Müzik

Klasik Batı Müziğinin Doğu Tarafı, Rusya

3 Haziran 2021

Klasik Batı Müziği
Klasik müzik benim nazarımda, tüm müzik türlerinin üstünde olan müziktir. Bir kere anlatım biçimi son derece derindir. Dinlediğimiz, belki de örnek aldığımız birçok müzisyen var. Birçoğu ya çaldığı enstrümanı çok iyi çalar, ya çok iyi şarkılar yazar ya da o enstrüman temelinde müzik teorisini geliştirmiştir. Örnekler tabii ki çoğalabilir. Ancak klasik müzik bestecisi hepsinin dışındadır, iyi bir müzik teorisi ya da iyi enstrüman çalması, kısacası bunlara hakim olması yetmez. Bir kere müziğe bir filozof kadar derin bakmalıdır, teori ve enstrüman dışında sese hakim olmalıdır. Nerede, hangi noktada, hangi ses, hangi uzunlukta hangi ses grubu ile düşüncesini en iyi tanımlar ve anlatım en derin nasıl olabilir diye düşünür. İyi bir melodi bulmak, iyi bir melodi bulmak dışında onun için bir anlam ifade etmez. Yeteneği iyi bir melodi bulma ile sınırı değildir, o açıdan zaten yeteneklidir, onu büyük yapan şeyler başkadır.

Sadece bu yüzyılda bilinen ve tabii ki değerli olan rock ve jazz gibi türlerin müzisyen sayısı, tüm müzik tarihindeki klasik müzik bestecisinden fazladır. Buna karşın mesela J. S. Bach tek başına her türde müzik yapan müzisyenin ufkunu açan binden fazla eser vermiştir. Mozart 35, senelik ömründe, insanlığa her biri paha biçilmez değerde 600’den fazla eser bırakmıştır. Bu arada bu eserlerin hemen her birinin birkaç bölümden oluşmakta olduğunu söylememe gerek yok sanıyorum. Bu açıdan bakılırsa bana göre klasik müzik bestecileri, büyük bilim insanları gibi, insan evriminin en üst seviyedeki örneklerinden biridir.

Klasik Müzik Tarihine Çok Sonra Katılan Bir Halk

Mihail Glinka


Mihail Glinka

Batının bilinen klasik müzik tarihi Rönesans ile başlar dersek pek de yanlış bir tespit yapmış sayılmayız. Lâkin ayrıntılara girersek pekâla daha öncesine ait bilgilere rastlarız, ancak konumuz bu değil. 17. yüzyılda artık iyice olgunlaşan, Batı ve Orta Avrupa’nın hemen her halkının önemli besteciler armağan ettiği bu müzik türüne, Rus halkının da katılması için neredeyse iki yüz sene beklemek gerekecekti. Ruslar 19. yüzyılın başından itibaren yavaş yavaş klasik batı müziği türüne evrensel anlamda katkıda bulunmaya başladılar. Bilinen anlamda bu ilk katkı Mihail Glinka ile yapıldı.

Glinka otoriteler tarafından kabul edilmiş ilk rus bestecisidir. Müzik öğrenmeye başladığı yıllarda, yaşadığı yerde kapsamlı bir konservatuar olmaması ve özel dersler alarak müzik öğrenmesi onu batı müziği ile kendi halk müziğini birleştirme olanağı taşımış ve sonraki kuşaklara özelikle Rus Beşleri’ne ilham kaynağı olmuştur.

Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rusya, klasik müzik dünyasında etkisini gittikçe arttırır. İşte bu noktada, Rus Beşleri konusu bence önemli, hepsi St.Petersburglu olan ve çarlığın merkezi Moskova’ya tepki olarak Rus değerlerine bağlı bir klasik müzik üretmek isteyen idealist, bir o kadar da yetenekli 5 kişi öyle bir müzik yazdılar ki hemen hepsinin birçok eseri bugün orkestralar tarafından yorumlanmaktadır.

Rus Beşleri

M. A. Balakirev
A. P. Borodin
C. A. Cui
Modest Mussorgsky
N. A. Rimsky Korsakov

İşte bu beş kişi müzik tarihinde Rus Beşleri olarak anılmaktadır, her biri için internette arama yaparsan onlarca bilgi bulabilirsin.

Rusya o dönemde çarlık merkezi olan Moskova ile çarlığa karşı olan St. Petersburg arasında bir gerilime sahne olmuştu. Bu tabii ki müziğe yansıdı. Moskova’da da büyük müzisyenler vardı. Çaykovski bunların başında yer alırdı. Moskova tarafı milli bir müzik yazma kaygısı duymuyordu ama Rus Beşleri bu konuya çok önem veriyordu. Açık söyleyeyim; bugün, o dönemin gerek Moskova gerekse St.Petersburglu müzisyenlerinin eserlerini dinlesen az ya da çok Rus halkının zengin müziğinin örneklerini mutlaka duyabilirsin.

