelen ve geliştirilmesi mümkün olmayan bir yetenek olarak görmüşlerdir. İnsanın incelenmesi arttıkça, kavramının tanımı da insanların yaratıcılık boyutları ve yaratıcılık düzeyleri de birçok bilim insanının araştırmaları ile farklılaştırılmış, yaratıcılığın geliştirilebilen bir yetenek olduğu kabul edilmiştir.

Çağımızda kabul gören yaratıcılık kavramı inovasyon, üretkenlik, aykırı düşünme, orijinallik gibi kelimelerle de açıklanıyor ama genel olarak, olaylara ve durumlara değişik bakış açılarıyla bakabilme ve bu bakış açısıyla verilen bilginin ötesine gidebilme, geleneksel yolların dışında düşünebilme, özgün olabilme ya da birbirleriyle ilgisiz gibi görünen şeyleri birleştirerek yeni bir şey ortaya çıkarabilme yeteneyidir. Bu yetenek de farklı boyutlarda da olsa her insanda bulunur. Küçük yaşlarda yaşadığı kültüre, içerisinde bulunduğu ortama göre gelişir ya da körelir; yetişkinlik yıllarında da gezip gördükçe, okudukça, sosyal algıları açık tutmaya gayret ettikçe gelişmeye devam eder.

Yaratıcılık Boyutları

Yaratıcılık kavramının da kendi içinde boyutları ve çeşitleri vardır.

“Büyük yaratıcılık” gerçekten özel yetenekleri olan insanların sahip olduğu yaratıcılık türüdür. Bu insanlar tarihe iz bırakan, insanlık adına çığır açan bireylerdir.

“Küçük yaratıcılık” ise günlük hayatı daha rahat yaşamak için formüller bulabilen ve bu formülleri hayata geçirebilen insanlardır. Her insanın ihtiyacı olan bu yaratıcılık türünün gelişmesi, küçük yaşlardan itibaren, bireyin mizacına, aile ilişkilerine, aldığı eğitime ve yaşam şartlarına göre değişiklik gösterir. Yaşam içinde ihtiyaçlara yönelik ortaya çıkan yaratıcılık yeteneyi birey kendisini hayata adapte ettikçe, yaşam yolunda yürümek istedikçe gelişir. Yaşam yolu sorunsuz değildir. Yaratıcılığı gelişmiş olan insan, hayata ve sorunlara bütünsel yaklaşabilir, sorunların odak noktasında derinleşebilir, her şarta karşı dayanmak için esneklik gösterebilir ve bu bağlamda kararlarını verebilir.

Yaratıcı İnsan

Yaratıcı olmak hayata karşı güçlü olabilmek, her şartta yaşamanın bir yolunu bulabilmektir. Bu da kendiliğinden olmaz. 1620 yılında Francis Bacon “Bilgi güçtür” manifestosunu yayınlamıştır. Bu söz, keşfetmenin önemini yaygınlaştırmıştır. Yani yaratıcı olabilmek için önce öğrenmek gerekir. İnsanın öğrendikleri ve deneyimleri çoğaldıkça, yaratıcılığı oluşur.

Her insanda var olan yaratıcılık tohumu beslendikçe gelişir. Beslenmesi de ilk önce ihtiyaçlar, daha sonra da bilinçli tercihlerle olur. İlham denilen perinin de gerçeği sadece bu mecbur olunmasa bile öğrenme ve üretme isteğinin ta kendisidir.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan