Aşk/sevi, Pamuk Prensese ilahi bir tutku ve bir o denli doğallıkla bağlı olan yedi cüceleri çevreleyen ışık küresidir/onların aurasıdır. Bir arada coşku içinde çalışırlar mağaralarında; ne elmaslar, ne zümrütler çıkar o mağaradan o tutkuyla -Pamuk Prenses oralardaysa, oralarda olduğunu biliyor, tenlerinde, tinlerinde duyuyorlarsa. Pamuk Prenses yoksa?!… O zaman mağara yok, elmas-zümrüt yok, her yer çok gürültülü ve sessiz, her yerde büyük bir karmaşa ve yaprak kımıldamıyor.
Dev Olmak
Yedi cüceleri yedi ayrı kişi olarak mı düşünüyorsunuz siz? Hayır, onlar tek bir kişi; bir bütündürler hep birlikte. Pamuk Prenses oradaysa, yanlarında/yanındaysa on dört kollu bir devdir, cüsse değildir asla konu, aşk bir dev kılar onu/onları. Yedisi dünyanın yedi farklı köşesinde olsa, Pamuk Prenses uzak, derin bir ormanın kalbi olsa bile, “oralarda”dır ve aşkı duyar yedi odalı dev.
Parçalanmak
Ya Pamuk Prenses yoksa; hiçbir yerde değilse onun için ve “onun için” değilse? Tenini duyamadığı Pamuk Prensesin sesini işitemiyorsa, tininin/ruhunun ışıltısından uzaksa? İşte o zaman parçalanmayı duyar seven her yerde. Dünya parçalanır, gökler parçalanır, Toprak Ana’nın yüzü çatlar, yerin ve göğün tüm yaşlarını yutar o zaman.
Ya Pamuk Prenses yoksa, artık “onun için” değilse varlığı ve yedi cücenin varlığı “onun için” atmayı sürdürüyorsa -ki sürdürür sevdada? Yedisi yan yana bile olsa evrenin ayrı köşelerinde gibidir artık. Ulaşamaz gövdenin, tinin yedi parçası birbirine; kendiyle bile iletişemez bir türlü. Değil aşık bir dev olmak, varlığı ile yokluğu tartışılır bir “aşık”tır artık. Evet, hâlâ aşıktır, ille de aşıktır, yine de aşıktır beyaz ötesi renklerin sihrine, Pamuk Prensesine!
Göğün Gözü
İçindeki gökyüzü parçalanır, somutluğu soyuta evrilir. Soyutluğu acıyı duyurur. İçineki parçalanmış göğün gözüyle bakarsın hem içine hem dışına artık. Her yerde, her taşta, her yağmur damlasında, her güneş ışığında, her kapı önünde, her pencere ardında acıyı duyar, sevdayı görürsün.
Aşk’ı cinsellikten ibaret görenlerin, aşk’ı cinselliğe odaklayanların algılayabileceği bir durum değil bu. Bu tanıma da tepkileri hep aynıdır; “Sevişmeyelim mi?”, “Siz sevişmeyin o zaman.” Göremezler ki iş sevişmenin ötesindedir. Sevişme ve sevişmeme ikilemi aşığın ikilemi değildir. Onun aldığı tadı ise, ikilemde kalanlar asla duyamazlar ve emin olun duyamayacaklar.
Aşk ile!…
Atakan Balcı
6 YORUMLAR
Konuloji’den selamlarrrr…
Seviliyorsunuz
Yazılarınızın devamını bekliyorum ^_^ ❤️
Sevgiyle kalın, teşekkürler!…
Sevdim nokta.
Teşekkür ederim, düşünceleriniz değerli!…
Karşılıksız aşkın yıpratıcılığı fena tabi. Keşke kimi seveceğimizi seçebilsek. Oysa sistem öyle işlemiyor, genelde en yasağı istiyor, sonra da girdabında boğuluyoruz. Ama kimimiz o girdapta yüzmeyi, sakin sulara tercih de edeliyor 😉
Aşk zor konu, boğulur gibi olup da içinde yaşadığımız!
Sevgiler!…