Satır Arası

Anlaşılmak

8 Ekim 2021

Yazı: Anlaşılmak | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

“İnsan yaşamı için en temel ihtiyaç nedir?” diye sorulduğunda birçok kişinin aklına “sevgi” gelir. Sevgi yaşamın kalbidir elbette. Sevgisiz yaşam olmaz, yaşamın hiçbir anlamı olmaz. Fakat bir ihtiyaç daha var ki belki sevginin bile ötesinde. Anlaşılmak.

Her birey anlaşılmak ister. “Benden kime ne!!!” tavrını benimsemiş bir insan da olsa, en azından yakın çevresinde, hayatını paylaştığı insanlar tarafından anlaşılmak her insanın isteği, ihtiyacı ve de hakkıdır. Anlaşılmadığını hisseden insan, ne kadar çok sevilirse sevilsin, o sevgiyi yüzeysel olarak hisseder ve kendini tam ve bütün hissedemez.

Anlaşılmaya Alışmak

Hayattaki her şey gibi, anlaşılmak da tecrübe ederek öğrenilen bir durumdur. Çocukluğundan beri anlaşılmamış, duyguları yok sayılmış bir birey, anlaşılmanın ne demek olduğunu bilmez. Hayatın ilk evrelerinde yani çocukluğunda ve gençliğinde belki bunun eksikliğini hissetmez bile. Fakat zaman geçtikçe, hayatın anlamsızlığını fark eder. Bu anlamsızlıkla birlikte duyguları sıkışır ve ancak bu denli bir sıkışma sonucunda hislerini ve anlaşılmak istediğini fark eder.

Bazen hiç önemsenmediği için birey önemsemez kendisini ve uzun zaman bunu fark etmez. Fark ettiği zaman, anlaşılmak istediğini farklı iletişim tarzlarıyla dışarıya yansıttığında da, yeni icatlar çıkaran şımarık insan olarak etiketlenir çevresi tarafından. Aslında sadece hayata dair belli istekleri vardır; sevinçleri, hüzünleri, öfkeleri vardır. Bunların gözardı edilmemesidir istediği. “Ne var bunda kızacak ya da ağlayacak?!” sözlerinin olmamasıdır. Duygularını yaşayabilme özgürlüğüdür.

Bazen de bu durum, bu güne kadar sevilmediği ya da önemsenmediği anlamına gelmez. Aslında belki de çok seviliyordur. Hatta o kadar çok seviliyordur ki duyguları kendi daha hissetmeden kendini çok sevenler tarafından öngörülmüştür. Kötü olma olasılığı olan duygularına karşı, olması gerekenden çok daha fazla önlem alınmıştır ve değil duyguları yaşaması, fark etmesi bile engellenmiştir. Engellenen şeyler de anlaşılamaz. Zamanla tek kalan duygu sıkılmışlık duygusu olur ki böyle bir çevrede olan insanın bu sıkılmışlık duygusunun anlaşılması da mümkün olmaz. Bu durumda tek duyacağı şey, “Ne yani biz seni bu kadar düşünüyoruz da sen bi’ de sıkılıyor musun?!!!” olur.

Bu iki durumun dengesini kurarak, insanlar çocukluktan itibaren çok sevilmeli ve anlaşılmalıdır. Yaşam içinde duygularına engel olunmamalıdır çocukların. Bazen sevinci, bazen hüznü öğrenmeli, deneyimlemeli ve de bunları özgürce dışarı yansıtabilmelidir her çocuk. Çevresi tarafından da tepkileri görmezden gelinmemelidir. Bu şekilde öğrenir herkes anlaşılmanın önemini. Ve anlayanlar da her zaman anlaşılmış olanlardır.

Anlamak ve Hak Vermek

Anlayışlı olamama durumu en çok “anlamak” ve “hak vermek” durumlarının birbirine karıştırılması nedeniyle olur. Anlamak demek, hak vermek ya da aynı fikirde olmak demek değildir. Anlamak sadece karşıdaki insanın kendine has duygularının olduğunu bilmektir ve bunu kabul edebilmektir. Yani herkesin birey olduğunu kabul etmek ve bireysel haklarına saygı duymaktır.

“Çok anlayışlı bir insandır” tarifinin tam karşılığı budur.

Anlayışlı insanlar sevilirler, herkes onların yanında kendini rahat hisseder çünkü onların yanında herkes olduğu gibidir. Kimse rol yapma gereği duymaz.

Bir insan için “beni anlıyor” demek çok kıymetlidir.

Anladığımız ve anlaşıldığımız bir dünyada yaşamak umuduyla….
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Hande S. Sinan 8 Ekim 2021 at 07:16

    Hayatta en kıymetli şeylerden biri insanı anlayan dostlarının ve ailesinin olması gerçekten de çok doğru teşekkürler

    • Yanıtla Nalan Erpolat 8 Ekim 2021 at 23:13

      Çok teşekkür ederim bu güzel yorum için.

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 8 Ekim 2021 at 11:59

    Merhaba, sizin yazdıklarınız öyle zamanlara denk geliyor ki anlatmam mümkün değil. Ama her seferinde de iyi geliyor inanın. Çok güzel anlatıyorsunuz insanlığın olması gereken hallerini.
     
    Sevgiyle kalın.

    • Yanıtla Nalan Erpolat 8 Ekim 2021 at 23:11

      Nimet Hanım, ne kadar güzel bunu bilmek. Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 9 Ekim 2021 at 07:24

    Duygularının anlaşılması çocuğa verilecek belki de en büyük güzelliktir. Böylece duygularını rahatlıkla tanır. Bu aynı zamanda kabullenildiğinin bir kanıtıdır. İyi/kötü ayrımı yapılmadan tüm duyguları o zaman hayatındaki bir akış olur.
     
    Ebeveynlerimizin kabul etmediği duygular içimize hapsolur ve kendimizi sevmemize engel olur! Çünkü sevmek “olduğu gibi” kabullenmektir biraz da.
     
    Dertli olduğumu düşündüğüm bir konu! Bağışlayın uzun ve uzman gibi yazdım. Yaşadıklarımdan ve yazdıklarınızdan çıkardığım sonuçlar. Bu konu da yazmanızı rica ediyorum.
     
    Sevgi ve saygılarımla.

    • Yanıtla Nalan Erpolat 10 Ekim 2021 at 09:05

      Ne kadar güzel yazmışsınız Şen Hanım. Çook teşekkürler katkılarınız için. Bu konuda da bir yazı hazırlayacağım en yakın zamanda. Sevgiler…

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan