Yurt İçi Gezi

3 Günlük Rize Kaçamağımız

2 Aralık 2020

Yazı: 3 Günlük Rize Kaçamağımız | Yazan: Hande Sönmezerler Sinan


Kaçkarlar, Rize | Karadeniz

Çok uzun zamandır bir gezi yazısı yazmamıştım malum Covid 19 sebebiyle yaz tatili hariç açıkçası gezen de duymadım. Bunun tabii tek sebebi salgın değil, salgın ile beraber piyangodan çıkan ekonomik zorluklar ve/veya işini kaybetme endişesi ile harcamaları kısma da var. Bizim ailemizde birkaç sebep bir aradaydı. En önemli sebebimiz hastalanma kaygısı idi ama eve o kadar çok kapandık ki kendi adıma hastalıktan çok kaygısı beni artık hasta etmeye yetecek hale geldi veeeeee dedim ki “yeter!”

Hedefimde bu sefer eşimin de çok görmek istediği Karadeniz vardı. Ben açıkçası birkaç aydır Rize ve çevresindeki bazı otelleri ve yerleri Instagram üzerinden takipteydim, dolayısıyla 3 günlük bir programla herkesi mümkün olduğunca mutlu edecek bir gezi planlamak istedim. Bir arkadaşım da aynı şekilde gezmek için ayartılmayı bekliyordu, birbirimize gaz vere vere, yapar mıyız, yapamaz mıyız derken bir hareketlenelim dedik.

Çoktandır inceleyip aklıma koyduğum deneyime uyan yerlerle bağlantıya geçtim, meğer arkadaşım da aynı otelleri takipteymiş; direkt kafamız uyuştu. Arkadaşım da arabaları ayarladı.

Bu arada biz yaklaşık 3 hafta öncesinde kalacağımız yerleri ayarladık ama uçuşlarda iptaller oldu; dolayısıyla arkadaşlarla farklı havalimanlarından binip 5 dakika ara ile Trabzon’a vardık.

Kaçkarlar | Karadeniz

Uçuş Halleri

Sabah 05:30 uçağı ile Trabzon’a uçtuk.

Ne yalan söyleyeyim nisanda Londra’dan kurtarma uçağı ile Ankara’ya konup karantinaya alındığımdan bu yana uçağa falan binmem diye yırtınan, insan içine çıkmayan ben, sonunda eve kapanmaktan sıyırınca çift maske ile uçağa binerim diyerek, hatta hastalıktan çok korkan çocuğumuzu ikna ederek uçuşa hazırlandım ruhen.

Eşim de biraz zorla da olsa uydu; işi gereği bitmeyen acil durumlar veya ufak kriz ihtimalleri onu her zaman tatil yaparken tedirgin ediyor ve bilgisayarsız asla yola çıkmıyor. Ben hem oğluşun okulu hem de işlerimizi göz önüne alarak cuma, cumartesi ve pazar olarak 3 dolu güne yaydım geziyi.

Havalimanına indik ve önceden rezervasyon yaptığımız araçlarımızı teslim aldık.

Nasıl araçlar seçmelisiniz?

Yaylalara gidecekseniz bilin ki yol olmayan yerler var. Hatta Pokut bizi o kadar zorladı ki yol olmayan diğer yaylalar için bile “yok yahu bunun yolu var, bu ne ki” diyecek hale geldik 🙂

Kısaca, aracınız yüksek olmalı. Çoğunlukla Dachia kullanıyorlar. SUV olsun, 1,6 ve 100 beygir gibi bir araç olsun rahat edin. Normal binek oto düşünmeyin. Lastikler kabak olmasın, aman!

4x4 | SUV

İlk Gün Rotamız: Trabzon | Ayder Yaylası – Bulut Şelalesi

Biz uçaktan iner inmez hoooop Ayder’e attık kendimizi. Zaten havalimanından Ayder’e yaklaşık 2 saatte gittik. Ayder’de yol var arkadaşlar 😉

Kaldığımız otel Ayder Doğa Resort idi. Temizliği ve güler yüzlü personeli bizi evimizde hissettirdi. Çok memnun kaldık. Kahvaltımızı edip yakınlardaki Tar Deresi, Bulut Şelalesi’ne gittik. Dere boyunca, çok güzel ağaçların arasından ve düzgün bir yürüyüş yolundan, yaklaşık 2-2,5 km yürüyüş ile varacağınız ufak bir şelale. Heybetli değil ama ben çok sevdim. Her şeyden öte temiz havada rahat rahat nefes alarak maskesiz yürüyebilmek tam bir özgürlüktü.

Tabii hem uykusuzluk hem de bu uzun yürüyüş bizi bayağı yorduğu için otelimize dönüp dinlenmek istedik.

Keşke biraz daha vaktimiz ve halimiz olsaydı Huser Yaylası‘na, bulutların üzerine de çıkabilseydik.

İkinci Gün Rotamız: Rize | Palovit Şelalesi – Pokut Yaylası – Gito Yaylası

Palovit Şelalesi debisinin çok yüksek olması dolayısıyla görülmesi gereken bir doğa harikası.

Yazı: 3 Günlük Rize Kaçamağımız | Yazan: Hande Sönmezerler Sinan


Palovit Şelalesi, Çamlıhemşin, Rize | Karadeniz

Pokut Yaylası işte sürücülük marifetlerinizi göstereceğiniz ve aracınızın mümkünse SUV hatta 4×4 olması gereken yer çünkü yaylaya çıkan bir yol yok. Evet öncesinde, kıvrıla kıvrıla güzel güzel harika ağaçlıklı yollardan geçip gözünüze ziyafet çekebiliyorsunuz ama açıkçası çok zorlu. Benim midem mahvoldu. Bir de üstüne bizi o yolda geçmeye çalışan bir başka sürücü kornaya basa basa gelip geçmek isteyince biraz gereksiz gerildik. Adam bayağı o taşlı kayalı yolda zıplaya hoplaya tırmandı ve arkasından bayağı bir laf yedi bizden. Az sonra yokuşu çıkamadığı için bu sefer bizim araçların da geçmesine mani oldu. Ben bundan dolayı da gerildim çünkü yolda birçok yerden iki araç yanyana geçemiyor ve bir tarafı uçurum yani adrenalin doruk noktasında.

3 Günlük Rize Kaçamağımız | Hande Sönmezerler Sinan Fotoğraf Arşivi | KaradenizNeyse bu diğer aceleci arkadaşın yokuşu çıkamaması bize yarım saat kaybettirdi ama sonuna yaklaşmışız meğer. Sonunda Pokut’a varınca rahatladık.

Yol son noktada çatallanıyor; biz GPS ne diyorsa onu yaptık, sağdan ilerledik ama soldan gitseymişiz daha kolay ulaşırmışız restorana. Yine de tabii restorana çıktık; ömürlük bir manzara eşliğinde tertemiz havayı ciğerlerimize çekerek çayımızı yudumladık.

Bu esnada çeneme mani olamayarak restoran sahibine “Ne kadar korkunç bir yolunuz var. Neden böyle?” dedim tabii bunu söylerken gülerek ve neşeli bir tavırla söyledim, hakikaten de amacım kırıcı olmak değildi, gerçekten de anlamaya çalışıyordum çünkü sarsıntıdan midem gitti, adrenalinden ağzım ve boğazım kurudu tüm yolda. Yani biri hastalansa ne yapıyordu bu insanlar veya bi’ nebze daha güvenli hale gelemez miydi yollar? Hayır gelemezdi çünkü öbür türlü ulaşım kolaylaşırsa çevre kirliliği ve bina sayısı artacaktı ve yolların yapılmasını istemeyişlerinin yegane temeli bu idi. Yani restoran sahibi bize “Burası hayvanların, biz misafiriz, öncelik hayvanların. Biz doğayı temiz tutmalıyız, o sebeple de yol istemiyoruz” dedi ve kısmen haklı buldum.

İniş yolculuğu nispeten kolaydı. Yol üzerindeki Zilkale‘ye uğradık.

Zilkale | Rize

Sarp kayalıklar üzerine, tahminen 14. yüzyılda kurulduğu düşünülen Zilkale, Osmanlılar zamanında güvenlik kalesi olarak da kullanılmış ve o zamanlar ticaret yolları üzerindeymiş. Ben uykusuzluktan ve yorgunluktan çıkamadım ama manzarasının çok güzel olduğunu duydum.

Gito Yaylası

Hava kararmadan hareket etmemiz gerektiği için Gito Yaylası’na koyulduk.

Gito Yaylası’nda yol var (yok ama var 🙃) ve işte bizim seyahatin en güzel anları Rize, Gito Yaylasın’da idi. Çünkü hep beraber bir bungalow deneyimi yaşayalım istedim. Tertemiz bungalovumuz Gito Yessi Bungalov isimli bir işletmeydi. Sahibi Elif Hanım da çok şekerdi. (Instagram sayfaları: @gitobungalov)

Bungalovda kalmak insanı meğer çok mutlu ediyormuş. Kocaman dağ başında toplam 3 bungalov vardı. İkisi yan yana diğeri uzakta idi. Aslında kar yağarken halini daha bir merak ediyordum ama kısmetimizde ekim ayının son haftasonunda ve güzel bir havada bunu deneyimlemek varmış.

Gece odun sobası yaktık. Çok sevimliydi. Akşam köyde bir konakta yemek yedik. Nasıl lezzetli idi ve servisten nasıl memnun kaldım anlatamam. Ve Japon restoranlarındaki gibi ayakkabıları çıkartarak içeri girdik. Güzel geçen yemeğimizden sonra bungalovumuza çekildik; ben biraz manzara fotoğrafı çekip içeri girdim ve uyuduk.

Sabah köyde anlaşmalı küçük bir restoranda kahvaltı ettik, inekler ve buzağıları arasında yürüdük. Çok çok dinlendirici idi. Hele şahit olduğumuz muhteşem manzarayı anlatamam. Ruhum temizlendi.

Üçüncü Gün Rotamız: Gito Yaylası – Badara Yaylası – Trabzon Uzungöl

Kahvaltı sonrası yakında olan Badara Yaylası‘na gidelim dedik. Ben biraz isteksiz idim ne yalan söyleyeyim ama arkadaşım ısrarla gidelim deyince, eh hadi madem yakın gidelim, dedim. Badara Yaylası da yine tatlı ve güzel bir düzlük. İyi ki gidip görmüşüz hatta iyi ki erkenden gitmişiz çünkü biz ayrılırken bir sürü araç gelmeye başlamıştı.

Artık dönüş yönüne geçelim dedik, uçağımız geç idi ama yine de yolumuz uzundu. Halen yeterli süremiz olduğundan bir de Uzungöl’ü görelim istedik. Çok üzgünüm, Rize’nin el değmemiş temiz doğasından sonra tam bir hayal kırıklığı yaşadım ama tabii ki gördüğüm için pişman değilim. Tabela kirliliği ve nargile kafelerle dünya turizmine açılım olamaz. Zaten dünya güzeli gölün çevresindeki fazladan yapılan binaları saymıyorum bile. Tek iyi yanı uyumlu idiler ama şu tabelalar ve hatta yer yer göğe yükselen dumanlar… Çok üzgünüm daha iyisi yapılabilir orası için.

Bu arada yolda geçerken hayal meyal burasının krater gölleri olan bir bölge olduğunu okudum bir tabelada. Meğer Trabzon ve Bayburt arasında Yedi Göller denen krater gölleri varmış, vaktimiz kısıtlı olduğu için sadece Uzungöl ile yetindik.

Gece geç saatteki uçağımızı beklerken ise havalimanında iğne atsan yere düşmüyordu ve bir de havalimanının küçük olması sebebiyle oturacak yer bulmak da zordu. Uçağımıza binip yine harala gürelenin mekanı İstanbul’a döndük ama Rize’nin doğasına hayran kaldım. Halen Instagram sayfalarında geldiğim günden beri Rize ve çevresinde başka otellere bakıyorum. Elbette tüm yaylaları göremedik ama gördüğümüz kadarı bile bize terapi gibi geldi.

Hande Sönmezerler Sinan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

11 YORUMLAR

  • Yanıtla Demet Uncu 2 Aralık 2020 at 11:14

    Handeciğim, ne güzel anlatmışsın. İçim açıldı valla 😍 Fotoğraflara da bayıldım, özellikle bungalovlu olanlara. Şu pandemi döneminde nasıl iyi geldi anlatamam. Kalemine sağlık, sevgiler.

    • Yanıtla Hande S. Sönmezerler 4 Aralık 2020 at 15:45

      Demetçim çok teşekkür ederim. İnşallah fırsat bulup gitme şansın olursa gerçekten çok iyi gelecek. Nisan ayında Gito Bungalov tekrar konuk ağırlamaya başlayacak diye biliyorum. O zaman tahminen karlı bir hava olacak. Eğer gidersen benim için de o güzel manzaranın tadını çıkar, yıldızlara bak 🙏🏻💐🏔

  • Yanıtla Gökçe Çiçek Gönülaçar 2 Aralık 2020 at 11:43

    Hiç gitmedim Karadeniz’e. Ege’nin Akdeniz’in canını çıkardık ama oraya ayağımız bir kez değmedi. Şu detaylı, sıcacık anlatımından sonra ve tabi ki salgın bitince, (biterse 😔) ilk programlarımdan biri olacak.
     
    Instagram paylaşımların da harika. Ve insanı içine çeken muhteşem fotoğraflar.
     
    Hadi bitsin artık ama yaa..
     
    Bu arada tebrikler.

    • Yanıtla Hande S. Sinan 4 Aralık 2020 at 15:49

      Gökçeciğim çok sağol. Ben Batı Karadeniz’i biraz gezdim ve hatta Giresun’a kadar otobüsle gittim ama ilk kez böyle bir gezi planladım. Bu konuda malum iki seçenek var. Hızlı ve daha fazla yer görebileceğin turistik bir tur ama gidenlerden çok yorucu olduğunu duydum ya da böyle bir kendi planlayacağın butik nokta atışı bir tur. Biz zamanımızın az olması sebebiyle bunu tercih ettik ama iyi ki de böyle başlamışız oraları gezmeye. İnşallah gitme fırsatınız olur 🙏🏻

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 4 Aralık 2020 at 10:15

    Artvin ve Sinop’a gittiğimde Karadeniz’in yeşilinin ne kadar büyüleyici olduğunu görmüştüm. Bir süredir ben de senin gibi Instagram’da Karadeniz yaylalarındaki bu bungalov otelleri takip ediyorum. Gidilecek yerler listemdeydi. Bana ve tüm okurlarımıza harika bir yol haritası çizmiş oldun canikom. Yazıya da fotoğraflara da bayıldım, emeğine sağlık canım 😘

  • Yanıtla Hande S. Sinan 4 Aralık 2020 at 15:52

    Didemciğim senin de ellerine sağlık; ilave fotolar ve editörlüğün için teşekkür ederim. Eğer kısmet olursa aklımda yine Ordu Çambaşı Yaylası var ve bir de tabii ki Artvin, gidenlerin görenlerin yeşile aşık olup döndüklerini çok duydum. Ah şu salgın bir atlatılsa da diğer rotalarda da buluşsak.

  • Yanıtla Elif Bilici 6 Aralık 2020 at 10:50

    Ah pandemiden kimse olmaz diye biz de Kurban Bayramı’nda gitmiştik. Huser Yaylası bizde hüsran olmuştu, çıkıp manzara görememizin yanında çıktığımız tur arabaları yaylada kalmış ve gezinin de devamını getirecek motivasyonumuz kalmamıştı. Ama bayramın ilk gününde Gito Yaylası’nda o kadar güzel karşılanmıştık ki… Tekrar o güzel yaylalara gittim sayende 😌

    • Yanıtla Hande S. Sinan 7 Aralık 2020 at 23:40

      Elifçiğim, Huser deneyiminiz pek sevimli olmamış ama neyse ki Gito deneyimi kapatmış açığı, ona çok sevindim. Ne güzel iyi anıları hatırlamak, insana güç ve mutluluk veriyor. Bazen gezilerde ben de senin yaşadığına benzer deneyimler yaşıyorum maalesef ama geneli iyi ise çok da sorun etmemeyi öğrendim artık çünkü malum hayatta herşey inişli çıkışlı. Sana iyi anılarını hatırlatabilmek beni çok sevindirdi. Teşekkürler yorum yazdığın ve paylaştığın için 🙏🏻

  • Yanıtla Atakan Balcı 6 Aralık 2020 at 16:03

    Ne kadar güzel yerler, ne kadar büyülü bir coğrafya!… 🙂 Kaçkar’ın doruğu Artvin’dedir, Karçhal denir ve Karçhal Dağı bile tek başına gitmeye, görmeye değer.

    • Yanıtla Hande S. Sinan 7 Aralık 2020 at 23:43

      Ah ah Atakancım! Eğer yaza yapabilirsek Artvin’e gitmeyi hedefliyoruz. Kısmet olursa oraları mutlaka görmek istiyoruz. Yalnız ülkemizin her yeri ayrı bir güzel yahu! Gördükçe büyüleniyorum, kesin Artvin’e de hayran kalacağım. 🙏🏻

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 7 Mayıs 2022 at 22:05

    Yazınızı okuyup görselleri de görünce Pokut Yaylası’na çıktığımız günleri anımsadım. En yakın zamanda tekrarlama isteğini hissettim sayenizde. Teşekkürler 🙏

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan