Güneş üzerime doğduğunda, gözlerimi açtım yavaşça, uyanmamıştım tam daha. Kıpkırmızı gözlerim ağarırken heyecan dolu bir mutlulukla, kalakaldım o büyük heyecanla. Toprağa dayandım, kendimi dingin soluğuna bıraktım. Yaşamak bu mu?
Ezilen
Bedenlerce ve gövdesiz var oldum nice kezlerde. Yaşadım mı peki gerçekten? Soluk aldım, soluk verdim, soluk aldım, soluk verdim çimenler gibi, filler gibi, kimseler gibi. Soludum mu peki gerçekten? Çimenler mi yoksa filler miydi ezilen? Gördüklerim fil miydi, çimen miydi gerçekten?
Yangına doğru koşanlar
Ene’l Hakk, Hu erenler sevdasına! Erenlerin adıyla ocaklar kurup söndürmedim erenlerin emaneti, tutunmaya çalışanların ocaklarını. Ses çıkar hiçbir adım atmıyorsan. Ses çıkar yangını söndürmeye şu taşımıyorsan; “YANGIN VAR!…”
Ak Ana
İçinize kurduğunuz engin kan denizleriyle var oluşunuzu bile kirlettiniz. Üstüne attığınız ak örtülerle Ak Ana’ya kanlı göz yaşlarından giysiler biçtiniz. Karalar bağladı Ak Ana, kendinden utandı, siz utanmadınız. Karalar bağladı Ak Ana o anlardan sonra. Anlar bitmedi, kanlı göz yaşları da! Ve söz söylendi:
“Ak örtülerle kamufle ettiğiniz karanlıklar sizin olsun, göz yaşlarımızla ıslanan karalarla ışıyan aydınlık bizim. Ak karanlıklar sizin, kara aydınlık bizim olsun bu ‘andan’ sonra.”
Görmek için
Ehl-i İslam kimdi, Müslüman kimdi? Ehl-i Mesih kimdi, İsevi kimdi? Ehl-i yol/Ehl-i tarik kimdi, Musevi kimdi? Ehl-i Işk kimdi, karanlık kimdi? Ya aydınlık? Siz kimsiniz, ben kimim? Benlik kimdi, ben kimdi? Görebilir misiniz? Gözlerinizi kapamadan göremezsiniz ki!
Dolu çanaktan içenler
Kan kırmızıdır çanak içinde, kartalın oğlu/kızı ak saçlı sunar kara, kızıl, kumral saçları ile elleriyle and içeceğini. Soluğu yetmez olan, kabına sığmayan Veysel, Karaca, Mahsuni, Dadaloğlu yeni bir solukla solumaya başlar. Benliğim vardan taşar kendine, varlık ile yokluğun imgesel çiçekliği olur var oluşum. Ve ben.. tüm varlığımla kendimi doğururum Thales’in sol gözünde parıldayan bir su damlasından.
Gerçeklik
Topraktan filizlendim, gökyüzü enginliğim, enginlik gökçe özümde ışıyan ayca özüm. Aşağı köklendim, yukarı ses verdim, çevremi sardım, yeşerdim, altı yönde gerçekliğe erdim. Gerçeklik bendeydi, ben gerçeklikteydim. Gerçeklik.. bendim!
Sevi ve ışık ile!…
Atakan Balcı
2 YORUMLAR
Bu yazını ne zaman okusam Thales’in adını gördüğümde mutlu oluyorum 😁
İnsanın kendine, “ben”e ulaşması uğraşların en meşakkatlisi ama bir o kadar da en gereklisi.
Nosce te ipsum 🤟🏻 Delphi’den selamlar 😉
“Ben kimim?” sorusunu kendine soracak noktaya ulaşmak o kadar değerli ki ve üstelik bu nokta, daha başlangıç sayılır “kendini bil”me yolunda.
Sevgiler canım, suyun ışıltısı parıldasın içimizde 😘🤗🌼