Kurgu Dışı

Beyin | Senin Hikayen

3 Nisan 2018

Beyin Senin Hikayen, David Eagleman


Beyin Senin Hikayen, David Eagleman

Beyin hakkında yazmaya doyamadım.

Geçen hafta yazarın Incognito adlı kitabından bahsetmiştim. Bu hafta da yine aynı yazarın yine beyinden bahsettiği bir diğer kitabı olan Beyin Senin Hikayen den bahsetmek istiyorum. Çünkü niye istemeyeyim? Bu organı çözmek lazım. Bunu çözmek hayatı çözmek demek. (Bence yani.)

Beyin Senin Hikayen

Incognito’yu okurken biraz zorlanmıştım. Hatta ne yalan söyleyeyim, ilk okumaya başladığımda yarıda bırakmış, ara vermiştim. Aradan zaman geçtikten sonra tekrar elime almış, bir gayret okuyup bitirmiştim.

Beyin Senin Hikayen kitabını ise okumaya başlamamla bitirmem bir oldu. Ertesi güne bırakamayacak kadar severek okudum.

Ben Kimim?

Bu soruyla başlıyor kitap.

Hayvanlar doğduktan çok kısa süre sonra ayakta durmaya, yürümeye başlarken insanların gelişimindeki yavaşlığı anlatıyor önce. Bu bir zaaf gibi gözükebilir, halbuki işin aslı şu:

Hayvanlar önceden programlanmış bir beyin ile doğuyor, bu da hayvanın sadece o ekosistem içinde yaşamasını sağlıyor. O bölgeden çıktığında yaşama şansı düşük oluyor.

İnsan ise birçok farklı ortamda yaşama becerisine sahip. Bunun sebebiyse eksik kalmış bir beyin ile doğmamız. Yaşamsal deneyimlerle çevremize uyum gösterecek şekilde yavaş yavaş yoğruluyoruz.

“İçine doğduğunuz aile, içinde yaşadığınız kültür, arkadaşlarınız, işiniz, izlemiş olduğunuz her film, yapmış olduğunuz her bir sohbet sinir sisteminiz üzerinde iz bırakmıştır. Bu kalıcı, mikroskobik izler birikerek sizi siz yapan bütünü oluşturur ve nasıl birine dönüşeceğinizle ilgili sınırlamalar getirir.”

Belleğe güvenmek ya da güvenmemek

Belleğe pek güvenmemek lazımmış. O kadar ki aklımızdaki anılar biçim değiştirebilirmiş. Hatta sahte anılar yaratmak bile mümkünmüş.

“Geçmişimiz, gerçeklere sadık bir kayıt değil, bir yeniden yapılandırma ürünüdür.(…) Bunlardan kimi, insanların bize kendimizle ilgili anlattıklarından kaynaklanırken, kiminde de boşlukları akla uygun biçimde kendimiz doldurmuşuzdur.”

Kontrol Kimde?

Bu da kitabın tartıştığı önemli bir konu.

“Bu muazzam karmaşıklık karşısında bize kalan, basit bir gerçeği anlamaya yetecek bir içgörüyle idare etmektir. Bu, yaşamlarımızın, farkındalık ya da kontrol sınırlarımızın çok ötesine uzanan kuvvetlerce idare edildiği gerçeğidir.”

Zaman Yolculuğu

Beynin içinde zaman yolculuğu yapıyormuşuz biz aslında:

“Zamanda yolculuk, insan beyninin bıkıp usanmadan yaptığı bir şeydir. Bir kararla karşı karşıya olan beyin, farklı sonuçların simülasyonunu kurarak tahmini bir gelecek modeli oluşturur. Zihinsel olarak kendimizi şimdiki zamandan ayırabilir ve henüz var olmayan bir dünyaya yolculuk yapabiliriz.”

Buradan şuraya bağlayacağım konuyu:

Madem geleceğe dair farklı simülasyonlar kuruyoruz beynimizde, bunların olumlu içerikte olmasına dikkat etmeliyiz. “Pozitif düşünmek” salt bir kişisel gelişim zırvası değil. Beyin ile ilgili bahsettiğim bu ve benzeri kitapları okudukça bunun önemine varıyorum.

Saygılarımla,
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan