Gırgırına

Bursa

1 Nisan 2019

Gırgırına | Bursa | Cem Albayrakoğlu
Çok sevgili editörüm, biliyorum elinde 6 tane yayınlanmamış yazım var ama sanki hiç yokmuş veya olur da onlar bitene kadar yeni yazı hazırlayamam diye oturdum gene bilgisayarın başına. Görev bilinci ve uykusuzluk beni iyice yazmaya alıştırdı 😉

Ne yazsam, bu gece geçmişten hangi anıyı ziyaret etsem diye düşünürken buldum sonunda.

Şimdi aramızdan ilk evlenip oyunu bozan kim bilin bakalım 😀

Tabi ki can dostum. Evet, evet bildiniz, sevgili editörümüz Didem. Kendisi Amerika’dan bir döndü; “Ben aşık oldum. Çok seviyorum. Deli seviyorum,” modunda geziyor. Hadi hayırlısı dedik ve büyük aşkı Kamil’le tanıştık. Sevdik de birbirimizi, çetenin bir başka üyesi olması kaçınılmazdı.

Evlendiler ve bizim kız Bursa’ya taşındı. Biz durur muyuz; ha babam de babam Bursa’ya gidiyoruz. Öyle bir iki kişi de değil, tüm İstanbul kadrosu hep birlikte arka arkaya arabalarla gidiyoruz Didem’le Kamil’i ziyarete. Haa bu arada Didem’in eski evi de saray değil hani. 3 oda bir salon ama bize saray gibi geliyor. Canım arkadaşım da her seferinde bizi sarayda gibi ağırlardı her zamanki misafirperverliği ile. Tekrar teşekkürler canım 🤗

Size o Bursa tatillerinden en hareketli geçenlenlerden birini anlatayım. Gene kalabalık bir kadroyuz. Sayıyorum ekibi; Didem’in kuzenleri Zekeriya ve Yusuf, kız kardeşi Sinem (Laz Kızı 2 Numara 😀), benim manita ve kankam Murat, ben ve tabiki ev sahipleri Didem ve Kamil. Ahh bir de Kamil’in kanka Baykal ve o zamanki kız arkadaşı.

Tabu

Vardık Bursa’ya. Yemekler yendi, alkoller alındı, inanılmaz eğleniyoruz. Dedik ne yapalım, ne yapalım… Tabi ki benle uğrasacaklar yaa, “Tabu oynayalım,” dediler. Hayır korktuğumdan değil. Sonuçta ne var Tabu oynamakta, öyle değil mi? Ama bu sizin bildiğiniz Tabu değil. “İngilizce oynayalım,” dediler çünkü. Şimdi merak etmişsinizdir. “İngilizce Tabu mu var?” diye. Yok tabi. Kartı çekeceğiz, yasaklı kelime falan yok, kartta yazan kelimeyi İngilizce anlatmaya çalışacağız. Olay zaten beni İngilizce konuşturmak. Hepimiz nasıl sarhoşuz, daha oyun başlamadan herkes fikre karnını tuta tuta gülmeye başlamıştı bile.

Bir kere tamam dedim, dönmek olmaz. Perfect İngilizcemle oynayacağım artık oyunu. Evet evet o kadar Amerika‘da okudum ama işte olmayınca olmuyor 🤦🏻‍♂️

Takımlar seçilecek, ulan kimse benle olmak istemiyor. “Hop şaka, hop,” bile diyemedim. Haklılar 😀😀 Kimin takımda olsam kafadan yenildik demek. Baktılar bozuluyorum, bir takım sağ olsun aldı beni. Sanki evlatlık alıyorlar. Düşün manita bile beni kendi grubunda istemiyor. O zamandan belliymiş bu günler. Şaka şaka 😀😀

Neyse başladık Tabu’ya. Bayağı da oynadık. Gülmekten hepsinin karnına ağrı girdi, gözlerinden yaşlar boşandı. Maşallah hepsi çok eğlendi. Bir ben sınava girmiş gibi stresliydim. Neyse sonunda İngilizcemi çok kıskandılar herhalde oyuna ilgi dağılmaya başladı.

Biri yerde yatarak oynuyordu, kim hatırlamıyorum, öteki onun üstüne atladı ki bunların fotoları mevcut 😈 Derken bütün ev halkı birbirinin tepesinde, altta kalanın canı çıksın oynamaya başladık. Keskin bir dönüş oldu ama hayırlısı çok da güzel oldu, tabudan yırttım. Oradan erkeklerin uzun eşek oynadığımızı dahi hatırlıyorum yarı bulanık 😝 Unutmayın hâlâ yirmili yaşların sonlarındaydık ve içimizdeki çocuklar o kadar da büyümemişti 😉

O da bitince erkekler dedik ki; “Kamil bizi pavyona götür,” İşe bak 🙈 Taa Bursa’ya misafirliğe git, isteğe bak. “Ulan ne ayıp! Böyle de istek olur mu? Çok ayıp!!” demeyin. Bursa’nın bir İskender’i iki pavyonu demişler. Bilmiyor musunuz? Çok ayıp. Ben de şimdi uydurdum zaten 😀😀

Pavyon

Sağ olsun Kamil kırmadı bizi. (Yani beni. Çok mu belli oldu, benim istediğim?) Hanımlara dedik, biz gidiyoruz. Onlar da izin verince kalktık gittik. Benim manitanın surat beş karış tabi. Bir şey de söyleyemiyor. Dedim “Ya Allah, bismillah.” Çıktık yola. Sonuçta ev sahibi ne derse o olur, di mi? Bahaneye bak, hey Allah’ım yaa. Neyseeee, kırk yıllık pavyoncu edasıyla daldık içeri. Bizi oturttular bir masaya. Hayır İstanbul’dan antremanlıyız da deplasmandaki nasıl bilmiyoruz 😀😀 Yok yok şaka. Gerçekten hiiiiç gitmedim Murat’la pavyona 😜

Oturduk takılıyoruz. Birileri şarkı söylüyor, birileri pistte dans ediyor falan derken ulan şarkı söyleyenin sesi çok tanıdık geliyor ama kafam bir dünya olduğu için çıkaramıyorum. Derken bir baktım rahmetli Berkant, yılların şarkıcısı, evet “Samanyolu” Berkant. Gerçekten o saatten sonra üzüldüm. Devamlı masadaki herkese “pavyonlara düşmüş” diyorum. Onlar da “Tamam Cem, tamam. Başlayacağız şimdi sana da …” der gibi bakıyor. Sonuçta ortalıkta odaklanılması gereken bardaktaki havuç ve salatalık var di mi 🤔 Başka da bir şey yok zaten. Ama o ne lezzetli gelir biliyor musun, sanki hiç yememişsin gibi. Evde olsa burun kıvırırsın. Orada yanar döner gelince… Ulan yoksa o hesabı kabartan havuç muydu?

Neyse bu pavyon/gazino benzeri mekanda bir süre daha takıldıktan sonra kalktık.

Saat de bayağı geç olmuştu, sonuçta kapıda kalmak da var di mi? Yok eve alınmamaktan korkmuyoruz da, gene de hafif bir Yusuf Yusuf olayı da vardı hani yani.

Takside dönerken Zeko dedi ki; “Benim midem bulanıyor.” Tam da yanımda oturuyor. Ben taksiciye “Abi biliyor musun Berkant’ı gördük,” diyorum. Yusuf gülmekten kopuyor. Diğer bir yandan Zeko’ya “Sakın kusma,” diyorum. Çünkü yanımda oturuyor, kusarsa tam ayaklarıma kusacak ki büyük sıkıntı, demeye kalmadan kustu tabi. Ama nasıl sessiz sessiz kusuyor. Taksici fark etse büyük arıza. (Burada kesiyorum, editör başlamıştır öğürmeye 😀)

Garibim Kamil “Ulan size bir daha pavyon yok,” diyor. Taksinin içi kokuyor. Hayır bu kadar eğleneceğimi bilseydim baştan pavyona gidelim derdim demesine de yemez yemez 🤣 Açtık camları taksici anlamasın kokudan arkada yaşanan vukuatı diye. Gülmekten konuşamıyoruz.

Eve geldiğimizde ışıklar kapalıydı. Dedik “Ohh yatmışlar.” Usulca içeri sızdık. Tabi ki uyumamışlardı. Suratları görmeniz lazım. Kesin 5 leşimiz var gibi bakıyorlar. Tabi ben hemen atladım ortaya; “Bilin bakalım kimi gördüm?” Ulan böyle de başlanmaz ki lafa di mi? Neyse hemen “Berkant var ya Berkant, işte onu,” dediğim anda Kamil, Yusuf, Zeko tek bir ağızdan “Yeter be, ne Berkantmış,” diye kükrediler. Kızlar “O kim?” der gibi bakıyorlar. Konuyu saptırmaya çalışıyorum. Biri var ki biri; “Soracağım sana Berkant’ı” diyor gözleriyle. Yatmayalım, sabaha kadar kalabalık kalalım istiyorum o anda.

Sonunda yatma vakti geldi.

Sağ olsun Didem dedi ki; “Size misafir odasını hazırladım.” Yatacağız yapacak bir şey yok, zılgıtı da yiyeceğiz ondan da kaçış yok.

Gittik odaya ama yatak bir parıl parıl parlıyor gibi görünüyor gözüme. Dedim benim kafa güzel ya ondan herhalde. Nasıl şirinlikler yapıyorum belli değil manitaya. Derdim pavyon konusunu atlatmak elbette.

Yatağa şöyle bir uzanmam ve kendimi yerde bulmam bir oldu. Sebep mi? Didem sağ olsun bize saten pijama ve saten nevresim takımları verdiği için yatakta kalabiline aşk olsun. Meğersem onlar cezamı kesmişler, benim haberim yokmuş. O kafayla kaç kere yatakta tutunmaya çalıştıysam beceremedim. Ne saydırıyorum Didem’e. Ayrıca ben pijama giymeyi de sevmem. Hadi ayıp olmasın hesabı giydim verdiği pijamayı. Daha da saten pijamayla hayatta işim olmaz. Bu arada kız arkadaşım nasıl gülüyor belli değil. Allah cezamı vermiş oldu. Vuslat diye düşünürken saten kurbanı oldum 😀😀😀

Bitti mi sizce?

Sabah oldu. Bak yeminle daha bismillah kalktım ve bir baktım ki benim hatun yok. Ulan gece buradaydı. Kafamdan bin tane düşünce geçerken içerden kikirdeme sesleri geldiğini duydum. Ardından bir sessizlik oldu. Arıyorum evde bunları. Sonunda Didem’in odasının kapısından uzattım kafayı ve ikisinin hararetli hararetli konuştuğunu gördüm. O kadar sessiz konuşuyorlar ki neredeyse kendileri duymayacak söylenenleri.

Gülen suratları beni görünce nasıl değişti anlatamam. Günaydın dedim. Manita sanki küfür etmişim gibi hiç suratıma bakmıyor. Ulan daha yeni kalktım. Ne yapmış olabilirim ki? Tamam geceden bir pavyon macerası var ama unutalım di mi? Yeni gün, yeni maceralar… Hani “Bugün de siz gidin pavyona ödeşelim,” diyeceğim ama çok saçma di mi 🤣🤣

Yapacak bir şey yok ama sabah sabah da bu surat olmaz yani. Neyse uzatmayayım Didem ıkına sıkına; “Ben sen anlattın sanıyordum,” dedi. Hayda neden bahsetiyor bu deli diye düşündüm.

Daha ben saten konusunun hesabını soracağım. “Bu bana yapılır mı?” diye çemkireceğim, güleceğiz falan. Ki çok güldük gerçekten yıllarca bu konuyu her andığımızda. Meğer ilk kez yatıya gelen misafirlerini hep bu takımda yatırıyormuş. Dayısı ve yengesine, annesi ile babasına bile yapmış. Zavallı insanlar bütün gece yorganı üzerlerinde tutmayı becerememişler. Böyle deli işte bizim kız. Misafirlerine tuzaklar kuruyor.

Sonunda çektim bunu bir kenera; “Dido ne anlattın?” diye sordum.

“Gerçekten bilmiyordum,” diyor ama bir türlü anlatmıyor. Sonra çıkardı baklayı ağzından. Hani misafirliğe mi geldim, eski kız arkadaşlarımın hesabını mı vermeye belli değil. Sevgilim de tanıdığı fakat geçmişte ilişki yaşadığımı bilmediği bir kız arkadaşım vardı hâlâ görüştüğüm. Biricik arkadaşım bir zamanlar çıktığımızı yumurtlamış yeni sevgilime. Hey Allah’ım, canım arkadaşımın içi dışı bir olduğu için hiçbir şeyi içinde tutamaz ve her bir haltı muhakkak ağzından kaçırmayı başarır.

Neyse ki çok problem çıkmadı, olayın reytingi yoktu, aradan yıllar geçmişti. Bak herif hala kendini savunuyor di mi 🤣🤣🤣 Kısa süreli bir krizden sonra ve eski manitayla araya mesafe koyma sözünü verdikten sonra konuyu kapattık.

Birlikte birkaç gün daha geçirdik ama hep birlikte. Hanımlarla birlikte çok eğlendik çok 🤔😊 Siz siz olun Bursa’ya yolunuz düşerse iskenderciye gidin, AVM dolaşın ama eşlerinizi yalnız bırakıp pavyona gitmeyin. Kamu spotumu da yaptım 😉

Haa bu arada Didem’de misafir olacak olursanız aman saten takıma dikkat edin 🤣🤣🤣

Bu haftada benden bu kadar, dahası başka haftaya…

Not: Bugün iki önemli kutlamamız var. Sevgili arkadaşlarımı önce buradan tebrik etmek isterim. Evvela Zekeriya. Bugün baba oluyor. Hazal ve Zeko ikinizi de yürekten tebrik ediyorum. Küçük Prense de ömür boyu sağlıklı, mutlu, başarılı bir hayat dilerim.

İkinicisi bugün sadece Yaman’ın doğumgünü değil. Canım dostum Sinem’in ve Zeko’nun annesi sevgili Nesrin Ablamın da doğumgünleri. Anlayacağınız Yaman ile 1 Nisan’da doğumgünlerini üçledik. Herkese harika yaşlar diliyorum.

Kalın sağlıcakla…

Gırıgırına,
Cem Albayrakoğlu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Faruk Çelikten 1 Nisan 2019 at 11:22

    Samanyolu şarkısını her dinlediğimde garip bir hüzün kaplardı içimi. O garipliğin mayası pavyonmuş meğer. Artık o şarkıyı bundan sonra her dinlediğimde bu yazının aklıma geleceğine ve hüzün müzün kalmayacağıına eminim :))
     
    İstemsizce çevremdekilere “Berkant pavyona düşmüş son zamanlarında biliyor musunuz?” sorusunu sormaya da engel olamamaktan korkmuyor değilim :))
     
    Seçim stresi sabahı güzel geldi.
     
    Teşekkürler 🙂

  • Yanıtla Ahmet Yonca 1 Nisan 2019 at 12:48

    Ben seni mizah yazarı sanıyordum ama sen gerçekten yaşamışsın abi ya 😂😂 Bayağı hayat mizah 🤣 Pavyon olayı bir tek Türkiye de kulağa kötü geliyor sanırım. Benim için şarkı söylenip eglenilen her yer cennet 🙂 Berkant’ı unutmuştum, adam böyle bir hikayeye karıştı 😂😂 Artık ömrü billah unutmam 😁 Ayrıca o satenli pijamaları dikkate alacağım, ne olur ne olmaz 😬 Yakın vakitte Bursa’da toplaşırsak, Tabu oynayıp, geceyi katledebiliriz 😂

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 1 Nisan 2019 at 13:56

    Ayy ben bu saten pijama, çevresindeki olayını hatırlıyorum😆 eeeeee

  • Yanıtla İrem Savaş 1 Nisan 2019 at 18:20

    Cem abiiiğğ! Çok keyifli bir yazı olmuş 🙈
     
    Baharı kahkahalarla kutladım içimde ahahha🐣
     
    Umarım bir ömür böyle güler yüzünüz…

  • Yanıtla Demet Uncu 2 Nisan 2019 at 16:03

    Cemciğim beni çok güldürüyorsun , çok teşekkürler bunun için 🙂
     
    Gençlik yıllarında sahip olduğumuz o enerjiyi hissedebiliyorum 🙂

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 3 Nisan 2019 at 09:15

    Ahahahahahahah acayip eğlendim okurken 🙃 Şu saten nevresim takımları tuzağını yıllardır kurmuyorum. İyi oldu hatırlattığın 😂
     
    Patavatsızlığıma gelince olayım o benim 😝 İçimde bir şey tutamıyorum. Amannn ayrıca ne olmuş yani, nedir geçmişteki sevgililere takmak 😂
     
    Yalnız günlerce “Vah Vah Berkant” diye şaşkın şaşkın dolaştığını hatırlıyorum ben de. Ne komik günlerdi. Yalnız biz kadınlar, siz sanki lunaparka geziye gidiyormuşsunuz gibi pavyona gidişinize evet demişiz ya onu da bugünkü aklım almıyor 🤔😂 Yeminle eski koca beni sustalı maymuna çevirmiş de benim haberim yokmuş.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan