Satır Arası

Hayat Kontrolü ve Mutluluk

1 Mart 2019

Hayat Kontrolü ve Mutluluk
Her gün yeniden uyanıyorsun bu hayata. Kafanda bir çok soru, sorun, korku, umutla. Bazı günler daha az düşünüyorsun bütün bunları, bazı günler çok daha fazla ama bugünlerin hepsi senin günün ve bu senin hayatın.

“Hayatının mimarı olmak”
“Hayatının dümenine kendin oturmak”
“Özgür iradeye sahip olmak”

gibi bir çok kavramın konuşulduğu, tartışıldığı günümüzde senin de kafan karışık belki. “Hayatım benim kontrolümde mi?” diye soruyorsun kendine.

Hayatta Özgürlük

Hayattan tam anlamıyla sınırsız bir özgürlük bekleme, özgürlük sınırsız bir kavram değildir. Kendi duygularında sınırsızca özgür olabilirsin ama bu duyguları harekete geçirirken, yaşarken, yaşatırken sınırları yok sayamazsın. Toplum içinde yaşarken, sürekli o ne der bu ne der diye düşünme, ama temel toplum kurallarını da yok sayma. Zaten sayamazsın da, sayarsan yaşayamazsın; yok sayamacakların için “Neden bu böyle?” diye çok kafanı yorma. Değiştiremeyeceğin şeyler için bu kadar yorulursan, mutluluk asla gelmez. Hitit M.Ö 2000 yıllarından kalma atasözü şöyle der:

“Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyler için güç, değiştiremeyeceğim şeyler için sabır, ikisinin arasındaki farkı anlayabilmek için de akıl ver.”

Anlaşıldığı gibi sadece kalbinin sesini dinleyerek, her şeyi kendi isteğine göre yaşamak fikriyle mutlu olamazsın, mutluluk için, akıl, güç ve sabır şarttır.

Olgunlaşmak

Hayatını gereği gibi yaşamak için, olgunlaşmak zorundasın, ama emin ol ki dört başı mağmur bir hayatla olgunlaşamazsın. Gereksiz bir iyimserlikle bakma hayata. Hayatta her türlü olumsuz duyguya açık olmak zorundasın. Unutma ki, üzüntü olmadan, sevinç olmaz; utanmak olmadan gurur duymak olmaz; suçluluk duygusu olmadan güvenilir olunmaz.

Hayatın her türlü engebesine karşı hazırlıklı ol, gelecekle ilgili pozitif beklentilerin olsun her zaman, asla umutsuz olma. Hep olumlu bir tutum içinde ol, enerjini geçmişte olmuş bitmiş, artık değiştiremeyeceğin şeylere harcamak yerine, gelecekte olumlu yönde değiştirebileceğin unsurlara yoğunlaştır.

Arada takılıp düşebilirsin, asla yılma, kalkabileceğin bir nokta mutlaka var, tutun o noktaya sıkı sıkı. Kalk ayağa, kalkınca belki de eskisinden daha dik duracaksın, çünkü bir yaşanmışlığın, bir tecrüben var artık.

Çevreyi Kontrol Etmek

Kendi hareketlerini kontrol etsen de yakın çevreni kontrol edemezsin. Çevrendekiler senin istediğin gibi yaşayamaz, hatta yaşamamalı. Herkes, hayatının sorumluluğunu kendi almalı, o yüzden yıpratma bedenini ve ruhunu başkalarının sorumluluklarıyla. Sen kendi sorumluluklarına odaklan. Mutlaka bir sorumluluk edin hayatta. Yaşın kaç olursa olsun, anlamlı bir şeyler yapmaktan vazgeçme. Sınırlarını yıkıp geçen seni ölümüne yıpratacak şeylere gönüllü olma ama sınırlarını zorlayacak, seni dinamik tutacak işlerin olsun. Sana da yakın çevrene de iyi gelecek bu. Freud’un ruh sağlığı tanımı, “sevmek ve çalışmaktır”. Ruh sağlığın için üretmekten vazgeçme.

Her zaman, her şeye rağmen yaşamak zorundasın. “Madem yaşamak zorundayım, iyisi mi mutlu yaşayayım” de kendine. Bırak her şeyi sürekli kontrol etmekten, kendi ayakları yere basan hedeflerinle, kendi sorumluluklarına odaklan. Düşe kalka da olsa yürü çizdiğin yolda. İç kaynaklı mutluluğunu hep aktif tut. Unutma ki, kendisiyle mutlu olmayan, kimseyle mutlu olamaz.

Hayatın zor da olsa küsme ona, içinde saklı olan mutluluğu çıkarmaya çalış. Kendinle ve her yerde mutlu ol.

Sevgiler,
Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

7 YORUMLAR

  • Yanıtla Zeynep Antakyali 1 Mart 2019 at 09:12

    🌺👏👏

    • Yanıtla Nihan Çoşkun 1 Mart 2019 at 14:29

      “Unutma ki, kendisiyle mutlu olmayan, kimseyle mutlu olamaz.” 👍

      • Yanıtla Nalan Erpolat 3 Mart 2019 at 15:48

        Her ikinize de çok teşekkürler😘

  • Yanıtla Doğan 2 Mart 2019 at 15:25

    Gerçekten güzel yazı. Kendimize gelmek lazım 👍

    • Yanıtla Nalan Erpolat 3 Mart 2019 at 15:47

      Teşekkür ederim 😊

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 2 Mart 2019 at 18:05

    Nalancım paylaştığın Hitit atasözünü ben de çok severim. Uzun bir yazıtın son bölümü aslında o cümle. Okurlarımızın tamamını okumaktan hoşlanabileceğini düşünerek buraya ekliyorum:
     
    Tanrım,
    Beni yavaşlat.
    
Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir… 

    Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele… 

     
    Günün karmaşası içinde
    bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver. 

    Sinirlerim ve kaşlarımdaki gerginliği,
    
belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
    Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol…
     
    Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret; 

    bir çiceğe bakmak için yavaşlamayı, 

    güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı,
    
güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, 

    balık avlayabilmeyi,
    hülyalara dalabilmeyi ögret…
     
    
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat. 

    Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğin ,
    
yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler oldugunu bileyim…
     
    Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla. 

    Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü
    ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır…
     
    
Beni yavaşlat Tanrım
    ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru
    göndermeme yardım et. 

    Yardım et ki,
    kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun
    ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.
     
    Ve hepsinden önemlisi… 

    Tanrım,
     
    Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, 

    Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır,
    
İkisi arasındaki farkı bilmek için akıl
     
    ve
     
    Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak dostlar ver…

    • Yanıtla Nalan Erpolat 3 Mart 2019 at 15:46

      Teşekkürler Didemcim, ben de tümünü bilmiyordum. Çok iyi oldu. 😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan