Sessizlik Öyküleri

Sessizlik

23 Aralık 2021

Öykü: Sessizlik | Yazan: Hakan ÖzbekŞiir okuyan adamlardan nefret ediyorum. Bir şiir seçip kendine okuyan adamlardan değil; şu sesini değiştirip bir tiyatrodaymışçasına okuyan tiplerden bahsediyorum. Komik geliyor. İçten içe dalga geçiyorum onlarla. Şarkı söyleyen adamın büründüğü haller o kadar kötü gelmiyor mesela. Onun da samimi olmadığını biliyorum ancak gözüme batmıyor. Şiir bir edebiyat ürünüdür ya, orada daha bir dürüstlük bekliyorum sanırım.

Nefret ettiğim, dalgaya aldığım çok şey var. Şiir okuyanlar bunlardan biri. Bir diğeri ise aşk üzerine yazılanlar. Hepsi yalan dolan geliyor bir noktadan sonra. Yazarın her boku aşka yorması, yok aşksızlık falan gibi boktan kelimeler kullanması…

Sonra ideolojik anlatılardaki romantizm. O romantizm de beni öldürüyor. Buna rağmen bazen kendimi böyle şeyler dinlerken buluyorum, o ayrı. İnsan ruhu çelişkilerle doludur ve ben de bir insanım.

Bir yazı yazmadan önce uzun bir yürüyüşe çıkıyorum. Kulağımda sevdiğim müzikler dönüyor, gözlerim insanları izliyor, bazen kendi kendime konuşuyorum. Haliyle aklımdan pek çok şey geçiyor. Bir hikâye uyduruyorum o zaman, anında. Başlıyorum kendi hikâyemi dinlemeye. Karakterlerle konuşuyorum, karakterleri izliyorum, gözümün gördüğü insanların arasına serpiştiriyorum. Sonra “Harika!” diyorum.

Ancak harika bir fikir ne zor oluşur, değil mi? Sonra anlıyorum, aslında o anlattığım hikâye o kadar da harika durmuyor. Kendime lanet okuyorum bu kez, nasıl böyle boktan bir hikâye uydurdum, diye.

İyi bir hikaye ne anlatır, nasıl anlatır? Bunu bilmiyorum.

Bir arkadaşımla oturmuştuk. Bana yazısını okuyordu. Bir kalem hakkında bir yazı. Sayfalarca kalem sevgisinden bahseden biri arkadaşım. Nasıl sabrettiğime –ya da sabredemediğime– şaşırıyorum. Hayatının vasatlığını bildiğim birinin iyi bir hikâye anlatabileceğine inanmıyorum. Belki de vasat birinin iyi bir hikâye yazmasını hazmedemiyorum. Hikâyeyi beğenmediğimi söyledim, sinirlendi. Arkadaşımın sinirlenmesi hoşuma gidiyor. Bana bir hikâye daha anlatmaz artık diyorum kendime. Bunu aşkla yapmıyorum, gereksiz bir romantizm de yok bu fikrimde. Sonra? Bir başka hikâyeye geçiyor.

Ölen bir adamın dinlediği türkü ölenin umurundadır ancak ölümü daha dramatik olsun diye türkü dinlemez mesela. Ancak biz geri zekalı yaşayanlar bunu yaparız. Ölünün en sevdiği türkü buydu ve benden bunu söylememi isterdi deriz. Bu açıklamanın faydasını anlamam mesela. Tamam, ölen değerli ve sen de değerlisin kardeşim. O türküyü söylemeye devam et.

Kendimi uydurma durumlarda buluyorum son günlerde. Mesela, bir ofis penceresinden şehre bakarken, etrafta kar görmek değişik hissettiriyor. Sonra düşünüyorum, bu kar da, bu şehir de yalan dolan. Boyalı geliyor hepsi, makyajlanmış. Ve o kadar kötü bir makyajı var ki artık hiç estetik gelmiyor. Ben boktan hâllerini görmek istiyorum hâlbuki. Senin yaşamak istemeyeceğin şehirlerde yaşamak istiyorum bir süre. Sonra başka bir şehirde yaşamaya devam…
 
 
Hakan Özbek
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

3 YORUMLAR

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 23 Aralık 2021 at 09:20

    En beğendiğim yazılarınızdan biri oldu bu; içten geldi, dili de çok sürükleyici. Şehirlerin aldatıcı yüzüne gelince, ben bilmediğim ara sokaklara eski çoğu da terk edilmiş ya da fakirhanelere dönüşmüş mahallelere gidince biraz rahatlıyorum. Şehrin sizinle konuşan duvarları, ağaçları, pencereleri oralarda var. Hikayeler dolusu…

  • Yanıtla Burak Süalp 23 Aralık 2021 at 10:09

    Sevgili Hakan, harika bir yazı. Birçoğumuz gün içinde defalarca benzer duyguları yaratan anlardan geçiyoruz ve sen ne kadar duru, akıcı ifade edebilmişsin bunu. Yazılarını okudukça daha çok şey öğreniyorum. Emeğin için teşekkürler. 🙋🏻‍♂️

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 23 Aralık 2021 at 12:42

    Hikayeyi okurken, senin betimlediğin kişilerin benim hayatımdaki tezahürleri zihnimde uçuştu durdu 😁 Tiyatral konuşan/şiir okuyan adamlar, romantizmi mide bulandırıcı doza getirene kadar pompalayanlar, her konuda yazarım diye yola çıkıp dolmakalem üzerine satırlarca yazıp ruhumu boğanlar… Bir tane de benden gelsin: Konu yaratıcı olmayınca tasvire boğmayı edebiyat sananlar 😉
     
    Velhasıl gülümseyerek okudum yazdıkları. “Ağzına sağlık” diye eklemeyi de ihmal etmedim 😁

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan