Kurgu Dışı

Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sumer’deki Kökeni

17 Ocak 2023

Kitap: Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sumer’deki Kökeni | Yazar: Muazzez İlmiye Çığ | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sumer’deki Kökeni | Muazzez İlmiye Çığ

Kur’an, İncil ve Tevrat’ın Sumer’deki Kökeni | Muazzez İlmiye Çığ

Muazzez İlmiye Çığ, Milattan Önce 4000-2000 yıllarına tarihlenen Sumer metinleriyle kutsal kitapları karşılaştırmış ve hepsinde ortak hikâyeler bulmuş. Nuh Tufanı, Eyüp Peygamber Sabrı, Lut Kavmi, Miraç, Şeytan Taşlama… gibi.

Sumer tabletlerinde anlatılan mitler daha sonra isimler ve yerler değiştirilerek kutsal kitaplarda yer almış. Böylece bugün inanılan üç büyük dinin kökeninde Sumer inançları ve kültürü olduğu sonucuna varmış.

Örneğin:

– Sumer Tanrılarının esas adlarından başka niteliklerine göre diğer adları da varmış. Allah’a verilen 99 ad gibi.

– Sumerliler kadınları tarlaya benzetirmiş. Aynı ifade Tevrat ve Kuran’da da var.

“Kadınlarınız sizin için bir tarladır, tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın.”

– Sumerlerde 6 gün çalışma, 7. gün dinlenme varmış. Bu Yahudilere Şabat olarak geçmiş.

– Musa’nın on emeli Sümer Kanunu’nda da aynıymış.

– Sumerlerde de Tanrılar “Ol” der ve her şey oluverir diye inanılırmış.

– Sumerlerde sosyal adaleti koruyan Tanrıça, senede bir kere iyi ve fena hareketlerinden dolayı insanları yargılar, kötüleri cezalandırırmış. Bu inanış İslama, Şaban ayının on beşinde Berat Kandili olarak girmiş.

– İnsanın çamurdan yaratılması Sumer efsanesine dayanıyormuş.

– Sumerlerde bilgelik tanrısı Enki, insanlara diğer tanrılardan haber getiriyormuş. İslam’da Cebrail meleğin yaptığı gibi.

– Tanrılar tarafından insanların tufan ile cezalandırılması Sumer inancında da varmış.

– Sabrı ile meşhur Eyüp Peygamber’in sabretmek, Tanrı’ya yakarmak ve ödüllendirilmek ile ilgili hikayesi, ismi verilmeyen bir adam hakkında Sumer tabeletlerinde geçiyormuş.

– İnanışa göre İbrahim Peygamber’in kısır karısı Saray, cariyesi Hacer’i çocuk yapmak üzere kocasına veriyor. Cariye, çocuk doğurup kendisini üstün görmeye başlayınca oğlu İsmail ile çöle götürülüp atılıyor. Sumer kanununa göre de kısır bir kadının kocasına verdiği cariyesi çocuk doğurunca hanımına karşı büyüklük taslayamaz, yoksa cezalandırılırmış.

– Sumerlerde Tanrı Evi adı altında görkemli tapınaklar yapılmış. Bu tapınaklar yazara göre sinagoglara, kiliselere, camilere dönüşmüş. Minarelerdeki yarım ay, Sumer Ay Tanrısının sembolü imiş. Ay Sumerlerde önemli bir yer tutuyormuş. Ayın görünümüne göre törenler yapılır, bazı yiyecekler yenmezmiş. İslamiyet’te oruç ve bayramın ayın görünüşüne göre düzenlenmesini Sumerlerdeki bu inanca bağlıyor yazar.

– Hz. Muhammed’in miraç ve göğe yükselmesi diye inanılan olay Sumer inancında da varmış. Orada da Sumer tanrıları göğe yükseliyormuş.

– Sumerler çok tanrılı bir inanca sahip. İnandıkları Tanrılar insan gibi, eşleri var, çocukları var, öfkeleri var. Örneğin Sumerlerde Tanrı kızınca kendi ülkesini bile yakıp yıkıyormuş. Tevrat ve Kuran’da da var bunun örnekleri. Yahveh’in ve Allah’ın yok ettiği milletler yer alıyor bu kutsal kitaplarda.

– Sumer tanrıları mitolojik hikâyelerdeki tanrılar gibiler. Zaten özü aynı, isimler farklı. Sumer Aşk Tanrıçası İnanna, Akadlarda İştar, İsrail’de Astar, Yunanlılarda Afrodit, Romalılarda Venüs oluyor.

– Kabe’deki şeytan taşlama ritüelini de Sumerlere bağlıyor yazar. Sumerlerde Tanrı’nın birinin kız kardeşini başka bir Tanrı yeraltına götürüyor. Onu kurtarmak için yeraltı denizine yelken açılıyor. Kız kaçıran Tanrı, bu tekneye taş atıyor.

– Yasak meyve kültü Sumer inancında da varmış. Yasak meyveyi yiyen bir Tanrı var ve yasak meyvenin iyi geldiği organlar için yaratılan Tanrılar var. Yasak meyvenin iyi geldiği organlardan biri kaburga imiş. Kaburgaları iyi eden Tanrıça Ninti imiş, isminin anlamı kaburganın hanımı imiş. Sonraki dinlerde kadının, erkeğin kaburgasından yaratılması mitini buna dayandırıyor yazar.

– Sumerlerde Tanrı’dan bir insan (peygamber) yoluyla alınan haberler tabletlere yazılmış. Kuran’da da Allah’ın bazen üçüncü şahıs ağzıyla, bazen doğrudan konuşmasını bu tabletlerdeki tarza dayandırıyor yazar.

– Sumerlerde rahibeler tapınaklara Tanrı’nın gelini olarak çeyizleriyle gelirlermiş. Rahibeliğin Hıristiyanlıkta devam etmesinin kökenini Sumerlere bağlıyor yazar.

– Sumer tapınaklarında rahibeler genel kadın olarak niteleniyormuş. “Tanrı namına seks yaptıklarından kutsal sayılmış ve diğer kadınlardan ayrılmaları için başları örtülmüştür” deniyor kitapta.

– Sumer rahibelerinin kazara doğan çocukları öldürülürmüş. “Çünkü bu kadınlar Allah’ın karısı olduğundan doğan çocuklar da Tanrı’nın çocuğu sayılıyordu. Sumerler bir ölümlüden Tanrı’nın çocuğunu istemiyorlardı.” Hz. İsa’nın Tanrı’nın oğlu kabul edilmesi gibi.

Kitapta muazzam bir kültür çok yalın bir şekilde anlatılıyor. İlgi duyanlar için çok daha ayrıntılı okumalar yapılabilir.
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan