Çocuktum
80’lerin sonlarında 90’ların başlarında
Spora sevdalı
Ve ciklet lakabıyla
Çocuktum
Yatarken hayaller kuruyor
Sabah coşkuyla uyanıp
Havaya, suya şarkılar söylüyor
Ve sonra o hayallerin peşinden koşuyordum
Çocuktum
Her gün sevgiyle beslenen fidandım
Abilerim, ablalarım çoktu
Annemin işi varsa
Komşu annelerim vardı
Üşüsem sararlar
Acıksam doyururlardı
Çocuktum
Her şeyi sokaklardan
Duyguları insanların gerçek bakışlı gözlerinden
Sevmeyi sımsıcak kalplerden öğrendim
Çocuktum
Dünya bir bütün haldeydi o zamanlar
Derdin varsa dert eden çoktu
Sırtına bir yük biner binmez
İyi kalpli birileri hafifletiyordu
Çocuktum
Siyah önlük de giydim, mavi önlük de
Her vakit saygıyla eğildim
Öğretmenlerimin önünde
Çocuktum
Dua ederken herkes için eder
Selamımı herkese verirdim
“Hayırlı işler Adil Amca” dediğimde
Babacan bir tebessümle ödüllendirilirdim
Çocuktum
Küçücük bir şehrin kocaman umutlarını
Belki bin yıla yetecek sevgilerini
Asla eskimeyecek alışkanlıklarını topladım
Bugün bu şiiri yazdıran o eskimez hatıralardır
Kim bilir
Geldi geçti diyoruz lâkin
Belki cennette o sokaklara bir dönüş vardır
Çocuktum
Şükrü dilinden eksik etmeyen
Aşını, suyunu, duasını paylaşarak mutlu olan
Her düğünü, düğün gibi düğün yapıp
Her cenazede birlikte yas tutan
Kalbi gözlerinde atan insanların arasında
Mutluydum dört mevsim heyhat!
Üç yüz altmış beş gün ve altı saat
Çocuktum
O kadar çocuktum ki
Dünyada kötülerin de olduğuna
Bir insanın diğerini aldatacağına
Sevdaların, bitkilerin, suyun, ekmeğin
Bir gün sahteleşeceğine asla inanmıyordum
Çocuktum
Sanki insan gibi insandım
Sanki bakışlarıyla şiir söyleyen şairdim
Sanki dünya bana aitti
Ve ben o dünyada herkesi mutlu ediyordum
Sanki herkes beni mutlu etmek için vardı
Sanki herkes sevmek için
Herkes iyilik için doğmuştu
Sanki hiiiiç büyümeyecektim
Ve yalnız bırakıldığım büyük dertlerim olmayacaktı
Oldu…
Oldu ve
Her şey mahvoldu…
Çocuktum
Ve
Büyüdüm
Büyüdüm ve anladım
Suçlanan akrep ile yelkovan
Asıl suçlu insanî değerleri unutan insan!
Mehmet Gökcük
2 YORUMLAR
Öylesine güzel ve o kadar gerçek ki. Yazık oldu o zamanlara.
Ve bütün suç insanoğlunun ne yazık ki. Ve hâlâ, iyiyle kötüyü, güzelle çirkini, doğruyla yalanı, mertlikle namertliği ayıramayıp, aynı kefeye koymak suçunu işlemeye devam ediyor. Ve hâlâ yoksulla zengini bile, işine geldiği gibi görmeyi tercih ediyorlar. Bu zamanda yetişen çocuklar ne yazık ki bu güzel duygulara asla sahip olamayacaklar. Ne kadar üzülsek az.
Kaybedilen hiçbir şey geri gelmiyor maalesef. Artık bu güzellikleri yaşamış olanlar hatırladıkları ile mutlu olabiliyor ne yazık ki.
Nimet Hanım, zaman zaman bazen bir şarkı, bazen eski bir film, hiçbir şey olmasa bazen bir koku veya bir his beni o yıllara götürüyor ve bu köşeyi o hafta mutlaka o yıllara ayırıyorum.
Ve bu konuda yapılabilecek hiçbir şey olmadığına inanmak istemiyor, eski öğrencilerime veya ulaşabildiğim gençlere okutmaya çalışıyorum.
İnsanî değerleri ayakta tutabilmeliyiz. Bütün ilişkilerde, okul ve iş hayatında gerçek samimiyeti yaşayabilmeliyiz. Yoksa doğaya, dünyaya, gerçek duygulara yaptığımız bütün kötülükler hepimizi ağır bir sonla cezalandıracak.
Değerli yorumunuz için gönülden teşekkür ederim.