Dionysos Şahidim Olsun Ki

Evet, millet ben de farkındayım. Tanrı’yla şaka olmaz. Ama bizim dergide pazartesi günleri yazan yazarımız sevgilisinden mi ayrıldı artık ne oldu bilmiyorum. Kafa dinleyesi varmış. O yüzden artık bizlerle olamayacak. Kendisini tanıdığım için mutluyum.

Şimdi abi bu adam da anasını satayım Yunan Tanrı’larıyla ilgili yazılar yazıyor. Bana zaten mizah dışında yazılan her konu ağır ve zor gelmiştir. Bizim çılgın editöre de esprisine dedim ki; “Editör, pazartesi günü Ahmet’in yazı saatine denk gelecek şekilde ‘Cumaya gittik, geleceğiz’ yaz ya da bu haftalık onun yerine ben yazayım. Sonraki haftalarda ne haliniz varsa görürsünüz.” Anam hatun da hemen “Yaz, yaz“ dedi.

Ulan insan bir düşünür; “Gülşah ne anlar Yunan Tanrılarından.” Hadi Internet’ten iki okuyup, araştırayım, yazayım dedim.

İyi de ben ciddi yazı yazamıyorum ki. Söz konusu da “Tanrı” oğlum, şakaya mı gelir? Yeminle klavye başında hareketsiz kalmak da var işin ucunda. Sonra da düşündüm ne olacak ki bu Yunan Tanrısı ben de zaten Yunan değilim. Benim Rabbim beni korur.

Yeeeeaaaah o zaman yapıştır gelsin.

Şimdi bizim tayini ıssız adaya çıkan, istifa eden yazarımızın yazılarına baktım da yok Zeus, yok Poseidon, yok Kronos… Abi kim bunlar ya? Yeminle bizim hükümet gibi yoldan geçeni alıp Tanrı yapmışlar. Durum böyle olunca madem yazacağım o zaman bana yakışan, benim kafadan olan bir Tanrı seçeyim dedim.

Veee adamım Dionysos

Bildiğin şarapçı, alemci ya. Şarap denildiğinde akla hemen bu bizimki geliyor. Eee tabi o da haklı. Tanrı oğlum bu. Ona alkol alıyor diye günah mı yazacaklar?

Bir de Dionysos’un birçok adı varmış abi; Bakkhos, Bromios, Euhios, Dithyrambos, İakkhos ve İobakkhos vs.

Eee tabi o zamanlar kimlik mi vardı? “Kimliğe sığar mı, sığmaz mı?” diye düşünme derdi de yok. Hayır, yani olsa ne olacak? “Tanrıyım oğlum ben!” Memura “Sığdıracaksın yoksa seni şarabımla döverim” der. Olay çözülür.

Ya da ne bilim işte sonuçta ona üniversite sınavı mı var? İsim kodlaması yapma gibi bir zorluk da olmadığından, durmadan kendine isim koymuş. O da güzel, dur bu da benim ismim olsun, falan filan…

Şimdi bu Dionysos, Semele ile Zeus’un yakışıklı kaslı maslı oğlu. Ulan o değil de düşünsene ne kadar fiyakalı. Anan, baban Tanrı. Adama soruyorlar; “Baban ne iş yapıyor?” Hemen yapıştırıyor cevabı; “Tanrı. Hayırdır birader bir sorun mu vardı?”

Aynı soruyu bize sorsalar bizden giden cevap; “Serbest meslek erbabı” 😁

Bu arada bankası demişken, belirteyim az çapkın da değilmiş Zeus; Semeleler, Heralar havada uçuşuyormuş.

Bu arada kendisine Şarap Tanrısı deniliyor ya oğlum Tanrının bir bildiği varmış ki içiyormuş. Çok çekmiş be! O içmesin de kim içsin. Tanrı marnı ama insan üzülüyor be.

Bu Hera var ya, Zeus’u kıskanıyor. Bir şekilde oyunlar yaparak (Tanrı ya bizimki kılıktan kılığa girmiş) Semele’nin ölmesine sebep olmuş. Sonra bebek Dionysos 7 aylıkken anası Semele’nin karnından alınmış ve Zeus onu baldırında büyütmüş. Yok artık!

Dionysos Hera’dan Saklanıyor

Vallahi ufacık çocuk ondan ona gidiyor. Kız kıyafetleri giydirilmiş. Tabi Hera bunu yer mi? Boru mu lan bu? Koskoca Hera. Hey yavrum hey.

Durum böyle olunca, Hera çocuğa zarar vermesin diye babası Zeus çoçuğunu oğlağa çevirmiş. Bu olayda Dionysos’un ritüel sıfatı olan “oğlak” sıfatını açıklamaktadır.

Yunan Mitolojisi’ne göre Dionysos, Nympheler tarafından büyütüldükten sonra Hindistan ve Arabistan yarımadası olmak üzere pek çok uzak ülkeye gitmiş ve buralarda bulduğu asma dalını gittiği her yere taşıyarak insanlara şarap yapmasını, kendisine tapınılmasını öğretmiş.

Ulan ne kıyak Tanrı ya. Düşünsene Tanrın yanına geliyor beraber şarap yapıp, içiyorsun. Yaa sana tapılmasın da ne yapılsın? Adamsın Dionysos 😆

Şarap Tanrısı Dionysos, iyi yürekli ve yumuşak başlıymış. Ama bazen çok kötü de olabiliyormuş. Dionysos kendisine tapanlara sevinç ve özgürlük verebildiği gibi felaketi, yıkımı da getirebiliyormuş. Çünkü şarap iyi olduğu kadar kötüdür de. İnsanların içini ısıtır, onları neşelendirir ama çok içilirse sarhoş eder.

Yani, bu olaydan sonra da zaten; “Alkol bu, şişede durduğu gibi durmaz,” cümlesi ortaya çıkıyor. Eee şarap bu abi, Tanrı marnı dinlemez. Çarpar şerefsizim.

Dionysos’un hastalıkları iyileştiren bir kadehi varmış. (Black friday kampanyasından almış 😝) O yüzden herkes o kadehten şarap içmek istermiş. Bizimkinin de gönlü zengin abi, öyle “Ben Tanrıyım” yok işte “Benim bardaktan içemezsin” edalarında bulunmaz, verirmiş kadehi. O yüzden insanlar arasında en sevilen Tanrı Dionysos’muş.

O yüzden ne diyorum; “Adamsın, idolsün Dionysos”

Not: Sevgili yazarımız Ahmet Yonca Dikkatine!
Umarım yerini bana bırakmakla pişman olmamışsındır.

O zaman ne diyoruz;

“Rakı, şarap içiyorsam sana ne
Yoksa sana bir zararı, içerim
İkimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.”
Mutlu Çelik

Mizahla Kalın,
Gülşah İslamoğlu