Komos

Hermes | Tanrıların En Hızlısı

25 Kasım 2020
Yazı: Hermes | Tanrıların En Hızlısı | Yazan: Gülşah İslamoğlu

Tanrıların Habercisi Hermes

Benim şu hayatta en sevmediğim durumlardan bir tanesi de bir kişiye birden fazla isim konulması. Ulan bir tane isim neyinize yetmiyor? Koy “Ali, Hasan, Ayşe, Fatma” olsun bitsin. “Hayır yani evladınıza birinin ‘Ali’ başka birinin ‘Can’ demesinden zevk mi alıyorsunuz?” diye düşünürken bir de ne öğreneyim; meğerse bu mevzu taaa Yunan Tanrılarından geliyormuş.

Zaten normal bir iş yapsalar şaşacağım.

Garibim Hermes de öyleymiş.

Yunan Mitolojisi‘nde Hermes. Roma Mitolojisi’nde Merkür. Mısır Mitolojisi’nde Thot. Hatta İslam Mitolojisi’nde de İdris olarak anılıyormuş.

Ulan bu kadar isme ne gerek var? Hiç mi düşünmüyorsunuz? Tamam bu bir tanrı ama bu kadar ismin de bir ağırlığı vardır. Önüne gelen, tanrı manrı dinlememiş, yapıştırmış bir isim.

Neyse al kahveni gel mevzuya giriyorum.

Hermes

Yağmur perisi Maia, tanrıların kalabalıklığından, gürültü kirliliğinden kaçıp Kyllene Dağı‘nda tek başına yaşarken bizim çapkın Zeus onu görüyor. Zaten görmezse şaşarım. Adam nerede bir güzel hatun var resmen kokusunu alıyor. Ve beklenen sonuç Maia ile birlikte olduktan sonra nur topu gibi bir oğulları oluyor. Kulağına da 3 kere “Hermes, Hermes, Hermes” diye seslenip adını koyuyorlar.

Ve efsaneye göre bu Hermes, daha 1 günlükken ayağa kalkıp beşiğinden çıkmış. Oğlum bir dur daha senin göbekbağını kesmediler. Bu ne acele? Bu da yetmezmiş gibi sen o ufacık boyunla git kaplumbağa yakala, onu öldür. Kabuğunu boşalt ve koyun bağırsağından 7 tel gererek ilk 7 telli lirini yap.

Yok artık! Oğlum sen ana karnında ne yedin, neyle beslendin?

Hadi yaptın eyvallah eyvallah da yapar yapmaz da çalınmaya başlanmaz ki. Az düşünceli ol. Diğer Tanrıların çocuklarını düşün. Anneleri demeyecekler mi; “Bak bak komşu tanrının çocuğu neler de yapıyor? Sen anca yan gel yat.”

Doğar doğmaz zaten boyundan büyük işler yapmışsın. Zirvede bırak, değil mi? Ama yok, bizimki hızını alamayıp Tanrı Apollo’nun koruması altındaki inekleri de çalmış. Tabi Apollon, bu duruma çok sinirlenmiş. O da haklı çalınan ineklere mi yansın yoksa çalan kişinin ufacık velet olduğuna mı?

Bu arada ilk başta Apollon’un, inekleri Hermes’in çaldığını ispatlayacak diye de göbeği çatlamış. Sonuçta bizimki daha bebek olunca kimse onun bunları yapabileceğine inanmıyor. Apollon, Hermes’i alıp babası Zeus’a götürüp şikayet ediyor. Normal şartlarda Zeus’un ceza vermesi gerekirken Hermes’in lirinden çıkan sesleri duyunca “Ulan ne güzel bir çalışma yapmışım. Eserimle gurur duymalıyım” diyerek Hermes’i tanrıların habercisi yapıyor.

O günden sonra da aman bu bebektir, yeni doğmuştur diye düşünmeyip Hermes’e görev yüklüyorlar. Haberci Hermes ölülerin ruhlarını yeraltına götürüyor. Çobanlarla, yolunu şaşıran yolcular olursa onlara kılavuzluk ediyor.

Daha bunlarla da bitmezmiş Hermes’in yaptıkları.

Su perisi İo’nun kurtarılmasında da başroldeymiş. Su perisi İo bizim çapkın Zeus’un sevgilisiymiş. Tabi o sırada Zeus, Hera ile evli. (Ulan Allah’tan o dönemde yaşamıyoruz ha. Yoksa yeminle Zeus bizi de…) Beraber olmadığı kadın yok Baş Tanrı’nın. Zeus İo’yu karısı Hera’dan koruyabilmek için onu ineğe dönüştürüyor. Tabi Hera bu. Tanrı da olsa o da her kadın gibi aldatıldığını hissediyor.

İneği bir şekilde alıyor, başına da 100 gözlü canavar olan Argos’u dikiyor. Bu canavarın uyurken bile birkaç gözünün açık olduğu söyleniyor. Ee o da haklı. 100 tane göz bu. Hangi biriyle başa çıksın. Neyse dolayısı ile uyurken bile çevresinde olup biten her boku görüyormuş. Zeus bakmış olmayacak. “Sevgilimi kurtarsa kurtarsa aslan parçası oğlum Hermes kurtarır” diyerek onu görevlendirmiş.

Hermes bu tam fırlama. Canavarın yanına oturarak lirini çalmaya başlayıp, canavar o açık olan bir iki gözünü de kapatarak uykuya dalmış. Hermes de canavarın kafasını kesmiş. Ve ineği yani babası Zeus’un sevgilsi İo’yu kurtarmış.

Ulan hani marjinal bizdik. Koskoca Zeus, yediği haltları oğlu Hermes’e temizletmiş. Umarım diğer tarafta bizi sorguya çekecek olan tanrılar sizler değilsinizdir. Yeminle çok pis çirkinleşirim.

Tabi Argos’un ölümü üzerine Hera da bu olayın unutulmaması için Argos’un gözlerini alarak tavus kuşunun kuyruğuna yerleştirmiş. Ya siz tanrıların ne tuhaf hayatları var. Aaa bu arada doğru tavus kuşunun kuyruğunda bir ton göz var. Tövbe bismillah. Onlar harbiden canavarın gözleri miymiş? Bundan sonra her tavus kuşu gördüğümde yanımdakine artistlik olsun diye bunun hikayesini anlatacağım.

Hermes’in yemediği nane yokmuş.

Her haltı yapıyor ama bebek olunca kimse de inanmıyormuş. Millete ben yapmadım deyip yeminler ediyormuş. Tabi kendisi tanrı olunca onlara günah mı var anasını satayım. Yok efendim Tanrı çarpsınmış, yok efendim ekmek kuran çarpsınmış… derken çok kolayca kandırabiliyormuş.

Aynı zamanda hırsızların, kumarbazların da koruyucusuymuş. Resmen hırsızların tanrısıymış. Onların çaldıklarından pay alıyormuş. Anlayacağınız Tanrı manrı değil bildiğin yasal tefeciymiş. Vallahi kimse kusura bakmasın ama Tanrı da olsa ne demişler; “Allah evladın da hayırlısını versin.” Böyle çocuk mu olur ya?

Hadi yeter bu kadar Hermes. Önümüzdeki yazıda da Medasu’dan bahsedeceğim. Şimdilik dağılalım.

Gülşah İslamoğlu

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 25 Kasım 2020 at 16:25

    Selam Gülşah
    Bi’ de bize laf ederler, kim kiminle ne haltlar yemiş, diye. Eskiden daha da fenaymış, Allah’tan mitoloji okumamışım :))
     
    Kalemine sağlık.

  • Yanıtla Gökçe Çiçek Gönülaçar 26 Kasım 2020 at 17:20

    Oku oku, gül gül bitmedi. Çok pis çirkinleşirsin onu da biliyorum :)) Haa bu arada sen hâlâ marjinalsin. Medusa’yı dört gözle bekliyorum 🙂

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan