İremushka’nın Panosu

Çocuklar ve İletişim

8 Temmuz 2021

Yazı: Çocuklar ve İletişim | Yazan: İrem Savaş Sakin

Merhabalar, uzun zamandır ele almak istediğim bir konu için kahvemi aldım ve kolları sıvadım. Okuma süresince kendinizi şu cümleleri kurarken bulabilirsiniz; “Meğersem çocuğuma ya da çocuklara karşı ne çok yanlış dil seçiminde bulunuyormuşum.” Ya da şunu da diyenleriniz olabilir; “Aman canım, biz böyle cümleler mi duyarak büyüdük?” Ama içinizdeki babaanneyi, anneanneyi ve dedeyi yazımı okuduğunuz sürece lütfen bir kenara bırakın.

Kabul etmemiz gereken bir nokta var ki o da eski ve yeni jenerasyon çocukların asla kıyaslanmaması gerektiği. Şöyle bir düşünmenizi istiyorum, sizler çocukken sokaklarda oynar, komşularınızı ziyaret eder sonra annenizin yemek hazır çağrısı ile eve koşardınız, öyle değil mi? Şimdi çocuğunuzu sokağa yalnız başına vakit geçirmesi için yollayabiliyor musunuz? Ya da birinin evine gönül rahatlığı ile? HAYIR. Zaten olmamalı da. Devir bile değişirken yeni jenerasyonun aynı mizaçla sağlıklı olabileceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Mesleki deformasyon da diyebilirsiniz ancak bir kafede arkadaşlarımla otururken veya alışveriş sırasında bir elbiseyi incelerken bile yanımda bir anne ve çocuk iletişim içerisindeyse işi gücü bırakıp dinliyorum. Bazılarını içimden kutlarken, kimisine de farkındalık kazandırma isteğinde buluyorum kendimi.

“Kim acıttı canını, bu masa mı? Hııı, gel kızalım ona, Nanna yapalım.”

Sanıyoruz ki biz o masaya şiddet gösterisinde bulunursak çocuk; “Bak beni nasıl da korudular” diyecek. Ama farkında mıyız ki cansız bir varlığın bize zararı bilinçli olamayacağında bile kendi hatamızın karşılığında birilerine şiddet gösterme eğiliminin bize öğretildiğinin bu cümleler ile?

Tercihimiz niçin “Canın acıyabilir bazen farketmeden elimizi kolumuzu çarpabiliriz, istersen oraya krem sürebilirim” olmasın? Bir çocuğun değişimi ailenin dilinin değişimi ile başlar.

“Bak, onlar ağlıyor mu? Sen niye ağlıyorsun?”

Çocuğun duygularının bastırılması ve bu duyguların size yansıtılmasına bu cümlelerle engel olduğunuzda yaşadığı önemli bir olayı sizinle paylaşmaması kaçınılmaz bir sondur.

Bu durumda da tercihimizin “Evet ağlayabilirsin, bazen ben de mutsuz veya korkmuş hissedebiliyorum. Senin için yapabileceğim bir şey varsa benimle paylaşırsan çözüm bulabiliriz?” olması gerekmez mi?

“Her şeye ‘Neden?’ diye sorulmaz! Hayır diyorsam hayır!”

Geçen günlerden birinde, Bursa’da otobüs ile semt değişikliği yaparken bir anne ve çocuğunun iletişimine şahit oldum ve inanın sinirlendiğimi hissettim anneye.

Çocuk cam kenarında oturmak istiyor ve annenin neden her defasında bu isteğine hayır dediğini sorguluyor. Anne de yüksek bir çıkış yaparak “Neden diyip durma. Hayır diyorsam hayırdır” diyor. Bunun nedenini bırakın çocuğun, benim bile sorgulayasım geldi. Hakikatten neden hayır?

Her şeye “Neden?” diye sorulabilir ve hatta sorulmuyor, sorgulanmıyor olması asıl sıkıntılı olan süreçtir. 0-6 yaş arası kararkterini tamamlama sürecinde araştırmacı ve sorgulayıcı yanını neden törpülüyoruz çocuklarımızın? Bırakın sorsunlar, rahatsız olduklarını dile getirsinler, mutsuzlarsa bunu belirtsinler ve sebebini öğrenmeye çalışsınlar.

Yalnızca çocuklar açısından da düşünmeyin, konuşma dilinizi değiştirdiğinizde, artık bu olumlamaları kendi hayatınızda da pozitif anlamda gözlemleyeceksiniz. Belki partnerinize belki de bir arkadaşınıza karşı…

“Hayır dedim ya! Ayy aman ne yaparsan yap.”

Okurken ne kadar kaba geldi değil mi bu cümle? Ama inanın bu cümleler çevremizde çok kuruluyor. İlk önce karşınızda 20 yaşında biri varmış gibi neden hayır dediğinizi açıkladığınız ve sonrasında istikrar sağladığınız takdirde çocuğun ısrarcı tutumu gün geçtikçe azalacaktır (Tabii gerçekten hayır demeniz gereken bir konu ise).

Sabır sabır ya sabır…

Ama zaten siz bir çocuk dünyaya getirirken bunları göze almadınız mı?

“Öyle de büyür böyle de” deme şansımız yok. Çünkü bu tutumla büyüyen erkek ya da kadın bireylerin şu anda topluma ve çevreye verdikleri zararları ana haberlerde izlemekteyiz.

“Siz değişirseniz dünya değişir” lafını iliklerime kadar hissediyorum. Lütfen değişin, sağlıklı bireyler ile güzel bir hayat yaşayalım.

Bu değişimin meyvelerini gün gelecek fazlasıyla yiyeceğiz. Çocuklarımıza kulak verelim, sorunlarını dinleyelim, beraber çözüm üretmeye çalışalım ve konuşurken susturmayı tercih etmeyelim.

Çocukların güldüğü ve onları sağlıklı bireyler olarak yetiştirdiğimiz nice güzel yıllarımız olsun.

Sevgiyle ve saygıyla kalın…

Hayat renkli, günler şeker 🍭
İrem Savaş Sakin

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan