Satır Arası

Çocuk, Oyun, Hayat

22 Ocak 2021

Yazı: Çocuk, Oyun, Hayat

Çocukluk, hayatın en saf, en gerçek, en mükemmel halidir. İnsanlığın çocukluğu her daim özleme sebebi de aslında o zamanki bakış açısını özlemesidir. Çocukluk hayatı, yetişkin olduktan sonra her ne kadar önemsiz gibi gelse de her anı çocukken ciddiyetle yaşanmıştır. Oyun oynamak da her çocuğun kendi şartlarında mutlaka yaşadığı önemli bir aktivitedir. Her dönemde, her şartta, çocuklar oyun oynamışlardır. Bu yüzden, yüzyıllardır birçok bilim insanı, teorisyen, psikolog oyun konusunda fikirlerini söylemişlerdir. Bu fikirlerden yola çıkarak günümüze kadar gelen hatta gitgide artan bir terapi yöntemi haline gelmiştir oyun.

Bazı Teorisyenlerin Oyuna Bakış Açıları

  • Montessori: “Oyun, çocuğun işidir.”
  • Piaget: “Oyun, bilinen eylemlerin mutlu gösterimidir.”
  • Bruner: “Oyun, çevre hakkında bilgi edinmenin ve deneyimlemenin bir yoludur.”
  • Bergen: “Oyun; eğlence, iç kontrol, iç motivasyon ve iç gerçekliği ifade eder.”
  • Gray: “Oyun; çocukların kendi kendine yönettikleri ve kendi seçtikleri aktivitedir, özünde motive edicidir, kurallar yoluyla organize edilir, hayal gücünü içerir ve stresli değildir.”
  • Frobel: “Oyun, kendi kendine bir çocuğun ruhunda olanın özgür ifadesi olması sebebiyle çocuktaki gelişimin en üst ifadesidir. Çocukların meraklı olma, araştırma yapma, oyun oynama gibi doğuştan yetenekleri vardır.
Tüm bunları düşününce;

Oyun ve hayat birbirine çok benzer. Montesssori’nin oyun için söylediği gibi hayat da insanın işidir aslında. Öyle ya da böyle altından kalkmak zorunda olduğu işi.

Bruner oyunda deneyimin üzerinde durur. Hayat deneyimin ta kendisidir.

Gray de çocuğun oyunda seçim yapabildiğinin ve oyunu yönetebildiğinin üzerinde durur. Çocuğun ancak böyle motive olabileceğini, hayal gücünü kullanabileceğini ve stressiz olabileceğini söyler. Hayatta da kendi seçimlerini yapabilen insanlar, hayal güçlerini kullanabilirler, motive olabilirler ve daha az stresli yaşarlar.

Frobel ise çocukta varolan merak ve araştırma yeteneğinin oyun dolayısıyla çocuğu geliştirdiğinin üzerine vurgu yapar. Hayatta da gelişmek insanın merak duygusunun sonucudur, merak etmekten vazgeçen, gelişmekten vazgeçer. Yani oyunda atıl kalan çocuk gibi hayatta atıl kalır.

Oyundan keyif alan çocuk Piaget’in söylediği şekilde mutluluğunu serer gözler önüne. Tıpkı ancak hayattan keyif alan insanın bütünsel bir hayat başarısı elde edebilmesi gibi.

Hayatı Oyun Gibi Düşünmek

Herkes hayatını bedensel ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılayarak geçirir ama kimi mutlu olur kimi olamaz. Hayatı gerçekten oyun gibi algılayabilsek, mutlu olmak çok daha kolay olur.

Her şeyden önce oyun gibi hayat da geçicidir. Oyundaki sıkıcı anların zevkli anlara dönüşmesi çok kolaydır, çabuktur. Hayattaki geçişler de aynen bu kadar çabuk olabilir. Bazen pek de çabuk olmaz ama mutlaka geçicidir. Bunu bilmek hem sabretmeyi kolaylaştırır hem de güzel anların kıymetini bilmeyi.

Oyun kurallara tabidir. Kurala uymayan oyundan çıkar. Hayatta da kurallar vardır ve herkes hayatı kuralına göre yaşamalıdır. Oyun kurallarına uymakta duyarlı olanlar oyunda kendilerine haksızlık yaptırmazlar. Hayata ve dünyaya karşı duyarlı olanlar da aynı şekilde haklarını yedirmezler.

Hayat yolculuğu, sonu olan bir oyundur. Bu oyunu kurallarına göre oynamak, kırmamak, kırılmamak, söylenmeden oyunu düzenlemeye gayret etmek, mızıkçılık yapmamak, mızıkçıları barındırmamak, oyun vakti bittiğinde ağlamamak için oyuna doymak, bunun için de oyun zamanından çalmamak gerekir.

Mutlu olabilmek kendine iyi gelen oyunu bulabilmekle başlar.

Herkesin kendine en iyi gelen oyunu keşfedebilmesini dilerim.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Demet Uncu 22 Ocak 2021 at 15:00

    Çok güzel bir yazıydı Nalancığım. Pozitif bakış açısına da bayıldım.
     
    Sevgiler 🥰

    • Yanıtla Nalan Erpolat 22 Ocak 2021 at 23:39

      Demetciğim çok teşekkürler. Beğenmene çok sevindim. 😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan