Satır Arası

Yetkinlikler

29 Ocak 2021

Yazı: Yetkinlikler | Yazan: Nalan Erpolat

Hayata gözümüzü açtığımız an öğrenmeye başlıyoruz. İlk yıllarda bilinçdışı şekilde, sonra yarı bilinçli ve sonra da tam anlamıyla bilinçli şekilde öğreniyoruz.

Öğrenme durumu bilinç seviyesine gelince neyi, ne kadar öğreneceğimizi seçiyoruz. Aslında bunu bilinçli yapıyoruz. O an canımız istemiyorsa, o konuda sarfedecek gücü kendimizde bulamıyorsak, yakın zamanda işimize de yaramayacak bir bilgi ya da uygulama ise öğrenmiyoruz. Bazen meçhul bir zamana erteliyoruz öğrenmeyi, bazen de hiçbir zaman öğrenmeyeceklerimiz arasına kaldırıyoruz. Hayatın içinde de bunu unutuyoruz, daha doğrusu bilinçli olarak öğrenmediğimizi fark etmiyoruz. Bir gün geldiğinde, bilmediğimiz öğrenmediğimiz o konulara muhtaç olduğumuz gün gelip çattığında, söyleyecek tek bir söz kalıyor.

“Ben yapamam ki!”

Birçok insanın yapabildiği şeyleri kendimizin yapamayacağını söylerken çok da zorlanmıyoruz. Yani o kadar kanıksamış oluyoruz yapamama, bilmeme halini.

Sonuçta, bu durum bizleri bu yapamadığımız şeyleri yapabilen birilerinden yardım istemeye götürüyor. Bu da her zaman çok zor olmuyor. Çevremizde bulabiliyoruz işlerimizin eksik yönlerini giderecek insanları. Hele insan ilişkileri kuvvetli, genel olarak sevilen bir insansak hatır için küçük bir rica ile halloluyor her şey.

Bazen de Olmuyor

Bazı anlar da geliyor ki yapamadığımız, yetkinliğimizin eksik olduğu o konuya çok acil şekilde ihtiyaç duyuyoruz. O an yardım alacak kimseyi de bulamıyoruz çevremizde. Bu durumdaki duygusal sıkışıklıktan o kadar etkileniyoruz ki fiziksel sonuçlarını bile görüyoruz. Kalp çarpıntısı, terleme, titreme vs derken ya küçük bir ihtimalle işimizi halledemiyoruz ya da bu kadar sıkışık zamanlarda kendini gösteren şaşırtıcı güç ve olanaksız zannettiğimiz gayretle hiçbir zaman öğrenemeyeceğimizi sandığımız bilgiye ulaşıyor ya da yapamayacağımızı düşündüğümüz işi yapıveriyoruz. Bu sonuca da en çok kendimiz şaşırıyoruz.

“Nasıl yaptım?”

Başkaları nasıl yapıyorsa öyle işte!

Yani kendimizle eşleştirdiğimiz “yapamam ki!” sözü hiç gerçekçi değil aslında. Yapamamak değil, tercih edilmiş bir yapmamak durumu var ortada.

Uzmanlaşma

Son zamanlarda, özellikle iş hayatında çoğunlukla bir konuda ya da alanda çok iyi olma halinin yani uzmanlaşmanın önemi vurgulanıyor. Bu gerçekten çok çok önemli. Elbette insanın yaptığı işle ilgili en ince ayrıntıları bilmesi başarıyı getirir. Bunun yanında, bu demek değildir ki, başka konularda hiçbir şey bilmeye gerek yok.

Uzmanlık alanları elbette çok çeşitli ama en temelde, bazı işler teknik altyapıyı bazıları ise sözel becerileri gerektiriyor. Birbirinden çok ayrı gibi düşünülse de bu alanların birbirlerine her zaman ihtiyaçları var.

Bir birey, teknik olarak ne kadar iyi iş çıkartırsa çıkartsın, bunu sunmak için temel sözel yetkinliklere sahip olmalı; aynı şekilde sözel yetkinliklerle ilgili uzmanlık alanında başarılı olan birey, işini sunmak ve tanıtmak için temel teknik beceriye sahip olmalı. Tabii ki bu konularda uzman kadar bilgili ve yetkin olmak imkansız. Konunun uzmanından her zaman profesyonel danışmanlık ve hizmet alınması gereklidir ama minimum düzeydeki becerileri öğrenmekten kaçmamalıdır kimse.

Temel konularda temel bilgilere herkesin ihtiyacı var bu hayatta ve bu, ömür boyu öğrenmenin, gelişmenin ana kuralı. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, “temel” dediğimiz konular gitgide değişiyor, hayatta kullanılan materyaller sık sık birbirinin yerine geçiyor.

Hayatı konforlu yaşamak adına her zaman yenilenmek ve öğrenmeye açık kalmak çok önemli.

Değişen “temel” kavramları öğrenmek, hayattaki özgürlüktür; her insanı bağımlılıktan kurtarır.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan