Üçüncü Göz

İçimdeki Çocuk | The Child Within Me

16 Aralık 2019

Yazı: İçimdeki Çocuk | The Child Within Me | Yazan: İlayda Oylum Güleryüz

İstanbul Bienali, Ömer Koç koleksiyonundan özel bir seçki ile Abdülmecid Efendi Köşkü’nde. Sanat danışmanlığını Károly Aliotti‘nin yaptığı sergide 50’den fazla sanatçının eseri izleyici ile buluşuyor. Kasım 2019‘da bitecek olan serginin tarihi yoğun ilgi üzerine 29 Aralık 2019‘a kadar uzatıldı.

Nakkaştepe Koç Topluluğu Spor Kulübü tesisi içerisinde konumlanan köşk daha köşkün bahçesinde sergilenen eserlerle 1880’lerden bize gülümsüyor. Saçağındaki topa binip, saati harekete geçiren eser mesela, köşkün o dönemden bu döneme etkisini kaybetmeden gelen coşkulu ve heybetli yapısı gibi ziyaretçiyi sarıp sarmalıyor.

Yazı: İçimdeki Çocuk | The Child Within Me | Yazan: İlayda Oylum GüleryüzSıcacık Renkler

Köşkün içerisine girerken mimaride ilk dikkat çeken noktalardan biri, yerde bulunan mine mine karo taşlar -dünün yenisi- titiz dizayn ve uyum ile misafiri içeriye buyur ediyor.

Salonun ilk girişinde bir havuz bulunuyor. Havuzun kenarında bulunan aynalar, kişiyi kendi ile buluşturuyor. İnsan öncelikle kendine “Merhaba” demeli. Haluk Bilginer de 47. Emmy Ödülleri Gecesi’nde ödülü eline aldığı gibi öncelikle “Merhaba” demedi mi?

Saint Exupery’nin orijinal el çizimleri sol duvarda. Kara kalemin uçak olup bu güne konması. Ah! Kağıttan yaptığımız uçağın bir temsili de yukarıda balkonda. Masalsı anların yaşandığı bir sergi. Kişinin kendinden onca eserle karşılaşması an meselesi. Picasso’nun yağlı boya resminin önünde duruyorum mesela. Renkleri ve tarihsel süreci ile tam da karşımda. Sanatın yaşayan ve duyguları harekete geçen hali…

Kapıdan Bakan Bir Zürafa

Ziyaretçilerin gözdesi. Zürafanın arka kısmı da köşkün dışında kalmış. Nasıl mı?

Kendi zamanından bu zamana gelen Küçük Prens ve Tilkisi heykeli. Bu eserler ile göz göze gelince heyecanlanıyor insan.

Sergi süresince duvarların alt tarafında kalan, Oscar Wilde’dan, Nietzche’den, Exupery’den ilham veren sözler de serginin dizaynında dikkat çekiyor.

“Grown-ups never understand anything by themselves, and it is tiresome for children to be always and forever explaining things to them.”

Sergide küçük kuşların cam fanuslar içerisinde bulunan halleri. Kuşun gagasının plak çalması mı yoksa paraların üzerinde konumlanması mı?

Düşündürücü eserlerden bir bölüm.

En etkileyicilerinden birisi de kitap üzerinde uyuyan bir kuş. Ölümü de temsil ediyor, yaşamı da.

Çıkışa doğru ilerlerken artık eski ben ile değil de zenginliğim ile kapıdan çıkacağım, diye düşünüyorum. Tam o sırada merdivenin boş alanında bulunan bir tablo, -Abdülmecid’in Avni Filij ile tasarladığı, Avni Filij’in yaptığı- gözüme ilişiyor. Tabloda bulunan Akasya ağacı hâlâ bahçede. Girişten çıkışa kadar eşlik eden koku yoksa akasyanın mı?

Tüm eserler ve detaylar ile kendinizi yeniden keşfedeceğiniz bir sergi için hâlâ sayılı gününüz bulunmakta.

Koku size de ulaşsın diye…

İlayda Oylum Güleryüz

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Hülya Erarslan 17 Aralık 2019 at 15:29

    Gittim ben de. Çok uzun bir kuyruk vardı, saatlerce bekledik ama değdi. Köşk zaten şahane, içindeki eserler de öyle.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan