Üçüncü Göz

Tükenmemek için Tüketiyoruz

13 Aralık 2021

Yazı: Tükenmemek için Tüketiyoruz | Yazan: İlayda Oylum Güleryüz

Günaydın.

Ay pardon iyi geceler.

Tükenmemek için tüketiyoruz. “Bir şey olmaz” dediğimiz her gün bir adım daha geri gidiyoruz. Sabahın karanlığı akşamın karanlığı ile aynı mı? Peki ya kararan zihinlerimiz ne olacak? Hemen de normalleştirme başlıyor. Kimse böyle bir ortamda normal davranış beklemesin. Çok yağmurlu bir havada sığınacak yer bulmaktan başka bir şey değil bu cümle.

Zorlandığınızda ne yaparsınız?

Ben nefes alıyorum. O nefeste kendimi hatırlıyorum. Ağrıyan kolumu, bacağımı, başımı hissediyorum. Kendime ettiğim zulmü bitirmek için ise gün sayıyorum. Henüz gelmemiş olan mevsimin ortasında terliyorum, üşüyorum. Vücut iklimime bakılırsa yaprak dökemiyorum, çiçek açtığım da söylenemez. Tek bildiğim bir başka dünya istediğim.

Kendi içimdeki dünyayla ara ara uyumlandığımı görünce aslında nelerin mümkün olduğunu anlıyorum. Tükenmemek üzere bu satırları ağzımda geveleyip sonra kelime haline getirebiliyorum. Bilinç akışı tekniği desem değil, sabah yeli desem hiç değil.

Yoruldum.

Yazın ortasında boşa kürek çeksen oluyor da kışın ortasında buz tutmuş suyun üzerinde gidilmiyor. Yer yer, gündem gündem belirsizliklerin içerisinde olduğumu hatırlıyorum. Ancak bu kadar gri havanın içerisinde sanki hiç kalmamıştım. O yüzdendir sıfat ve zarf hâllerimin bir arada olması. Ve dışında kalmam diğer şeylerin.

Giderken görmediğin dönerken bakamadığın bir yolda mı gitmek istiyorsun? Ben hayır. O zaman kararlarını iyi ver kızım. Seni ite kaka götürecek değil de yağ gibi kayarak ve keyif alarak yapacağın şeylerde olsun gözün, aklın, fikrin.

Bir an için vaz mı geçtin?

Olsun. Yine toparlayabileceğini kendine hatırlat. Ağrı gibi. O bir yerlerde var. Sadece tanıdık hâle getirmen için tanış olmalısın, sarılmalısın o bilgiye.

Öyle değil midir? Çok bildiğini sandığın yere nasıl da yabancıdır insan. En değerli tarihi eserlerini görmezden gelebilir. Çünkü yanı başındadır. Birçok değerli insan da böyle değil mi? Sanki hiç gitmeyecekmiş gibi davranırız. Sonra arar, sonra gider, sonra ziyaret ederiz. Sonra bir bakarız ki sonraladığımız insanlar önceliğine tek yön bilet almış ve artık yok.

Ölüm.

Ne istiyorsun?
Kimsin?
Kim olmak istiyorsun?

Ne kadar basit görünen ve zor sorular. Bu hayat ise bu soruların cevabını verebilmek için çırpınırken geçip gidiyor. Gerçekten bazen sadece geçip gittiğini düşündüğümde kaleme kağıda sarılıyorum. Umutsuzluk değil belki ama ağlayamamak. Bazen insan kendini o kadar yorgun hissediyor ki ağlayamıyor bile. Ya sen? Neler biriktiriyorsun içinde? İç depolarında neler var? Paylaştıkça çoğalan güzelliklerin ve değerlerin neler?

Ah güneş doğdu bulutların ardından. Şimdi biraz moral. Kimimiz böyledir D vitamini olmadan yapamaz. Ben diyeyim deniz, siz deyin güneş.

Ege’den sevgimle…
 
 
İlayda Oylum Güleryüz Çetinel
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Burak Süalp 14 Aralık 2021 at 12:05

    Sevgili İlayda, dergide yayınlanan ilk yazımda “Paylaştıkça Çoğalıyor İnsan” demiştim ve hâlâ öyle düşünüyorum. İyi olan, güzel olan, mutlu eden ne varsa paylaşmalı insan. Bol güneşli, bol denizli günler sana.
     
    Ege’den Ege’ye sevgilerle.
     
    Kalemine sağlık.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 16 Aralık 2021 at 15:37

    İnsanın git gelleri işte! Ne güzel anlatmışsınız. Güneş, deniz, yıldızlar olsa da karanlık da var ya… Bu yüzden bunalımlarımız…

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan