Satır Arası

Sonu Olmayan Düşünceler

1 Eylül 2023

Yazı: Sonu Olmayan Düşünceler | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

İnsan, yaradılışı itibarı ile farkında olmasa da hep daha iyi yaşamaya doğru gitmek istiyor. Belki zaman zaman yanlış yolu seçiyor ve yanlışa doğru savruluyor fakat bu durum bir kaza ya da bir talihsizlik olarak adlandırılıyor. Çünkü hiç kimse, herhangi bir şeye başlarken yanlışa doğru gitmek niyetiyle yola çıkmıyor.

Durum böyle de olsa yani ilk adımlar hep güzel niyetler, iyi temennilerle de atılsa hayat yanlışlarla ve kazalarla dolu olabiliyor. Bu durumlar da bireyleri sonu olmayan düşüncelere doğru ilerletiyor ve sorunlar hayatın normali haline geliyor.

Öyle ki; “Sorunsuz hayat olmaz” cümlesi, dünyanın neredeyse en genel, en doğru cümlesi olarak kabul ediliyor.

Gerçekten Sorunsuz Hayat Yok mu?

Aslında ilk önce “Evet yoktur” diyebiliriz. Çünkü herkesin memnun olmadığı, dert diye anlatacağı bir konusu mutlaka vardır. Öte yandan, bazen birçok sorun da diğer insanlarda “Bu da problem mi ki?” izlenimini yaratabilir. Ve bu cümleyi kuran birey de başkalarına göre sorun olmayan bazı şeyleri “sorun” olarak adlandırabilir. Bu varsayımla düşünürsek de hayatı gerçek anlamda zor olan bireylere göre “Sorunsuz hayatlar var” diyebiliriz.

Bu farkındalıkla düşününce şöyle bir sonuca ulaşılabilir her birey. Bazen durumun kendisi sorun olmaz ama duruma yüklenen anlam sorun yaratır. Bu şekilde yaratılan sorun da genellikle bireylerin gereğinden fazla düşünmesine sebep olur ve yine de çözüme ulaşamaz. Sonuç olarak da bireyi zihnen ve ruhen yormaktan başka bir işe yaramaz.

Bu sebeple olumsuz görünen bazı durumlara alternatif anlamlar yüklemeye çalışmak, sorunları belki sorun olmaktan çıkarıp hayatın akışına dair halledilebilir bazı aksamalar olarak algılamaya yardımcı olabilir. Bu da bireyi fazla düşünmekten kaynaklı sıkıntıdan korur.

Sorunun Kaynağını Kendin Olarak Görmek

Bazen de birey kendini sorunun parçası olarak görür. Bu aslında bazı bireylerde alışkanlık haline gelir. Olumsuz olan ne olursa birey kendini sorumlu tutar. Sürekli kendini suçlar. Sonra da hangi durumdan gerçekten sorumlu, hangi durum hayatın şartları sebebiyle olumsuz sonuçlandı, hiçbirini doğru göremez. Kendiyle hesaplaşma ve kendini sürekli haksız çıkarma ekseninde düşünür durur. Zamanla da hayattan hiçbir tat almadan yaşamaya başlar. Kendi hayatına karşı kendini suçlamanın bir affı yoktur çünkü af dilenecek kimse yoktur. Sadece bireyin kendi vardır ve o kendini affetmeye hiç meyilli değildir. Sürekli sonu olmayan düşüncelerin içinde, suçlu olan kendini ve geçmişi düşünür. Bu düşünceleri fark etmeden hayatı düzelemez. Fark ederse, zihnini ve ruhunu şu ana taşır. Şu an yapabileceklerine odaklanır. Buna odaklanmadığı sürece şu anda yapılabileceklerini de kaçırır ve çok yakın bir gelecekte bugün kaçırdıkları için de kendini suçlayacaktır.

Sonu olmayan düşüncelerden kurtulmanın yolu, sorunlardan çok çözümlere odaklanmak, kendini suçlama girdabına saplanmamak ve sürekli yapılabileceklere yönelmeye çalışmaktır. Aksi halde, birey doğruya değil, yanlışa gider. Yani özünden uzaklaşır.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan