Satır Arası

Aşırı Düşünme

20 Ocak 2023

Yazı: Aşırı Düşünme | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Düşünmek. İnsanın yaşamasını sağlayan en önemli eylem. Düşünmek olmasaydı hayat olmazdı insanlık için. Zihinsel sağlığı yerinde olan herkes düşünür fakat bunun da bir dengesi olmalıdır. Aksi hâlde, düşünmek yaşamı kolaylaştırmaya değil, zorlaştırmaya sebep olur.

Düşünmek Yaşamı Nasıl Zorlaştırır?

Düşünmek bağımlılık hâline geldiği zaman ve aşırılaştığı zaman yaşamı zorlaştırır hatta zaman zaman çıkmaza sokar.

Düşünerek hareket eden ve temkinli olmayı tercih eden bireyler, zihinlerini kendi hâline bıraktıkları zaman, zihinleri adeta birer makina gibi çalışır. Öyle yorucu bir durumdur ki bu, bireyler zihinlerini takip etmeye çalışmaktan, o günü yaşayamaz olurlar. Çünkü üzerinde çok düşünülen konular ya geçmişle ilgili pişmanlıklar ya da gelecekle ilgili kaygılardır.

Aşırı Düşünmeye Sebep Olan Soru Tipleri

Aşırı düşünen bireylerin zihinlerinde en çok dolaşan üç tip soru vardır.

1.) Şöyle Olsaydı Ne Olurdu?

Bu soru tipi, geçmişle hesabını kesemeyen bireylerin zihnini ve kalbini kemiren türdür. Geçmişte kalmış olan olayların sonucunu kabullenememe durumundan kaynaklanan bu soruların sürekli düşünülmesinin adı, psikolojide “ruminasyon bozukluğudur”. Diğer bir deyişle, “zihinsel geviş getirme”.

Geçmişe ait olumsuz durumlarla ilgili sürekli;

“O anda şunu şöyle yapsaydım, ne olurdu?”
“O gün şu kişiye şöyle deseydim, ne olurdu?”
“Keşke o güne dönsem de şunu şöyle yapsam, bunu buna söylesem.”

Diye düşünmektir.

2.) Neden?

Bu soru da her şeye bir sebep bulma ve olumsuz olayların sorumluluklarını birilerinin üzerine yıkma isteğinden kaynaklanır. Bunun sonucu kendini ya da başkalarını olmuş bitmiş şeyler için suçlamak olur.

“Neden böyle oldu?”
“Neden benim başıma geldi?”

Diye sorarken birey, o olumsuz günlere çakılır kalır. Bu sorular derinleştikçe de bireyin yaşam enerjisi yavaş yavaş kaybolur.

3) Ya Şöyle Olursa!?

Bu soru da, henüz yaşanmamış günlerdeki olumsuz ihtimallerin korkusudur.
“Ya sağlığım bozulursa?”
“Ya parasız kalırsam?!”
“Ya sevdiklerimi kaybedersem?!”…

Zaman zaman herkesin aklına gelir geleceğin belirsizliğindeki bu kötü senaryolar. Ama bu sorular sürekli insanın zihnindeyse ve insan sürekli bunları düşünüyorsa, gününü ve anını yaşayamaz. Sürekli kaygılı, endişeli, güvensiz ve korkak olur.

Aşırı Düşünenler

Aşırı düşünmenin insana hiçbir faydası yoktur çünkü ne geçmiş düşünmekle değişir ne de geleceğin insan elinde olmayan yönleri bugünkü düşüncelerle yön değiştirir. Geçmişin yanlışları görülebilir ve bir daha tekrarlamamak için dikkatli yaşanabilir ama yapmasaydımlarla, şöyle yapsaydımlarla hayat yaşanmaz.

Yaşanmış olanların nedenine saplanıp kalmak da sadece zaman kaybıdır çünkü neden sorusu bazen cevabı olmayan bir sorudur.

Tüm bu soruları sürekli sormak, insanın bugün yapabileceklerine mani olur. Geçmişin pişmanlıklarına bu kadar takılmak, bugünün de çok yakın bir gelecekte pişmanlık olacağını kesinleştirir.

Gelecekten çok korkmak da yaşanabilecek bir bugünün önünde engeldir. Bu aşırı düşünceler, bireyin mantıklı hareket etmesini, doğru kararlar almasını engeller ve yaşama karşı dayanıklılığını elinden alır.

Aşırı düşünme bağımlılığını fark eden bireyler, ilk önce geçmişi kabul etmeliler. Yanlışlarla ya da doğrularla bir şeyler yaşanmış ve bitmiştir. Yaşanan her şeyin bir sebebi ya da suçlusu olmak zorunda da değildir. Hayatta bazen bir şeyler olur ve kimsenin elinden bir şey gelmez. Gelecekte de bir şeyler yaşanacaksa yaşanır. Bu sebeple birey kendine sormalıdır:

“Bu düşüncenin bana bir faydası var mı? Şu anda elimden gelen bir şey var mı?”

Bu soruların cevapları “hayır” ise birey bu düşüncelerden uzaklaşmak için, ortamını ve o andaki meşguliyetini değiştirmeye çalışmalıdır. Bir etkisi olmayan düşüncelerin zihinden çıkması için, onların yerine etkili sonucu olacak ve eyleme dönüşebilecek bazı düşüncelerin zihne yerleştirilmesi gerekir. Bunlar da her bireyin kendi yaşamı ve kişisel özelliğine göre oluşturacağı ve bulacağı düşüncelerdir. Üretmeye giden yoldur. Üretim varsa aşırı düşünce bağımlılığı azdır.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Demet Albayrakoğlu 20 Ocak 2023 at 10:06

    Nalancığım, okurken kendimde benzer olan çok şey buldum. Bunlar üzerinde tek tek çalışıyorum tabii. Bir kısmı üzerinde başarı sağlayabildim ama henüz tam oturmayan durumlar da var. Benim bazı yazılarımdan “Satır Arası”na konu çıkar diye düşünüyorum. 😊 Farklı bakış açıları sağladığın için teşekkürler. Emeğine sağlık canım 💕

    • Yanıtla Nalan Erpolat 21 Ocak 2023 at 00:13

      Demetçiğim, yorumunu okuduğumda öyle şaşırdım ki. Çünkü bu hafta “Kendine Kızmak” yazını okurken ben de aynı şeyi düşündüm. Demet ile yazılarımız birbirlerini ne kadar besliyor diye geçirdim içinden. Aynı günlerde aynı şeyleri düşünmek çok mutlu etti beni.
       
      Yorumun için çok teşekkür ederim canım.

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan