Mümkün olmayacak başka bir gezegende yaşamak
Olsa da bize denk gelmeyecek
Gelse de alışmak zor
O halde daha fazla
İşkence etmeyelim Dünya’ya
Atmosferi deldik
Toprağı yorduk
Ağacı, kuşu, geyiği küstürdük
Su bile bıktı bizden
Havanın havası kaçtı
Bir yandan binlerce yıllık şehirler toprak altından fışkırırken
Her birini koruma altına alırken
Diğer yandan binlerce yıllık hasar bırakıyoruz
“Biz” düşüncesinden çok uzaklarda
“Ben” diye diye her şeyi mahvediyoruz
Ne hakkımız var?
Hem hâlâ anlaşılmadı mı
En güzel manzaraya, en güzel binayı da yapsak
En güzel denizde, en güzel gemiyi de yüzdürsek
En geniş yollarda, en hızlı arabayı da sürsek
Eninde sonunda hepimiz kaybediyoruz
Ve bencilliğe çare bulamazsak
Hep kaybetmeye devam edeceğiz.
Çocuklarımız, annelerimiz
Ve hepimiz…
Mehmet Gökcük
24 Aralık 1981 İstanbul doğumlu olan yazar, aslen Kastamonuludur. Çocukluk yıllarını geçirdiği Tekirdağ’dan üniversite eğitimi için 2001 yılında ayrılmış olup, o günden bu güne İstanbul’da yaşamını sürdürmektedir.
Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu mezunu olan Mehmet, Beden Eğitimi Öğretmenliği ve Spor Eğitim Merkezi yöneticiliği yapmaktadır. 2013 yılında ‘’Sevgi’li Aşk’’ isimli ilk kitabı ile yazarlığa ilk adımını atmış olup, 2016 yılında doğacak kızına ithaf ettiği ‘’Sevgi’li Aşk: Eylül’’ isimli kitabıyla da Baba-Kız aşkına imzasını atmıştır. Son olarak da 2019 yılında Bilgisayarsız Robotik Kodlama alanında Türkiye'de ilk hikaye kitabı olan ''Kod: Sevgi Dili isimli kitabı raflarda yerini almıştır. Ortalama üç yılda bir eser ortaya koyan yazarımız, yeni projeleri için çalışmalarına devam etmektedir. Bazı online sanat dergilerinde köşe yazarlığı, sportif aktiviteler, bireysel olarak kitap gelirleri ile planlayıp uyguladığı sosyal sorumluluk projeleri ve biricik kızı Eylül Defne ile oyun-gezi-keşif etkinlikleri ile iş dışında kalan zamanlarını değerlendirmektedir. Yazarımızın kitaplarını satın almak için bağlantıyı tıklayabilirsiniz: Mehmet Gökcük Eserleri
2 YORUMLAR
Bir ağaç keserken etrafında çember oluşturup “izin isteyip af dileyen” bir anlayıştan buralara nasıl geldik?… Ama şimdi bunun hesabını yapma vakti değil, daha iyisini düşünme ve gerçekleştirme vakti. Hep birlikte, “biz”…
Daha da geç kalmadan, en azından çocuklarımız için BİZ’i bulmalıyız…
Saf sevgi, gerçek samimiyet ve sonsuz saygı ile…
Samimi katkınız için teşekkür ederim. 🙏🙏🌿