Birey olmak, kendin olmak ya da olabilmek bu hayatta özgür ve güzel yaşayabilmenin en önemli anahtarı. Tabii her önemli olan unsur gibi bu da çok kolay bir kazanım değil. Çünkü hayatın ve toplumun içerisinde birey olma çabası insanı ya çok fazla egoist olmaya doğru yönlendiriyor ya da ”Aman egoist olmayayım” endişesi içerisine çekiyor ve bu korku ile birey asla kendi gibi olup kendi hayatını yaşayamıyor.
İnsan Bir Sistemin Parçasıdır
Her şeyden önce şunu bilmek ve kabullenmek gerekir ki insan kurulu bir düzenin yani bir sistemin içine doğar ve bu sistemin bir parçası olarak yaşar.
Yaşamın ilk yıllarında, fiziksel olarak, çocukluk yıllarında da sosyal olarak bazı bağımlıklıklar kaçınılmazdır. Öte yandan, erişkin bir bireyin de hiçbir bağının olmaması çok sağlıklı değildir. Bunun sebebi de insanın sosyal bir varlık olmasıdır. İnsan asla tek başına değildir bu sebeple ait olma duygusunu da yaşaması gerekir. İnsanın kendini bir topluma, sosyal bir ortama ait olarak hissetmesi duygusal bir doyumu beraberinde getirir. Hatta bu doyumu tam olarak yaşayamayan insanların bazı bağnazlıklara, fanatikliklere kısaca aşırılıklara meylettikleri de yapılan bir takım araştırmaların sonucunda görülmüştür.
Ait Olmak, Bağımlı Olmak Demek Değildir
Ait olma duygusu her ne kadar gerekli olsa da bunu bağımlı olmakla karıştırmamak çok önemlidir. Birey ait hissettiği toplumda mutlu ve de huzurludur çünkü hem kendisi o topluluğu olduğu gibi kabul ediyordur hem de aynı şekilde olduğu haliyle kabul ediliyordur. Diğer bir taraftan söz konusu toplum tarafından olduğu gibi kabul edilmiyorsa ve bu yüzden de kendini gruba göre değiştirmek zorunda hissediyorsa ve hiç kendi gibi olamıyorsa bu durumun adı bağımlılıktır ve tam bir huzursuzluk kaynağıdır.
Bağımlı olmak demek, hiçbir şeyi tam olarak kendi istediği gibi yapamamak, her kararda onay ihtiyacı içerisinde olmak ve kendi kendine hiçbir karar verememek demektir. Bu da “ait olma” nın verdiği tüm huzuru alıp götürür ve yerine içinden çıkılamaz bir huzursuzluk bırakır.
Bu sebeple yaşamın her alanında önemli olan denge unsuru, burada da kendini gösterir. Hiç bir yere ait olmamak, kendi yaşamından başka hiçbir sorumluluğu önemsememek rahatlık gibi görünse de aslında insanı büyük bir yalnızlık ve boşluk içerisine çeker. Fakat kendini tamamen unutup en sevdikleri bile olsa sadece başkaları için yaşamak da kesinlikle insanı bir süre sonra mutsuz eder.
En güzel ve mutlu yaşam tarzı, kendi benliğinden asla ödün vermeden, başkalarının da yanında olmak, onlara faydalı olabilmek ve hep birlikte hayatın ve dünyanın bütününe faydalı olabilmektir. Yani özgün bir birey olarak, kendine uygun topluluklara ait olabilmektir.
Nalan Erpolat
No Comments