Çaykovski, Rus müziği yapmadı demek için sağır olmak lazım, Çaykovski öyle bir müzisyen ki bazı müzik otoriteleri tarafından hâlâ keşfedilmemiş müzisyen olarak görülür, eserlerindeki melodik zenginlik, orkestral ustalık ve derinlik dikkat çeker.

Rus Beşleri

Rus Beşleri’nden ikisi var ki beraber aynı evde kalmışlar, aynı piyanoyu beraber kullanmışlar, müzik dışında devlette vardiyalı çalışmışlardır. Bugün bu iki müzisyen, eserleri orkestralar tarafından en çok çalınan müzisyenlerdendir.

Modest Mussorgsky
N. A. Rimsky Korsakov

🌟 Sana Mussorgsky’nin “Çıplak Dağda Bir Gece” ve “Bir Sergiden Tablolar” isimli iki eserini mutlaka dinlemeni öneririm.

🌟 Rimsky Korsakov’un “Şehrazat” isimli orkestral suitini ve “İspanyol Kapriçyosu” isimli eserini de mutlaka dinlemeni öneririm.

On dokuzuncu yüzyıl içinde yavaş yavaş klasik müziğe ağırlığını koyan Ruslar, bu konuda o kadar ilerlediler ki 20. yüzyıl’daki klasik müzik artık neredeyse Rusya’nın öncülüğünde ilerlemeye başladı. Yüzyılın başında yapılan büyük Ekim Devrimi ile Ruslar, artık topraklarında kökleşmiş ve büyük eserlerle Dünya müziğine büyük katkıda bulundukları bu müzik türüne çok önem verdiler.

Tüm sanat dallarında olduğu gibi müzik dalında da büyük sanatçılar yetiştirdiler, bunlardan bazıları, Stravinsky, Rahmaninov, Prokofiev, Şostokoviç gibi büyük müzik bestecileri yazdıkları eserlerle Rus müziğini daha çok yaymakla kalmayıp, klasik müziğin 20. yüzyıldaki yeni yaklaşımlarına da çok önemli örnekler sundular.

Bazı eleştirmenler, çoğu müzisyenin Ekim Devrimi’nin baskısı yüzünden ülkelerinden kaçtıklarını söylerler, bu bir oranda doğrudur ama doğdukları ve yaşadıkları ilk yer, aldıkları müzik eğitimi ve birçok eserlerindeki kültürel etki Rus kültürüne ait olduklarını gösterir ve onlar da ülkelerine yaptıkları tüm eleştirilere rağmen bunu memnuniyetle kabul ederler.

Igor Stravinsky

Stravinski’nin “Bahar Ayini” isimli eseri klasik müzikte bir dönüm noktası sayılabilir. Prokofiev in “Peter ve Kurt” isimli eseri ayrıca ele alınmalıdır, Rahmaninov’un meşhur 2 ve 3 no’lu piano konçertorları olmadan 20. yy piano müziğini nasıl anlatırız, Şostakoviç’in orkestral ustalıklı caz dahil her türde yazdığı eserlerini ve özellikle de 2 no’lu valsini dinlemeden yaşamak ne büyük eksikliktir.

Yazının başında da belirttiğim gibi, Ruslar klasik müzik dünyasına oldukça geç girmelerine rağmen, kısa bir sürede bu dünyaya öylesine önemli müzisyenler armağan ettiler ki onlarsız Klasik Müzik tarihi yazamayız.

Batı Avrupa ve tabii ki ABD, bir çok açıdan basitçe özetlenebilecek nedenlerden dolayı, siyasi açıdan Ruslar ile karşı karşıyadır, rakiptir, hatta Batı Avrupalılar, Rusları Avrupa’dan saymazlar ama ne gariptir ki, aynı ülkelerin batılı tüm sanatçılar, Ruslar olmadan bırakın Avrupa’yı, Dünya sanatını yazamayacaklarını da çok iyi bilirler, yani görüntüde bir rekabet var ama konu sanat (ve tabii ki bilim) olduğunda beraber olmaktan ve bu durumu memnuniyetle kabul etmekten başka seçenek kalmıyor, çünkü durum ne olursa olsun, onlarsız Avrupa olmuyor, akılda bunu gerektiriyor.

Önümüzdeki haftalarda zaman oldukça özellikle Rus müzisyenlerini sana tanıtmaya çalışacağım. Bu yazıda bunun için bir ön yazı olsun.
 
 
Özgür Ay
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan