Sentez

Kan İzi

4 Şubat 2022

Öykü: Kan İzi | Yazan: Özge Can

Keskin is kokusu içinde gözlerini açtı. İnleyen sese eşlik eden akortsuz keman sesi gecenin karanlığını yırtıyordu. Ellerini sinek kovar gibi yüzünün çevresinde salladı Meral. Sandı ki sesleri dağıtacak. Apartman merdivenlerinden koşar adım inen ya da çıkan ayak seslerini duydu. Güçlü bir erkeğin ya da kilolu bir kadının adımlarının tokluğu vardı seslerde; yatağından doğruldu.

Dağılan kıvırcık saçlarını toplamak için komodinin üzerinde toka arandı. Sokak lambasının kısık ışığında göremeyince abajuru yaktı. Mavi tükenmez kalem oradaydı; aldı, kıvırcık saçlarını dolayarak saçını topladı.

Çıplak ayakları zeminle buluşunca ürperdi. Polar sabahlığının yumuşaklığına sarılıp kapıya gitti. Kapı gözünden baktı, karanlık merdiven dairesinde hareket yoktu. İnleme ve keman sesi daha yüksek dolduruyordu ıssızlığı. İs kokusu burada yoktu. Kurumuş boğazını temizleyip su içti. Yeniden odasına gidip pencereyi kontrol etti. Macunu atmış camın kenarından gelen soğuk esintiyle yanan kömür isinin oradan odaya sızdığını anladı. Eski havluyu ıslatıp kendi çevresinde spiral dolayıp macun niyetine cama dayadı. Nefesinden oluşan buhar camda buğu yaptı. Eliyle silip inen su damlalarını seyretti. Kar durmuş, sessizlik hakimdi şehirde. Bu sükûnette binayı dolduran sese bir tek kendinin uyanmamış olması lazımdı. O koşan adımlar kime aitti? Bina sakinlerini taradı zihninde, kimseyle olduramadı. Sarı ışıkta cama yansıyan görüntüsünü izledi; kocaman açılmış gözlerinin kenarında çapak, çizgi halinde dudaklar. Genç bedeninin uykusuzluğa rağmen yansıması: Dinçlik.

Saate baktı 03.45.

Gözetleme deliğinden bir kez daha dışarısını kontrol etti. Plastik burnu kapalı terliği ayakkabılıktan aldı, anahtarı yuvasından çıkartıp kapıyı açtı. Sese kulak verdi; yukarıdan geliyordu. Yavaşça zemine bıraktı terlikleri; kedi sessizliğinde ayağına geçirdi, anahtarı yuvasına takıp içe çekerek yavaşça kapattı. Otomatik düğmesine bastı, aynı anda da yüzünü buruşturdu. Sadece bir kat çıkmalık sürede yanık kalan ışığı kimsenin fark etmemesini dileyerek sessizce basamaklara yöneldi. Çift çift atlayarak uzun bacaklarını avantajını kullandı. Bir kat çıkmıştı ki otomatik söndü. El yordamıyla merdiven tırabzanlarını buldu. Soğuk demir içini ürpertti yeniden. Ayaklarının da üşümesi hatırlayarak çorap giymediği için kendine kızdı. “Üşütürsen çocuğun olmaz” diyen ninesinin sesi yankılandı içinde. Aynı nine şimdi yaptığını duysa “İnsanın başına ne gelirse meraktan” diye kızardı. İnleme ve kemen sesi daha yakından gelmeye başladı. Bari güzel çalsaydı, diye hayıflandı.

Gecenin bu vakti sesin ardına düşüp ne olduğunu bilmediği dünyaya çekiliyor olması içinde endişe uyandırmıyordu, aksine merakının zehirli sarmalına öyle dolanmıştı ki adım adım bu sarmala karışmanın, içine dahil olmanın zevki boğazını yumuşatıyordu. Sessizlikle bir kat daha çıkmayı başardı. İkinci katın ortasında iken lamba yandı. Ne yana gideceğini bilemeden ortada kaldı. Aşağı yukarı dönüp tek ayağı havada dönüp dururken o güçlü ayak sesi aşağıya doğru indi. Tanımadığı uzun boylu adama aitti ses. Tahminin doğruluğundan kıvanç duymakla meşgulken önünden koşar adım geçti adam. Gecenin bu vakti, bu tuhaf ortamda, ikisi de birbirini yadırgamadı. Meral ışıktan güç alıp merakının yönetiminde daha hızlı çıktı basamakları. On iki numaralı kapı açıktı; içeriden inleme ile keman sesi geliyordu. Ölgün sarı ışığın cezbinde terliklerini dışarıda çıkartıp içeri girdi. Teklifsiz halinin idrakinde değildi.

Kapının karşısında yatan Golden cinsi köpek ayak sesine başını kaldırdı, umarsızca yeniden patilerine kapandı. Bu kadar tekinsizlik içinde tek tekin duran varlığın köpek olması düşüncesiyle sırtındaki sarı tüyleri okşadı Meral; usulca hımırdandı köpek.

Zemindeki eski ahşap adımını atmasıyla gıcırdadı. Bir an durdu; içeriden tepki bekledi. Sesler aynı tonda kesintisiz devam ediyordu; acılı inleme sesiyle kemanın akortsuz gıcırdayan sesi. Hangisinin daha rahatsız edici olduğunu seçemedi.

Yarım açık kapıyı iterek direkt odaya daldı. Kapıyı vurmak burada da aklına gelmedi. İçeride yıldız desenli mavi yorgan altında titreyerek inleyen kırklı yaşlarında adam ile kırmızı kısa saçlı yirmili yaşlarında keman çalan genç kadın vardı. Adam, kemanın sesiyle oluşturduğu ritimde inliyordu. Her inleme arasında yorganı avuçlarında sıkıyor, kar avuçluyor gibi bir süre sonra yorgan parmaklarının arasında kayboluyordu.

Tek fark yorganı sıkıp avuçlarında yok ederken sızan su değil, kandı.

Gözleri büyüyerek kadına baktı Meral. Gözlerinden iplik iplik yaşlar süzülen kadın, orada kan içinde yatan adamı görmüyor, kemana bakarak çalmaya çalışıyordu.

Meral geri geri çıkarken ayağının ıslandığını fark etti ama dönüp bakamadı. Trans halinde iki insanın odayı sardığı çemberi yırtmamak için boğazına dolan çığlığı eliyle ağzını kapatarak önlediğini sandı.

Basamakları ikişer üçer atlayarak evine döndü. Titreyen elleriyle karanlıkta anahtarı kilide sokmakta zorlandı. Uğraşı yanıt verince de içeri girip ardından kapıyı üç kez kilitledi. Üst kilit anahtarına eline attı kırdığını hatırlayıp sırtını kapıya dayayarak yere çöktü. Dizlerine kendine çekip bedenini sardı. Yerinde ileri geri sallanarak sakinleşmeye çalıştı. Burnu kapalı dışarı terliğiyle içeriye girdiğini fark etti, ayağından fırlatarak çıkarttı.

*

Zil sesiyle birlikte kapıdaki şiddetli yumrukların sesine gözünü açtı. Halının üstünde kıvrılmış, her yanı tutulmuş sızmıştı.

“Meral, Meral, Meral!” seslenişi beyninde zonkladı. Yavaşça doğrulup kapı gözünden baktı; üst komşusu Pınar’dı. Üç kez kilitlediği kapıyı zorla açtı.

“Ayy kıyamet koptu, sen hâlâ uyuyorsun kızım!”

“N’oldu Pınar?”

“On iki numaradaki güzel sanatlar öğrencisi Tuğçe var ya onun evinde terörist bulunmuş. Ölü!”

“Eeee?”

“Binayı sabaha karşı özel harekatçılar basmış, şafak operasyonu! Bizi de sorguya alacaklarmış, git yüzünü yıka! Hadii!”

Meral kapıyı kapatıp, sırtını dayadı. Ayağından fırlatıp attığı terliğe baktı, içindeki kurumuş kan izine.
 
 
Özge Can
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 8 Şubat 2022 at 15:10

    İnanılmaz güzeldi…

    • Yanıtla Özge Can 8 Şubat 2022 at 16:11

      Teşekkür ederim Pınarcığım, öpüyorum 💙

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 11 Şubat 2022 at 23:36

    Tek kelimeyle “etkileyici”.

    • Yanıtla Özge Can 12 Şubat 2022 at 11:00

      Çok teşekkür ederim Şen Sevgi Hanım, sevgiler💙

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Şubat 2022 at 08:43

    Nasıl bir merakla okudum 😁 Enfesti 👌🏻 Çok çok seviyorum kalemini, yaratıcı zihnini, benim hiç aklıma gelmeyecek konuları bambaşka bir bağlam içinde anlatabilmeni. Tebrik ediyorum güzelim 👏🏻

    • Yanıtla Özge Can 12 Şubat 2022 at 11:04

      Canım editörüm teşekkür ederim, çok zarifsin 😊
       
      Senin yazdıkların da benim aklıma gelmeyenler oluyor. Ustalıkla, cesurca anlattığın hikâyelerde insan ilişkilerine yeni pencereden baktırıyorsun 😊
       
      Sevgiler canım 😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan