Hiç sorguluyor musunuz, bu hayattaki yaşama amacımız ne, diye? Ne için çabalıyoruz bu kadar? Sabahın köründe kalkıp, kimi zaman haftanın 8 günü canımız çıkana kadar neden çalışıyoruz? İlişkiler neden yaşanıyor? Niçin evleniyoruz, çoğalıyoruz?
Bu soruların sonu yok… Ama bana kalırsa, bu konuda tüm sorulmuş, sorulmamış soruların tek bir cevabı var. Her ne yapıyorsak, mutlu olmak için yapıyoruz.
Tüm çaba mutlu olmak için
Öyle değil mi? Herkes mutluluğu, farkında olmadan bir yerlerde aramıyor mu? Kimi ailesinde, kimi işinde, kimi ilişkisinde… Tüm çaba mutlu olmak için aslında. İşte mutluluğu ve mutsuzluğu tanımlayan mükemmel bir söz!
“Mutluluğun kabullenmeyle, mutsuzluğun beklentiler ve hayatın tutturduğu yol arasındaki mesafeyle çok ilgili olduğunu öğrendim.
demiş Nejat İşler, desem inanırsınız, hatta hiç araştırmazsınız da o mu demiş diye.. Sosyal medyada, böyle anlamlı ne kadar söz varsa altında Nejat İşler imzası. Adamın, bu sözlerin birçoğundan haberi bile yok.. Bu söz ona ait değil. Bu söz; Nobel ödülü de kazanmış, Hintli şair, Rabindranath Tagore’e ait. Neyse, sözü kimin söylediğinden ziyade, ne kadar anlamlı olduğuyla ilgileniyoruz. Benim bu sözde en çok dikkate aldığım kısım ise mutsuzluğun beklentiler ile alakalı olduğu bölüm!..
Ucu bucağı gelmeyen beklentiler
Hanımlar, konuyu size getireceğim. Çünkü; şu, evrene mesaj gönderme konusunu sanırım biraz yanlış anlıyorsunuz. Anlam veremediğim (veremediğimiz) tuhaf davranışlarınız var! Ucu bucağı gelmeyen beklentilerinizden bahsediyorum. Bu beklentiler yüzünden mutsuzsunuz ve etrafınıza kötü enerji saçıyorsunuz!
Yakışıklı, Zengin, Romantik… Olsun 🎬
Tv’deki şiddet içerikli, vurdulu kırdılı dizilere; çocukları, genç delikanlıları özendirdiği için tepkiler yağıyor. Ama kimse, şu ultra lüks evlerde yaşayan, ultra lüks arabalara binen, aşırı kaslı, fazla yakışıklı, zengin erkek baş rollerin, fakir ama sempatik genç kızlarla yaşadığı aşkı konu alan dizilere tepki göstermiyor!!!
Her sene bu bahsetmiş olduğum tarzda 3-4 dizi yapılıyor. Bence bu diziler artık çekilmemeli, hanımların nasıl bir iç dünyası varsa; etkileniyorlar.
Beklentiler uzay!!! Üstelik konu sadece maddi beklenti de değil. Bir de bu baş rol arkadaş; çok romantik, çok ince düşünen, çok kültürlü, çok vs vs.. Olamaz, bu mümkün değil. Sürekli böyle olunmaz. Sabah bin bir türlü zorlukla erkenden kalkıp (erken kalkmak bana hep zor gelmiştir) işe giden, (kendi işiyle ilgilenen birisi olarak) bin türlü risk, bin bir çeşit insan, bitmeyen ödemeler, ay sonları, çalışanlar, masraflar, sıkıntılar… Bu bahsettiğim durumlar, artık bizlerin rutini.
“Ee biz de çalışıyoruz, bunları biz de yaşıyoruz.” diyenleri duyar gibiyim. Tamam da bizim ütopik beklentilerimiz yok. Siz hiç, işten eve gittiğinde onu küçük, ponçik sürprizlerin bekleyeceğini uman, isteyen, bekleyen bir erkekle karşılaştınız mı? Ben karşılaşmadım.
Hayaller & Hayatlar
Adamcağız yorgunluktan, stresten ne hale gelmiş. En büyük beklentisi bir güler yüz. Evli hanımlar, eşlerinin akşam eve ağzında bir gülle gelip, tango yapmasını bekliyor. Evli olmayanlar da sürekli yaratıcı, absürt sürprizler arzusunda! İşte bu gerçekten üstün bir hayal gücü, saçma bir rüya. Tamam, hiç olmaz demiyorum, o kadar da öküz değiliz. Ama arada olur, nadiren olur bu durumlar. (Senede 1-2 işte) 😅
Beklentileri düşük, ufak şeylerle mutlu olabilen, halden anlayan hanımlar; sizlerin ellerinizden, gözlerinizden, alınlarınızdan öpüyorum. Hayat sizlerle güzel, iyi ki varsınız…
BURADAN DA YETKİLİLERE TEKRAR SESLENİYORUM, ÇEKMEYİN BU DİZİLERİ.!!
Etkileniyorlar 😅😅
Mehmet Uğur
10 YORUMLAR
Ne güzel dile getirmişsin. Bir bayan olarak sana katılıyorum. Kutluyorum seni, çok güzel bir yazı.
Teşekkür ederim Münevver Hanım :)))
Mehmet Bey merhaba;
Erkeklerin hayallerini besleyen içerikleri ne yapacağız 😉
Ilgın Hanım Merhaba, bahsetmiş olduğunuz konu; toz pembe, masum, bir beklenti içine girilmeden kurulan, motivasyon arttırıcı hayaller 🙂 O yüzden sorun yok 👍🏼
Kesinlikle aynı fikirdeyim ve emin olun sürekli yakınan kadınları dinlemek de oldukça zorlayıcı olabiliyor çünkü sürekli yakınıp beklentileri karşılanmayan kadın, bu sorununu çözmek için de uğraşmıyorsa sabır tükeniyor.
Sanırım hemcinslerinize biraz dolusunuz. Konu, sizin icin nokta vuruşu olmuş gibi 🙂
Mehmetcim Ilgın’ın gönderme yaptığı senin yazında bahsettiklerin değil, bahsetmediğin beklentileriniz 😉 Örneğin beş çocuk da doğursa hala muhteşem bir fiziği olmasını talep etmeniz gibi. Sizin mesela koca bir göbek yapmaya hakkınız varken, eşiniz biraz kilo alsa, hemen kendini bırakmakla suçlanması gibi 😉 Ya da kocanın başında tek tel saç kalmamışken kadının saçındaki beyazların bir hafta boyasının geçmesine hakkı olmaması gibi gerçekler ya da siz işten yorgun argın geldiğinizde kendinizi koltuğa atma hakkınız varken, kadın işten geldiğinde doğru mutfağa yönelmek zorunda olması gibi görevler ya da, ya da… Daha devam etmeyeyim bence 😂😂
Katılmıyorum.. Kadın da erkek de kendine bakmak zorunda! Erkeğin, mutfakta eğer becerisi varsa o da girecek.. 😉
Becerisi yoksa girmeyecek yani 😂
Mehmetcim senin gayet iyi niyetli olduğunu biliyorum. Eee o zaman ne diyelim; senin gibi düşünen erkekler umarım bir gün toplumun genelini oluşturur 🤞🏻
Didemcim hislerime tercüman olmuşsun ☺️ O zaman ben de hayaller ve gerçekler demek istiyorum 😉🍀