
Aslında Aşk da Yok | Duygu Asena
Bir devam kitabı, “Aslında Aşk da Yok”. Öncesi “Kadının Adı Yok”. Duygu Asena’nın en bilinen kitabı da “Kadının Adı Yok” esasen.
Benim aklımda hiç yokken bir şehir dışı seyahatimde kitapçıda “Aslında Aşk da Yok”u görüp aldım. Sonra da dedim ki “Kadının Adı Yok”u da okumalıyım. Neyse ki bu merakımı sitemiz yazarlarından Kübra Mısırlı Keskin giderdi. Bkz 👉🏻 Kadının Adı Yok
O zaman Duygu Asena’ya oradan devam edelim ve “Aslında Aşk Da Yok” diyelim.
Aslında Aşk da Yok
Kitapta güzel ve başarılı bir kadın tanıtılıyor. Hayatında yakışıklı ve başarılı bir adam var. Birbirlerini seviyorlar ve severek de evleniyorlar. Sonra adamın değiştiğini düşünüyor kadın. Belki kadın da değişiyor ama ben o kısmı göremedim.
Bu süreçte yazar sorguluyor neden böyle olduğunu, böyle olması gerekip gerekmediğini.
Azalan İlgi ve Sevgi
İlişkilerinin ilk zamanlarında adam son derece ilgili ve sevgi dolu idi. Birbirlerini özlüyorlar, tutkuyla sevişiyorlardı. Sonra ne oluyorsa oluyor ve adamın ilgisinin azaldığını hissediyor kadın. Dayanamıyor eskisi kadar sevilmemeye, sarılınmamaya, öpülmemeye…
Neden Böyle Oldu?
Neden böyle olduğunu düşünüp duruyor kadın. Acaba işle mi alakalı?
İkisi aynı mesleği yapıyorlar ama kadın daha ünlü, daha başarılı. Adamın son zamanlardaki soğukluğunun bununla ilgisi olabileceğini düşünüyor kadın. Acaba adam kadının kendisinden daha üstün olduğunu düşündüğü için mi geri çekti kendini? Adil bulmuyor kadın bunu, aynı yüksek başarıyı adam gösterse kadın onun adına çok mutlu olurdu.
Diğer Evlilikler
Etrafındaki diğer evlilikleri de gözlemliyor kadın. Hepsinde aşağı yukarı benzer sorunları görüyor. Başta yüksek olan ilgi seviyesi zamanla azalıyor ve kimisinde tümüyle bitiyor. Buna mahkum muyuz diye soruyor. Bu böyle olmak zorunda mı?
Sevişmek Aşkı Yatıştırır
Kötümser bir tablo çiziyor yazar aşk ve evlilik konusunda.
Aşk diye tarif ettiğimiz yüksek tempolu duyguların zamanla yatışmasında ben sakınca görmüyorum açıkçası. (Gerçi kitapta olağan bir yatışma hali değil, dış mihrakların dahli var, o ayrı konu.)
“Sevişmek aşkı yatıştırır” diyor Orhan Pamuk, “Benim Adım Kırmızı” adlı kitabında. Bence makul. Ha siz yatışmak istemiyorsanız, size şu kitabı önereceğim o zaman: Bkz 👉🏻 Taocu Sevişme ve Seks
Aşkın Ömrü Üç Yıldır
Frederic Beigbeder, “Aşkın Ömrü Üç Yıldır” adlı kitabında şöyle anlatır:
“İlk yıl, ‘Beni terk edersen kendimi öldürürüm,’ denir.
İkinci yıl, ‘Beni terk edersen acı çekerim, ama kendimi toparlarım,’ denir.
Üçüncü yıl, ‘Beni terk edersen şampanya patlatacağım,’ denir.”
Bu kadar enseyi karartmaya gerek olmadığı kanaatindeyim.
İlişkilerinizle ilgili sorunlarla ilgili olarak da size şu kitabı önereceğim: Bkz 👉🏻 Bağlanma
Biz hep köşelerimizde yazdık bunları. 😁
İyi okumalar.
Saygılarımla,
Hülya Erarslan
2 YORUMLAR
Merhaba Hülya Hanım;
Duygu Asena’nın bu kitabı da en az Kadının Adı Yok kadar dikkat çekici. Okunacaklar listemde yerini aldı bile. Çok güzel yorumlamışsınız, kaleminize sağlık.
Teşekkür ederim 😊
İyi okumalar.