Ay Işığı Yolcusu

Kırık

29 Haziran 2021

Yazı: Kırık | Yazan: Atakan Balcı

Şimdi elinde anılar, gözlerinde yaşlar sevi arıyor masum bir çocuk, kim bilir kaç yaşında var, 20’li, 30’lu 40’lı yaşlar! Ya geçmiş, gelecek, âna dokunur mu yanağındaki damla? Bir deniz olsa yanaklarını çepeçevre saran ne sağlar? Ne sağlar döngünün bu kezinin kökünde, elinde balta ile saldırır gövdenin en çiçekli noktasına dost görünümlü düşman ve güler yüzüne karşı sanki neşe, sanki mutluluk, sanki içten bir iyilikle sarılır gibi açarak kollarını gelerek en yakına kucaklaşacakmış gibi ve sevgiye, özleme, āna, geleceğe, yaşama ihânet eder. Özlem arıdır, inanır o sözde kucaklaşmaya ve an ayırdına bile varamaz ihânetin ama gelecek, gelecek an olur gün gelir, ya mutlu olur ya mutsuz duyguların toprağı ve uyanır yeni bir doğuma karmaşanın anaç doğasında.

Kabız bir somut varoluş doğurmaya doğru ivmeleniyor yığın ve sevgiye karşı ördüğü duvar, özlemi içerdeki denize fırlatıveren tavır, kendini beğenmiş benliğindeki koca kırığı ortaya koyuyor ve duyuşsal açıklığın kırığı değil asla bu. Yoksa müzikten, şiirden, kitaplardan kaçar mıydı; okuyanı, gerçekten okuyanı, söyleyeni, içten söyleyeni horlar mıydı bu kadar?

“Pehlivan, pehlivan!… Altta kaldım diye yerinme, üste çıktım diye sevinme!…”

Şampiyon duy kendini, sevin, kahkahalara boğul yığının beyi, hanımı? Lâubâli ve aç gözlü, sevgi budalası ve yüreği buz gibi bir taştan yontulu. Mutluluğu, sevgiyi, dışarıda gördüklerin için geleceği ardı ardına yere seren, sen, sevin hâlâ sevinebiliyorken, an senin!

Kırık, müziğe, sanata, ekine, sevgiye düşman olanın özür küçücük parçalar durumunda, un ufak.

Yaşamı engellemeye çalışırken yaşam içinde, öldürürler genleri öldüremediklerinde. Yaşam sürer bir çiçeğin gülümseyişinde, devirip yan yatırdığınız ağacın yine de filizlenmesinde, onurla yürüyen böceğin ayırdında bile olmadığınız gözlerinde.

Acımasız, akılsız bir sürünün baş ahmağı kendini çoban sayıyor. Hayvan Çiftliği’ndeki dostlarını satan, kendini sürünün efendisi sayan domuzlara, aynı masaya oturdukları, uğurlarına dostlarını sattıkları, çil çil altınlarla aç gözlülüklerine seslenen katar katar kurnaz, işleri bitince teslim etmezler mi domuzları çiftlikten uzak sayılan, sanılan efendilerine?

Ruhumuz değil ama duygularımız kırık bizlerin de, gel-gitlerimiz var yer yer, kıvrılıp yattığımız bir köşe, üzerlerinde uzandığımız kırıklarımız. Ama özümüz öyle büyük patlamalarla yıktı ki tüm duvarları, perdeleri, özümüz bütündür çokluk içinde.
 
 
Ene’l Hakk!…

Sevi ve ışık ile!…
 
 
Atakan Balcı
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan