Eylül bulutlarının her yeri sardığı, yağmursuz ikindi vaktiydi. Her köşesi incelik ve zerafetle döşenmiş, duvarları objektifiyle yakaladığı muhteşem anlarla dolu ofisinin penceresi önündeydi şimdi. Son giden danışanının ardından bakarken camda gördüğü silüeti hoşuna gitmedi. Döndü, inatla ona eşlik eden ruh üşümesi ve yorgun ayaklarına…
Adam sessizce yaklaştı kadına. Elinde ışıltıyla parlayan bıçağın sapı, tüm pazarlık ve beklentilerden arındırılmış, zaman dilimlerine sığdırılmış hikaye rulolarından ibaretti. Ucu ise kadının adama güveniyle süslenmiş, birlikte yaşadıkları anılarla parlamış, adamın çaresizliği kadar da keskindi. Adam kadının kendisini sorgusuz ve sorunsuz kabullenişinin öcünü alırcasına…