Biraz Kitap

Önce Ekmek

20 Eylül 2022

Kitap: Önce Ekmek | Yazar: Orhan Kemal | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Önce Ekmek | Orhan Kemal

Taş gibi sert fakirliklerin olduğu, asla kırılamayacak, aşılamayacak hissi veren, dört bir yandan saran sefilliklerin anlatıldığı hikâyeler için buyurun.

Ben bu hikayeleri üzücü buldum. Gerçekçi olması daha da üzücü kılıyor. Bu gerçekçiliği sağlayanın da dil olduğunu düşünüyorum. Sokak dili var hikâyelerde. 1960’ların sokak jargonu. Sanırım o yüzden hikâye gibi değil de sokak röportajı gibi geldi. Kısa belgesel hatta.

O dönemi biliyor muyum, yaşadım mı, hayır. Ama hikâyeleri okuyunca görmüş, yaşamış kadar oldum.

Önce Ekmek | Okuyan Çocuğun Ailesini Kurtarması Hayalleri

Fakir ailenin çocuğu okuyacak ve meslek sahibi olup para kazanarak ailesini kurtaracaktır. Tipik bir hayâl. Kitapta da bu hayâli içeren hikâyeler mevcut. Ancak bu hayâlin önündeki engel okumaya maddi durumun elvermemesi. Böylece çocukların önünde okumak veya çalışmak diye iki seçenek kalıyor. Seçenek dedim ama bu seçenekte seçim hakkı çocukların değil. Büyüklerinin.

Eski zaman için geçerliliği olan bir hayâldi bu. Okuyup çalışan gerçekten meslek sahibi oluyor, para kazanıyordu. Ama bugün böyle mi? Ülkedeki üniversiteleri gözümün önünden geçirince gerçekten bu üniversiteleri mi kastediyoruz okumak derken, diye soruyorum. Ayrıca iyi eğitim almadığı hâlde iyi eğitim alanlardan daha çok para kazanan insanları da görüyoruz. O zaman okumak ve eğitim derken neyi yüceltiyoruz? Neyi kastediyoruz?

Bir başka Orhan Kemal kitabı olan Devlet Kuşu‘nda kurtuluş, zengin eşte aranıyordu. Önce Ekmek‘teki hikâyelerin bir kısmında kurtuluş eğitimde aranıyor. Belki de sorun, kurtuluş diye adlandırılan fakirlikten kurtulma ve feraha kavuşmanın tek bir yolunun olmamasıdır. Kimisi için eğitim almak, kimisi için eğitim almamak, kimisi için evlenmek, kimisi için evlenmemektir… vb. Olamaz mı?

Önce Ekmek | Çocuklar

İçinde çocukların olduğu hikâyeler de var kitapta ve bu çocuklar o kadar tatlı ki. Alıp bağırıma basasım geldi hepsini.

Kitabın genel atmosferi icabı bu çocuklar da fakir mahalle çocukları. Yaşadıkları çevrede de kriminal tipler var ve kimisi bunlara özeniyor. Hikeyelerin birinde belalı ağabeylerine özenen bir çocuk, hapse girip çıkmayı maharet sayıyor ve bunu sağlayacak bir kavga arıyor. Nihayet aradığı kavga çıkınca gururla kavganın kendisinden ötürü çıktığını söylüyor. Ama onu ciddiye almıyorlar ve hapse atmıyorlar, o da adalete sövüyor. Yavrum.

Bir başka yavrumlar, bir okul çocuğu ve bir sokak çocuğu, yolda karşılaşıyorlar. İki çocuk önce laf kavgası ediyor. Sen benim kim olduğumu biliyor musun, asıl sen benim kim olduğumu biliyor musun, benim babam senin babanı döver… derken arkadaş oluyorlar.

İşportacı çocuklar, gazete satan çocuklar, futbol oynamak isteyen ama baba engeline takılan çocuklar…

Kitap, 1968’de yazılmış. Bu bahsettiğim çocukların konuşmalarından da bunu anlıyorsunuz. Bugünün çocukları değiller. Kullandıkları kelimeler bugüne ait değil ama tavırları, karakterleri ve ne yazık ki fakirlikleri ve aralarındaki sosyal farklar bugüne de ait.

Önce Ekmek | Ödüller

Orhan Kemal’in bu eseri 1969 Sait Faik Hikâye Armağanı ve 1969 Türk Dil Kurumu Hikâye Ödülü’nü kazanmış. Başta da anlatmaya çalıştığım etkileyici dilin ödülle onurlandırılmasına sevindim. Ama hikâyeleri okurken sevinmedim, kahır kahır kahırlandım. Bu hikâyelerdeki hayatların fantastik kurgular olmasını dilerdim. Gerçek olmalarının mümkün olması ve bu gerçeklere bu kadar yakından bakmış olmak üzdü.
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan