Biraz Kitap

Devlet Kuşu

6 Eylül 2022

Kitap: Devlet Kuşu | Yazar: Orhan Kemal | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Devlet Kuşu | Orhan Kemal

Zengin bir kadınla evlenme hayâli kuran erkekler, alın okuyun, bu hayâlin zannettiğiniz kadar iyi sonuçları olmayabileceğini görün.

Zengin bir erkekle evlenme hayâli kuran kadınlar için de benzer şeyler söylenebilir elbet ama kitaptaki konu ilki.

Devlet Kuşu | Orhan Kemal Romanlarındaki İstanbul

Orhan Kemal’in romanlarındaki İstanbul’u hiç sevmiyorum. O romanın geçtiği dönemi, o dönemin insanlarını…

Daha önce okuduğum Orhan Kemal kitaplarında da, bunda da pis bir İstanbul var. İnsanlık anlamında pis. Kız çocuklarına laf atan, elle sözle taciz eden, otobüste sıkıştıran erkekler, bol bol mahalle dedikodusu, fakirlik, sefillik, fakirlikten kurtuluşun tek yolu olarak zengin eş bulma derdi, aile içi saygısızlıklar, evladın anne babaya, anne babanın evlada, anne babanın birbirine saygısızca davranışları…. Böyle bir İstanbul resmediliyor hep. Yanlış mı, sanki hiç yok mu böyle şeyler? Var elbet. Yalnızca Orhan Kemal kitaplarında çok yoğun hissediyorum bunu.

Devlet Kuşu | Fakir Semtin Fakir Ailesi

Kitapta fakir bir semtte fakir bir ailenin hayatının nasıl değiştiği anlatılıyor. Anne Şöhret, baba Mehmet, büyük erkek çocuk Mustafa, kız kardeşler Ayten ve Nurten, küçük erkek çocuk Erol, en küçükleri bebek Hikmet. Yiyecek yemek bulmakta sıkıntı çekecek kadar dev bir fakirlik.

Mehmet bekçilikle geçimini sağlamaya çalışıyor. Arkadaşı var Bayram diye. Olmaz olsun böyle arkadaş. Hanımın altınlarını satıp satıp içkiye yatıran cinsten.

Ayten ile Nurten, fabrikada çalışıyorlar. Zengin koca bulma arzusundalar.

Mustafa. İşte asıl adamımız. Serseri, hovarda. Bir yandan hoşuna gidiyor bu hayat tarzı ama öbür yandan bu yolun yol olmadığının farkında. Komşu kızı Aynur’a aşık ama nasıl evlensin, neyle baksın ona. İyi bir iş bulup kendine çekidüzen vermeden evlenmek istemiyor onunla. Bir köfteci dükkanı açma hevesinde. Ama para yok.

Devlet Kuşu | Devlet Kuşunu Tanıyalım

Bir gün mahalleye zengin bir adam geliyor. Eski kaymakam Zülfikar Bey. Bu mahalleye bir apartman inşa ettirmek niyetinde. Özellikle bu mahalleyi seçmesinin bir sebebi var. Eşine anlattığı şekliyle gelin kendisinden dinleyelim bunun sebebini:

“Dolaştığımız ilçelerin kılkuyruk hakim, avukat, doktor, bilmem memur hanımlarından, kaymakam hanımı olduğun hâlde az mı dert yanardın? Ne çabuk unuttun. Halbuki fakir fukara… Bağır, çağır, döv, söv, say… Değil el kaldırıp karşılık vermek, gözlerini kaldırıp bakmazlar bile… Bağırdım, çağırdım, ağzıma geleni söyledim de tıss. Zengin semtlerin ukala dümbelekleri olsa…”

Fakirler sesini çıkarmaz, rahat ederiz diye düşünüyor adam yani. Bu kanaatinde çok da haksız sayılmaz. Adam mahalleye adım atar atmaz, karaktersiz Bayram yaltaklanmaya başlıyor. Aman efendim, sepet efendim… Mahallenin çocukları, apartman dikilecek arsada top oynuyor, Bayram çocuklara ağzına geleni saydırıyor, fahişe çocukları, piçler, veledi zinalar… Mahalleliden hiç ses çıkmıyor gerçekten. Tam olarak Zülfikar Bey’in arzu ettiği gibi yani. Kendisi essin gürlesin, ama kimse kendisine ses çıkaramasın.

Dışarıda böyle kabalaşan bu adam evde melek gibi oluyor. Varsa yoksa biricik kızı. Kızı yirmi beş yaşında ama zayıflıktan ve gelişmemişlikten on beş yaşında gibi gözüküyormuş. Çok çirkinmiş. Sıska, zayıf, kuru bamya… gibi tanımlamaları var yazarın bu kız için.

Kız aşırı şekilde roman ve sinema tutkunu. O kadar ki biraz kafayı sıyırdığı bile söylenebilir çünkü hayâl aleminde yaşıyor. Kitap okumanın böyle zararları olur mu? Romanda bu kısımlar sanki çok okumanın bir parça zararlı olabileceği yönünde. Bu arada bu kız adaşım, Hülya adı.

Devlet Kuşu | Devlet Kuşu Zannedildiği Kadar İyi Midir?

Fakir ailemiz ile zengin ailemiz tanışacaklar. Görünürde fakir ailemiz için her şeyin hayâllerindeki gibi olması gerekiyor. Ancak öyle olacak mı?

Zengin eş hayâli bana hep eksik geliyor. Asıl hayâl kişinin bizzat kendisinin zengin olması olmalı diye düşünüyorum. Madem hayâl kuruyorum, neden başkasının üzerinden hayâl kurayım ki? Ben zengin olayım, eşim de zengin olursa olsun, ne güzel ama asıl ben zengin olayım. Çünkü eş durumundan zenginlik biraz pranga değil mi? Ha eşler arasında lafı mı olur? Arkadaşlar, ben avukatım, eşler arasında nelerin lafı oluyor, aklınız hayâliniz durur.

Romanda da bunun sorgusunu yapıyor okur. Bugüne kadar “zengin eş” hayâlini belki de hiç kitaptaki gibi bir açıdan düşünmemiş olanlar için ufuk açıcı olabilir.

Bu arada kitabı okurken eski Türk filmi izliyormuş hissine kapıldım. Sonra fark ettim ki, evet filmi var.

Bkz: https://tr.wikipedia.org/wiki/Devlet_Ku%C5%9Fu_(film)
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan