Ay Işığı Yolcusu

Eğitim Bitti mi? | Başıbozuk

1 Mart 2022

Yazı: Eğitim Bitti mi? | Başıbozuk | Yazan: Atakan Balcı

 

İndeks

Birinci Bölüm: Eğitim Bitti mi?
İkinci Bölüm: Eğitim Bitti mi? | Başıbozuk

 
 
Yoksulluk var yaşamda, başıboşluk, hattâ başıbozukluk ancak kesinlikle ve ne yazık ki Ece Ayhan‘ın, daha çok “Sivil Şiirler” adlı yapıtından anımsadığım türde bir “sivil”, “uygar”, “özgür” başıbozukluk değil; karmakarışık artı tümüyle olumsuz anlamda bir başıbozukluk. Üstelik olandan daha çoğuna gebe yaşananlar, doğum da uzak değil ne yazık ki görünüşe göre. Umarım ben yanılırım.

Değerli sanatçı Burçin Orhon‘un (Uygur) bir paylaşımına rastladım, açıkçası toplumsal ağda (sosyal medya?) izlemediğim biri ve izlediğim bir âileden Burçin Orhon. Şöyle diyor paylaşımında:

“Okullara âdâb-ı muaşeret dersleri konsa!…
Ya da annelere (ve babalara), kendine güvenen çocuk yetiştirmenin,
terbiyesiz çocuk yetiştirmek demek olmadığı öğretilse!…
Saygısızlık, özgüven değildir yâhu!”

Yanlış mı söylüyor?
Tümüyle haklı, hem de yalnızca çocuklar için mi?!

Peki, en azından çocuklar için düşünürsek, müfredâta, örneğin bu konuda, görgü kuralları/âdâb-ı muaşeret konusunda bir ders koymak, hattâ belki de zorunlu bir ders koymak çözecek mi?

Eğitim çözer, eğitim kesinlikle çözer, hem de erken yaşta verilirse ancak şu anki sistemin içinde; şu anki yetkisiz ve hem öğretmenlikle ilgili hem de öğretmenlikle aslında ilgili olmayan çok fazla sorumlulukla kuşatılmış öğretmenlerle okullarda ders verilebilir ama eğitim verilebilir mi?

Eğitim çözer, elbette çözer, hem de felsefe eğitimi ile “hangi yönde düşüneceği, neye inanıp neye inanmayacağı” değil de düşünmek öğretilirse kesinlikle çözer. Ama ortaokuldan, daha da iyisi dördüncü sınıftan başlayarak düşünme yönünde doğru bir felsefe dersi konsa bile, velîler izin verir mi? İyiyi, doğruyu, yanlışı ayırt edebilen, sınırlarını/duracağı yeri bilen yetişkinler vardır elbette ancak diğerlerinin sesi bu denli çok ve bu denli anlamsızcasına gürültülü çıkarken ne kadarı adım atabilecek korkusuzluğa ulaşabilir. Ulaşamayanlar nasıl suçlanabilir ki bu koşullarda? Hekime/doktora işini öğretmeye çalışan ve neredeyse ameliyatlara zorla girip “Oradan değil buradan kes” diyecek çok sayıda kimsenin vâr olduğu bir ülkede yaşadığımızı bilmem anımsatmama gerek var mı?

Eğitim çözer elbette ama olanak verilirse. Okullarda kâğıt bulmakta bile zorlanılıyorsa, maddesel kaynak da bu olanakların içinde değil midir? Bir okul yöneticisinin görevi okulu eğitim ereği/hedefi doğrultusunda örgütlemek veya farklı bir yorumda da “yönetmek” değil midir? Okulun gereksinimlerini karşılamak için para bulmak için uğraşan, süresinin önemli bir bölümünü bunun için harcamak zorunda olan okul yöneticilerini kim, nasıl suçlayabilir? Denebilir ki şimdi; “Olur mu canım?! Hiç değilse anayasada ‘İlköğretim parasızdır’ yazıyor. Devlet karşılıyordur her gereksinimi.”

Ve evet, haklıdırlar, yazıyor.

Sevi ve ışık ile!…
Atakan Balcı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan