Kara Edebiyat

Akdeniz’de Nisan

3 Mayıs 2021

Öykü: Akdeniz’de Nisan | Yazan: Sertaç Süral

Bir kuş ölür, bir yaprak kurur, insan bir anda düşüverir. Akdeniz’de sıradan bir nisan sabahı, tomurcuklanan erik ağaçları, açan çiçeklerin güzelliği, hepsini içine sığdıran o sözde bahar coşkusu kimine ıstırap olur. Bir sevdiği gider uzak diyarlara kiminin, bir kedisini ezerler sokakta öylesine, bir sözle kalbini kırıverirler ama hayat tüm bunlar oldu diye durmaya yeltenmez.

Karşı apartmandan gelen sert, keskin bir çığlık kulaklarımı tırmalıyor. Duyuyorum, soluyorum, tadıyorum, tüm duyu organlarımla o duyguları, ağır ağır.

Bir cenaze bu, sabaha karşı, birinin en sevdiği, dalı, belki çiçeği…

Omuzlara yüklenen bir tabutun içine konmuş usul usul gidiyor, birkaç el var semaya açılmış, dua eden var, Allah’a isyan eden var, hıçkıran var, tepkisizler var… Var oğlu var.

Karşı apartmanın beş numaralı dairesinde bir emekli maaşıyla zor bela alınan mutfak masasının üstünde yarıda bırakılmış bir çay bardağı, tıpkı o soğumuş ceset gibi duruyor her şeyden artık habersiz ve masumca. Hayatın bir numaralı kanunu diyorlar kendilerini daha iyi hissedenler hissetmeyenlere, insanın sevinci de, hüznü de saniyede yerle bir oluyormuş. Kimse de dur diyemezmiş hatta karşısında durmaya kalkışanı alt üst edermiş. Hiçbirinden çıt yok ondan sonra.

Güneş batıp rüzgâr esiyor, sabaha karşı ölen o insanın üstüne toprak çarşaf gibi serilip duruyor. “Hepsi bu mu?” diye soranlar olacak, “Hepsi bu” diye bağıracaklar. Hikâyesi kalır belki. Anlatacak kimi kimsesi varsa o da, yoksa da öyle durur, sessiz bir şekilde, bir kenarda. Ruhu şad, yakınlarının başı sağ olsun. Ardından da bir Fatiha! Ölenle ölünmez ki neticede çokça duydum bunu tıpkı yaşayanla da yaşanmadığı gibi.

Ev artık biraz daha sessiz, açık olan pencere cereyan yapıp kapıyı kapatıyor, o andan sonra da başlıyor yaşlar gözlerden, musluktan akan su gibi boşanmaya. Durmak bilmez, darmadağın eder. Kime kolay geldi ki en sevdiğinin bedenini toprak ananın kucağına emanet etmek?

Akdeniz’de nisan sabahı bazı evlere küfür gibi inerken bazılarına da sevinçle gelir, bir davul sesine eşlik eden gelin ve damat ile.

Karşı apartmanda cenaze, sokakta zılgıt, alkış, korna sesleri… Biri oynar, biri ağlar. “Etmeyin” diyor köyün muhtarı, “Ayıptır, komşunuz Hüsniye Hanım’ın kocası ve bizim de değerleri emekli öğretmenimiz Adil Bey Hakk’ın rahmetine kavuştu. En azından şu sokağı döndükten sonra vurun tokmağınızı davulunuza.” Ama bir dinleyen yok.

“E, muhtar beyciğim hayat bu;” diyorlar “bir tarafta sevinç bir tarafta hüzün. Kimin kapısı hangisi tarafından çalınacak kim bilebilir. Cenab-ı Hak ne derse o olur. Neticede Yüce Allah’ın işine karışabilecek değiliz. Hâşâ.”

“Orası öyle tabii, lakin cenazeye saygı…” sözünü yarıda bırakıp duruyor muhtar gerisini getirmeden, daha savaşın ilk dakikasında ablukaya alınmış gibi. Ahmet Hilmi’ye bakıyor, sevinçli, bir o kadar heyecanlı, jilet gibi bir damatlık giymiş bekliyor. Üstüne üstlük yıllardır hayaliyle kendini kavurduğu, sevdiği, köyün neredeyse en güzel kızını almıştı. Bunun bir de gerdeği vardı. Rahmetli Adil Bey buna engel olabilir miydi? Bugün onun en mutlu günü. Ahmet Hilmi gerdeğe girecek nasılsa, ağzından salyalar akıyor. Bundan bir dokuz ay sonrasını düşünüyordur kim bilir, baba olacak. Karagözlü bir çocuk dünyaya gelecek belki, ona da babasının adını koyacak ama şimdi Ahmet Hilmi, Adil Bey’i düşünecek durumda mı?

“Canı Allah verir, Allah alır” diye fısıltılar yayılıyor kulaktan kulağa “Ne malum ki şimdi oynayanların içinden birinin de düşüp yolcu olmayacağı?”

Muhtar gerisingeri kaçıyor tüm bu duyduklarından sonra, bu sayede zılgıtların sesi kesildiği yerde yeniden daha şiddetli bir şekilde yükseliyor. Ne diyeceğini bilemeyen muhtar sadece kalabalığa bakıp durmakla yetiniyor. Tıpkı benim de sadece yazmakla yetindiğim gibi.
 
 
Sertaç Süral
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Emsal Hanım 3 Mayıs 2021 at 10:42

    Son zamanlarda okuduğum nadir güzel öykülerden biri.

    • Yanıtla Sertaç Süral 3 Mayıs 2021 at 10:51

      Teşekkür ediyorum.

  • Yanıtla Sultan 3 Mayıs 2021 at 10:48

    Sertaç Bey öyküleriniz çok başarılı devamının gelmesi dileğiyle…

  • Yanıtla Aysun Sertdemir 3 Mayıs 2021 at 12:45

    Çok güzel olmuş. Emegine, yüreğine sağlık. Başarılar dilerim Sertaç Bey 🙏🌼🍃

    • Yanıtla Sertaç Süral 3 Mayıs 2021 at 18:38

      Teşekkür ediyorum Aysun Hanım.

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 16 Mayıs 2021 at 18:08

    Hayat bu kadar acı, maalesef çok acıtıyor ama gerçek bu ne yazık ki. Herkes, kendi içindekini yaşıyor, ağlatsa da güldürse de.
     
    Kaleminize sağlık.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan