Gönül Köşesi

Bence Sen De Haklısın!

6 Ocak 2018

Beş altı yıl oldu sanırım, kırmızı ışıkta aracımla beklerken küt dedi arkadan çarptı başka bir araç. İndim hemen arabadan, karşı taraftaki araçtan da ben yaşlarda bir bayan ve yanında da annesi indiler. Ah, vah edip özür dilediler. Kırmızı ışıkta bekleyen ben, çarpan da onlar olunca e haliyle. Ne medeni insanlar, dedim içimden. Çamura yatmadılar, ışık sarıydı yeşildi muhabbeti yapmadılar. Gerçi bir sürü insan gördü pozisyonu ama ne bileyim. “Olan oldu araçlardaki hasarla atlattık nihayetinde, size de geçmiş olsun.” dedim. Etraf bir anda doldu nereden geldiğini anlamadığım bir sürü erkek, tabi kaza yapan iki kadın olunca 😉

Çektik arabaları uygun bir yere, sağolsun bir dükkan sahibi buyur etti bizi, kaza tespit tutanağı dolduracağız. Çok alakasız bir yerde çok saçma bir şekilde bana çarpıp bir de özür dileyince karşı taraf, ben hiç sesimi çıkarmadan bekliyorum, yazıp çizip işimizi halledip helalleşip gidelim diye. Tutanak doldururken olayı olduğu gibi yazdım sonrada diğer bayana okudum altına imza atacak, sonuçta kabul etmesi gerekiyor yazdığımı. Var mı sizin başka söyleyeceğiniz ekleyeceğiniz diye kibarlıktan sormuş bulundum. Aldığım cevaba inanamadım. Kadın bir anda son bir hamle yapıp kendini kurtarmak için “Yaa ben ışığın kırmızı olduğundan emin değilim, sence de öyle değil mi anne?” diye annesine de tastiklettirerek “Yeşil de olabilir, evet evet sanırım yeşildi.” demez mi? Daha ben ağzımı açmadan dükkan sahibi görgü şahidi bey atladı kızgın bir tonla “Bayan! 40 kişi gördük burada, ne yeşili!!!”

İnanın tek bir kelime etmedim adamın o lafından sonra öylece kalakaldım. Kadın da hop bir geri vites ya tutarsa diye attığı yemi toplayıp, tutanağı yüzü hafif kızararak imzaladı.

İnsanın kendini kayırması, kriz zamanlarında kendini aklaması, aklını hep doğru sanması hele hele karşısında polemiğe girdiği kişi sakin sessiz bekledi diye, cevap vermedi diye şansını deneyip yan çizmesi ne tuhaf değil mi?Haklı olmak ayrı, doğru olmak ayrı, kendini haklı ve doğru sanmak apayrı. Aralarında büyük, çok büyük bir uçurum var.

Herhangi bir kişiden kendini tanıtmasını istediğimizde, onda olan özelliklerin yanında kendinde olduğunu zannettiği sıfatları da sıralar bazen. Sıkça yalan söyleyebilen bir insan yalandan nefret ettiğini, dedikodudan çok hoşlanan biri asla kimse hakkında konuşmadığını, dini inançlarının çok fazla olduğunu söyleyen biride her hatasında asla yanlış yapmadığını ”Aaa ben Allahtan korkarım.” diyerek belirtir. İnsan zihni ne yapıp edip kendini aklama peşindedir yani.

Yıllar içinde bir sürü gerginlik ya da tartışma yaşadım bende herkes gibi. Sağlamasını yapmadan, doğruyu yaptığıma asla karar vermedim. Haklı olmaktansa hep vicdanı rahat olmayı tercih ettim, ediyorum. Öyle şeyler yaşadım ki keşke haklı olmasaydım dediğim bile oldu. Yanlış anlamış olabilirim diye umutlandım bazen, o kadar vahim durumlar yani. Bazı mevzular var çok derin insan aklıyla da vicdanıyla da kendini aklasa doğru olduğunu bilse bile yetmiyor. Kendisi kılı kırk yarıp düşünürken muhatabının zafer kazanmış edalarını, dünyanın sahibiymiş gibi davranmalarını anlayamıyor. Size dünyanın en aşağılık davranışı gibi gelen bir şey bir başkası için salınarak gururla yürümek için bir sebep olabiliyor. Bunu anladığımdan beridir kızgınlıklarımı, haklılıklarımı canımın acımalarını yük etmiyorum. O kafada, o vicdanda yaşayabilmek ekstra güç istiyor ve ben o kadar güçlü değilim ne yazık ki…

“İnsanlar tuhaftır! Fena birşey yapmakta olduklarını hissedecek olurlarsa mutlaka en evvel vicdanlarını susturacak bir sebep bulurlar.” Halid Ziya Uşaklıgil

Yaşanan ne olursa olsun kırmızı ışıkta diğer arabaya arkadan çarpanı aklayamaz, sanmalarla zannetmelerle kendimizi aklamak, bir başkasına kıymaktır. Dünya bu küçük kurgular için o kadar büyüktür ki silkeleyip şişirdiğiniz vicdan yastığınız rahat vermez o muhteşem kafanıza.

“Birinin kalbini kırmak isteyen insan, kesinlikle vicdanını susturacak bir sebep bulur; ama sonra vicdanı onu susturur.” François-Marie Arouet Voltaire

Doğru davranmanın iyi ve dürüst olmanın yükü ağır gelse de, o temiz uykuların bedelidir ve aklanacağımız büyük mahkeme içimizdedir.

Bu yazının şarkısı:
Peki peki anladık, MFÖ
Youtube linki için tıklayın.

Gönül Verim

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan