Artık çok sık duyduğumuz kavramlar oldu, değişim, gelişim, dönüşüm. Gündelik yaşamda, genç-yaşlı, az eğitimli-çok eğitimli, hemen herkesin cümlelerinde geçiyor bu sözcükler. Peki bu kavramları doğru kullanmak adına, hepsini tek tek ele aldığımızda, hangisi hayatımızın neresinde?
Değişim
Her ne kadar son zamanların kelimelerinden biri de olsa, değişim dünya kurulduğundan beri varolan bir kavram. Doğada değişmemek gibi bir kavram yoktur, olamaz da. Doğada normal olan her kavram, insan hayatı için de tabiidir. Bu yüzden insan hayatının doğal akışında da değişim vardır. Kısaca değişim tam anlamıyla yaşamın özüdür.
Hiçbir gün diğerinin aynı değildir. Hiçbir canlı varlık, her an aynı değildir. Gerek psikolojik, gerek fiziksel, gerekse biyolojik değişim her zaman süregelir. Yaşamda doğal değişimler (doğum, büyüme, yaşlanma, ölüm vs.) olduğu gibi, iradi değişimler de olabilir. İnsanların kilo vermeye karar vermesi, saçını kestirmesi/boyatması, giyim tarzında oynamalar yapması, iradi değişimlerdir. İradi değişimlerin sıklığı, bireylerin mizaçlarına göre farlılık gösterir. Kimi insan hayatında sürekli değişiklik isterken, kimisi değişikliklerden sürekli kaçar, stabil bir hayatı tercih eder.
Dönüşüm
Dönüşüm, daha köklü ve daha geniş kapsamlıdır. Bazen birkaç değişimin bir araya gelmesiyle olur. Günlük hayatta “dönüşüm”ü çok kolay oluşabilecek, isteyerek yapılabilecek gibi kullanıyoruz fakat gerçek dönüşüm, kesinlikle iradi değildir. Dönüşümle insanların hayata bakış açısı değişir. Yeni bakış açısıyla, insanlara yaklaşımı, hayatındaki unsurların önem sırası, kendine bile bakışı değişir. İradi olmayan bu köklü değişimlerin sebebi, genellikle travmatik olaylardır. İnsanların, “artık böyle” diyerek, yumruğunu masaya vurduğu kesin ve net değişimler, yani dönüşümler ciddi gücenmelerin, iç yaralarının, derin acıların sonucunda ortaya çıkar.
Gelişim
Gelişim ise, tamamen farkındalıkla birlikte oluşur. Değişim ve dönüşüm noktalarının yönetim sürecidir. Hep olumlu anlamda kullansak da olumsuz gelişimden de söz etmek mümkündür. Hayatta olumsuz başlayan süreçlerin, git gide daha da olumsuz hale gelmesi kötü gelişimdir.
Diğer taraftan, doğal ya da iradi değişimler ile hayatın akışındaki dönüşümleri iyi yönetebilmek, bireyleri gelebilecekleri en iyi noktaya getirebilir. Burada farkındalık devreye girer. Bakış açılarının değişmesiyle, ortaya çıkabilecek davranışları kontrol edip içinde bulunulan durumu fırsata çevirmek olumlu gelişimdir. Bu, profesyonel bir yardımla ya da içsel bir koçlukla yapılabilir. Bu durumda kişinin kendine sorması gereken;
“Bu durumda, beni en iyi hissettirecek şey nedir?” sorusudur.
Bu soruyla planlar ve atılacak adımlar ortaya çıkar. Plan, fiil ve doğru bir takiple, kişi, kendi şartlarında en mutlu haline ulaşabilir.
Doğal Akışta Gelişim
Bunun dışında, köklü değişimler olmadan da gelişime açık olmak, insanların kendilerine verebilecekleri en güzel hayat hediyesidir. Her zaman öğrenmeye, farklı şeyler denemeye, farklı hobilere ya da profesyonelliklere yelken açmak, hayatın her gününü bir öncesinden daha güzel geçirmek demektir.
40 yaşını doldurduğum bu yıl, yeniden üniversiteye kayıt olmuş ve bu hafta ders çalışmaya başlamış, gelişmeye devam eden bir kadın olarak, satır arasında, “değişimden korkmadan gelişmek güzeldir” diyerek bu günlük yazımı noktalıyorum.
Görüşmek üzere,
Nalan Erpolat
No Comments