Gırgırına

Yazlık

11 Şubat 2019

Gırgırına | Cem Albayrakoğlu | Yazlık
Okullar yaz tatiline girer girmez tüm tatili geçirmek üzere Selimpaşa’daki yazlığımıza giderdik. Bu yıllarca böyle devam etti ta ki evlenip çoluk çocuğa karışana kadar.

Gece izninin maksimum 23:00 olduğu yaşlardan bahsedeceğim bugün sizlere. Hani akşam eve gelmek zorunda olduğun saat gece on birdir de arkadaşınınki on bir buçuk veya on ikidir ve sen de uyuz olursun ya bu duruma, işte o yıllar.

İzin demişken, önce o konuda iki çift laf edeyim. Bu izin mevzusu ilginçtir. Şöyle ki; yaş büyüdükçe izin de artar her sene, o da bizimle büyür anlayacağınız. Boyumuz uzasa o kadar gururlanmayız artan izin saatiyle kurumlandığımız kadar. Şimdi ne komik geliyor. Gece bekçisiyiz sanki. Yat uyu işte. Sanki son yatana madalya veriyorlar, hey Allah’ım yaa.

Boş Ev

Sene 90’lar…
O zaman kimin anne babası İstanbul’daki evde veya yazlıkta değilse onun evinde herkes toplanır, gece gündüz de o evden çıkılmazdı.

Bir keresinde benim de annemle babam İstanbul’a gitti 2-3 günlüğüne.

Bu arada ufak bir açıklama yapmam gerekiyor. Sitede evler yan yana, hatta dip dibe. Anlayacağınız tam bir mahalle kültürü, herkes herkesi tanıyor. Bir sıfatım var; Süheyla’nın oğlu.

“Süheyla’nın oğlu Cem” bendeniz.

Neyse hikayeye geri dönüyorum. Annem İstanbul’a gitmeden önce bin kez tembihledi; “Aman oğlum, eve kimseyi toplama.”

Lafa bak “Eve kimseyi toplama!”
Uleeen yıllarca ben bunu bekledim 😝
“Babam cool adam, hiç karışmazdı,” demeyeceğim.
Neden mi?
Bizde annem ne derse oydu çünkü 😂
Babamı biraz gömmek gibi oldu ama yapacak da bir şey yok, şurada kendi kendimize konuşuyoruz, öyle değil mi? 🙃

Ve Gittiler

Koskoca ev bomboş!

“Koskoca” dedim ama şimdi bi’ düşündüm; iki hap kadar oda, önde balkon ve en önemlisi balkon kapısı ahşap çerçeve, kalanı iki kanat full cam. Üst katta da başka komşu var. (Buraya Çoşkun Sabah’tan Anılar‘ı bırakıyorum 🤣)

Gündüz her şey çok sakin ve heyecanlı başladı. Neden?
Çünkü bütün komşular balkonlarında, biz de göze batmamak istiyoruz, uslu uslu geçirdik günü. Ama içimiz nasıl kıpır kıpır, anlatamam.

Bakkaldan biralar, çerezler, bahçıvan kaşar peynirleri… Full hazırlık içindeyiz. Sebep? Bizde içeceğiz…

Akşam yemeğinden sonra hafta içi rutinimiz başladı. Rutin ne mi? Bütün gece sahilde takılmaca, hafta içi olduğu için Disco da yok, en fazla Hüsnü Amca’ya dondurma yemeye site başına çıkarız, o kadar.

Saat On Gibi İlk Ben Eve Girdim.

Arkamdan bizim tayfa teker teker geldi. Beşer, onar dakika arayla gelirlerse evde toplandığımız belli olmayacak ve kimse anneme; “Bak sen gittin oğlun eve çocukları topladı,” dedikodusu yapmayacak diye düşünüyorum 🤦🏻‍♂️

Şimdi sanmayın ki gelenler arasında kızlar falan var 😂 Bildiğin 5 sap bira içeceğiz, olay bu 🍺

Bir kafa eksik başladık içmeye. Evin içinde olduğumuz belli olmasın diye de kapılar kapalı, ışık az, sessizce içmeye çalışıyoruz. Ulan ne eziyet di mi? Şimdi olsa hastiir yani 😂

Ufak ufak müzikler başladı. Tabi ki Ahmet Kaya, olmazsa olmaz İbrahim Tatlıses, arada sevip de söyleyemeyenlere Cengiz Kurtoğlu veya çok sevenlere Arif Susam.

İçilen biraları zaten saymazdık bereketi kaçmasın diye. Ne kafa ama di mi 🤪

Hepimizin dertleri de o zaman nerdeyse aynı:

“Abi çok güzel kız di mi?”
“Nasıl açılacağım?”
“Abi bana bunu nasıl yapar? Benden iyisini bulacak sanki…”

Hepimiz cami yaptırmışız, o kadar iyiyiz…
Herkes kendine kadar aşık…

İçtik İçtik Kafalar Bir Dünya Oldu

Bir baktım ön balkon kapısında biri var, cama vuruyor. Hemen koştum balkon kapısını açtım, aldım arkadaşı içeri sessizce. Kimse görmeden kapıyı kapatacağım, ahşap ya yere, taşa sürtüyor diye hafif kapıyı kaldırdım. Bak çok yaklaştım, kapı kapanmak üzere.

Cam bir çatladı…

Anında olduğu gibi yere indi.
Hani derler ya g.t gibi kalmak, işte elimde kapının kolu öyle mal mal bakıyorum. Arkadaşlar sağ olsun; “Aman ne olacak, hallederiz,” diyorlar. Benimse hayat film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor. Neden mi? Hâlâ neden diye mi soruyorsunuz? “Süheyla” diyorum o kadar, başka lafa hacet yok.

Güç bela köyden camcı bulduk.

Bak o “seviyorum” diyen, kafası güzel olan bizler, cin olduk cin beş dakika içinde.

Camcıyı telefonda; “Abi sessizce halledelim, kimse görmeden. Ne kadar sürer takması?” gibi akla zarar laflarla darlıyorum. Adamcağız da “Tabi abi hallederiz kısa sürede,” diyor. Ne desin 🙄

Başladık beklemeye. 15 dakika sonra site bekçisi “Abi geldi camcı,” dedi. “Eee nerde?” dedim ve adam koca kamyonetle bizim evin önünde durmaz mı 😰

Komşulardan balkonda, sokakta, “Cem geçmiş olsun,” demeler “Sizde bir şey yok di mi?”ler…

Siz derken?!
Biz de aklımızca sanıyoruz ki kimse bizi görmedi. Ulan mahalleyle birlikte içiyormuşuz meğer.

Camcı yarım saatte taktı camı ama bir de bana sor. Aklımda annemler gelinceki manşetler uçuşuyor…

Alkolün de etkisiyle dedik; “Olan oldu, devam edelim bari.” Sanki hiçbir şey olmamış gibi bir içtik bir içtik gece yarısı içki bitti, biz bitmedik. Efes’in kahve rengi tombik şişelerinden ben diyeyim 1 kasa içmişiz sen de 5 kasa. Yok o kadar içmedik 🤪

E-5’in yanında BP benzinci vardı.

Arabayla iki dakika. Oraya içki almaya gidelim dedik. O zamanlar benzinci de satılıyordu alkol. Hem de boş şişeleri veririz diye düşündük.

Atladık arabaya, gittik benzinciye. Vardığımızda pompacıların bize bakışında bir tuhaflık olduğunu fark etmemiz ise sadece 5 saniye. Hani dersin ya “Ulan ne var acaba?” diye.

Şöförün altında boxer; üzerinde t-shirt yok. Ön yan koltuktakinin elinde rakı kadehleri…

Boxerlı şahsiyet ben 🙈 Yanımdaki prezantabl kişide kot var ama maalesef üstte atlet, ayakta terlikler. Yazlık yer ya hahahha

Hani bakışarak anlaşırsın ya aranda; biz de aynı o cool’lukla indik arabadan. Ahmet Kaya mırıldana mırıldana daldık BP markete. Kimi boş şişeleri veriyor, kimi yeni biraları ve sigaraları alıyor. Nasıl koordine çalışıyoruz belli değil. Bir diğer prezantabl kişi de bağırarak; “Koşun oğlum, koşun bakın burada ne var?” diye marketi inletiyor. Tam dayaklığız 🤦🏻‍♂️

Koştuk tabi ki…
O da ne?
Hani oyuncak ayılar vardır ya ama en büyük boyundan olanlardan. Bizimki devamlı “Buldum, buldum” diyor işte o ayılardan birini göstererek. Hiçbirimiz bir şey anlamıyoruz ama o nasıl mutlu…

Bilin bakalım ne oldu?
4 kişi geldiğimiz BP’den 4 sap + 1 ayı olarak ayrıldık. Şahtık, olduk şahbaz.

Sonra ne mi oldu?
Boyum kadar ayıyla, Ahmet Kaya şarkıları söyleye söyleye içtik. Sanırsın ayı kardeşi milli yapıyoruz…

Bu işin bir de sabahı var tabi. Sabah bir kalktık, herkes hang over modeli… Başım ağrıyorlar, ne içtik demeler, benzincideki halimiz neydiler… Ama birimiz var ki nasıl mutlu, nasıl huzurlu. Neymiş kız arkadaşı çok beğeniyormuş, çok seviyormuş bu dev ayıları. Laf edecek oluyoruz, tersliyor hemen hepimizi.

İyice ayılınca gün içinde çok güldük halimize, ne geceydi diye diye…

Tabi hiçbirinin aklında “Bakalım annemler gelince neler olacak?” düşüncesi yok. Bense Yusuf Yusuf…

Sonra,
Sonrası içmeler ve maceralar tabi ki bitmedi fakat bugünlük bu kadar 😉

Gırgırına,
Cem Albayrakoğlu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

9 YORUMLAR

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 11 Şubat 2019 at 14:51

    Tanrımmmmm, o yıllar aklıma geldi okurken 🤣 Annemler sürekli gezdiğinden bizim evdeki partileri hatırladım ben de. Allah’ım benim çocuklar da kesin bana yapacak bunları 😩 Artık kapıları indiren değil, eve gelince şok olacak taraftayız. Pöffff 😰 Hiç zevkli değil 🙄
     
    Bu arada Cem şu ekibi saysana. Bazılarını tahmin ediyorum zaten 🙃
     
    Veee ben bu olayı niye hatırlamıyorum acaba 🤔

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 11 Şubat 2019 at 17:37

    Hahahaha ekibi şimdi deşifre etmeyeyim. Arada gün yüzüne çıkmamış olaylar var 😂

  • Yanıtla Mehmet Gökcük 11 Şubat 2019 at 19:04

    Anılarınızdan bahsederken bizi de o yıllara götürüverdiniz, pek eğlenceli anlatımla… Ve en önemlisi de o yılların karmaşık bir müzik algısı vardı harbiden 😀 Arabesk-pop-klasik ne ararsanız vardı… 🙂
     
    Kaleminize sağlık…

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 11 Şubat 2019 at 19:49

    Mehmet Bey;
     
    beğenmenize sevindim keşke o yıllarda kalabilseydik, şimdi daha iyi anlayabiliyorum o yılların değerini.

  • Yanıtla Sinem Çelebi 12 Şubat 2019 at 00:06

    Ben de bu hikayeyi hiç hatırlamıyorum nedense 🤔🤔🤔 Hımm o yıllar ben küçük kardeştim ve aranıza alınmıyordum tabi 😡

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Şubat 2019 at 00:16

      Yerim seni küçük kardeş 🤗❤️❤️
       
      Yalnız Sino, ikimiz de olayı bilmediğimiz için bozulmuşuz 😂 Bizsiz nasıl içer, değil mi 😝

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 12 Şubat 2019 at 10:13

    Yahu ne alemsiniz 😂😂 O zamanlar siz, yazıda bahsettiğim şarkıları dinlemiyordunuz, deşmeyelim konuyu 🤔

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Şubat 2019 at 10:25

      Ahhahahahahah ayyy en büyük kavgamızdı müzik 😂 Hatırlıyor musun, bir gece Muazzez Ersoy yüzünden kapışmıştık 😂

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 12 Şubat 2019 at 22:48

    Desene senin maaaceralarrr hala güldürüyor neydi 4 sap + 1 ayı 😂😂😂

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan