Başucumda Kitap

Türk Kültürünün Kadın Kahramanları (Cumhuriyet Dönemi)

11 Mart 2021

Kitap: Türk Kültürünün Kadın Kahramanları (Cumhuriyet Dönemi) | Yazar: Serap Yeşiltuna | Yorumlayan: Kübra Mısırlı Keskin


Türk Kültürünün Kadın Kahramanları (Cumhuriyet Dönemi) | Serap Yeşiltuna

Türk Kültürünün Kadın Kahramanları (Cumhuriyet Dönemi) | Serap Yeşiltuna

Türk Kültürünün Kadın Kahramanları | Konu & Yorum

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü haftasında uzun zamandır kafamda olan bir kitaptan bahsetmek istiyorum sizlere. Her toplumun kahramanları vardır muhakkak ama kadınlarının bu kadar özverili olduğu başka bir millet var mıdır, araştırılmalı.

Her bölümde Türk kültüründe önemli yerlere sahip bir kadından bahsediyor yazar. Hayat hikayelerinden kesitler sunarak bu kadınların bilmediğimiz yönlerine ışık tutmaya çalışıyor aslında yazar.

Türk kültürünün kadın kahramanlarını anlatmadan önce Amerikalı bir arkeolog olan Jeannine Davis Kimball’ın bir tezinden bahsediliyor kitapta. Kimball kazılarında Kazakistan’da silahlarıyla birlikte gömülü iskeletler bulur ve bunlar üzerinde yapılan araştırmalar sonucunda da bu iskeletlerin sarı saç geni taşıyan savaşçı kadınlara ait olduğu ortaya çıkarır. Asıl ilginç olan kısımda bundan sonrasıdır çünkü bu iskeletler bu bölgede yaşayan bir kazak kızı ile %99 eşleşir. Yani bu kazak kızı savaşçı kadınların torunlarındandır. Kimball’ın yaptığı bu araştırmanın kitap haline getirildiğinden de bahsediyor yazar.

Kitapta bahsedilen kadınların birkaçına değineceğim yorumumda:

İlk olarak bir Türk milliyetçisi ve tarihçisi olarak Samiha Ayverdi’yi konuk ediyor. Edebiyatçı, tarihçi, mutasavvıf kimliğine sahip Samiha Ayverdi tabiri caizse tam bir dil üstadıydı. Romanlarının temel konusunu islam tasavvufu ve aşk oluştursa da yazarımızın dediği gibi hemen hemen hepsinde milli kültür ve tarih konularına değinmeden geçmiyor.

Bahsedilen diğer bir Türk kadın kahramanı Uygur Türkleri’nin anası olarak söz edilen Rabia Kadir. Kitapta bahsedildiğine göre zor durumdaki Uygur Türkleri’ne yardım ederek geçirir hayatını Rabia Ana. 2005 yılından beri Doğu Türkistan’da bulunan beş çocuğunu göremese de yılmadan devam etmiş tüm türk çocuklarını kendi çocukları olarak kabullenmeye. Çalışma hayatına çamaşırcılık yaparak başlayan Rabia Kadir, buradan yaptığı küçük birikimlerle başka işler yapmaya başlayıp zamanla ticari hayatta var olmuş.

Kitap yazarı Serap Yeşiltuna’ya verdiği röportajda kendisiyle beraber tüm Türk kadınları için Özbekçe olan bir söz kullanıyor.

“Kadın bir eliyle beşik sallarken bir eliyle dünyayı sallar.”

Aslında bu söz kadının yapabileceklerinin en net anlatımı gibi.

Diğer bahsi geçen kadında; Nazım Hikmet’in annesi, Türk edebiyatının önemli isimlerinden Yahya Kemal Beyatlı’nın sevgilisi olarak daha çok bilinen ama aslında çok iyi bir ressam olan Celile. Hatta Türk tarihinin ilk kadın ressamlarından biri olarak tarihe de geçmiştir.
 

Celile Hanım & Yahya Kemal Beyatlı aşkı hakkında dergimizde yazılan makaleye göz atabilirsiniz arzu ederseniz 👉🏻 Biraz Edebi Gıybete Ne Dersiniz?

 
Serap Yeşiltuna, kitabında Afet İnan‘a da yer vermiş. Avrupa’da tek başına bir Türk kızı olarak Batılı profesörlerle verdiği mücadelede dik duruşunu herkese kanıtlamıştır. Milli mücadelenin öncülerinden biri olan Afet İnan bilindiği üzere Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de manevi kızıdır. İyi bir tarihçi ve araştırmacı olan Afet İnan’ın iyi bir kadın hakları savunucusu olan yönü bu kitapta özellikle değinilen yönlerinden biri olarak göze çarpıyor.

Kitapta anlatılan diğer kadın da Sabiha Gökçen. Hayatının en büyük gayesi göklerde olan ve bu tutkusu nedeniyle de Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kendisine “Gökçen” soyadı verilen dünyanın ilk kadın savaş pilotu. Sabiha Gökçen’in asi bir ruha sahip olduğunu belirten yazar bu sayede kazandığı başarılarını ve yaşadığı zorlukları da kendisinin hatıralarında alıntılarla destekleyerek yer vermiş kitabında.

Yine Türkiye’nin ilklerinden bir kadınla devam ediyor yazar kitabına. Türkiye’nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu. Belki bir çoğumuzun duyduğu bir hikayedir Atatürk ile olan hikayesi ama kahramanın o olduğunu bilmediğimiz. O dönemde kadınların lokantaya girmesine iyi gözle bakılmaz. Bunu duyan Mustafa Kemal ertesi gün avukat Süreyya Hanım’ı evine yemeğe götürür. Yolda arabayı lokantanın önünde durdurarak yüksek sesle bugün Süreyya Hanım’ı Latife Hanım’ın yemeğe beklediğini ama yarın Süreyya’nın bu lokanta da yemek yiyeceğini duyurur ve böylece kadınlar da dışarıda rahatça yemek yiyebildi. Belki de çoğumuzun aşina olduğu bu hikayenin kadın figürüdür Süreyya Ağaoğlu.

Yazarın kitabında yer verdiği diğer bir kadın da Bahriye Üçok’tur. Kendisi ilk kadın İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi kimliğinden çok yazar kimliğiyle biliniyor. Ve maalesef ki bir suikast sonucu hayata veda etti.

İlk kadın opera sanatçısı Semiha Berksoy’da kitapta yer alan diğer bir kadın. Uzun zaman çektiği sıkıntılara rağmen sanattan kopmayışını alıntılarla destekleyerek anlatmış Serap Yeşiltuna.

Ve hepimizin tanıdığı Zübeyde Hanım da kitabın diğer anlatılan kadınlarından. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü yetiştiren kahraman bir anne. İşgal yıllarında yaşadığı zorluklar ve oğlu için verdiği mücadele aktarılmış okuyucuya.

Okurken burada bahsedilmeyen kadınlar hakkında da birçok şey göreceksiniz. Bu kitabın benim açımdan önemi, kadınların verdiği mücadelenin anlatılması oldu. Aslında birçoğunu biliyoruz bu kadınların ama ismini daha önce hiç duymadıklarınız da çıkacak karşınıza.

Kadın olmanın zorluklarını günümüzde bile yaşarken o dönemlere bu kadınların verdikleri mücadeleler daha da anlamlı geliyor. Kitapta adı geçen kadınların görüşlerine, hayata bakışlarına katılmayabilirsiniz ama en azından erkeklerin egemen olduğu düşünülen bir dünyada tüm bu çabalar takdire şayan bence.

Kadın olmaktan gurur duyan biri olarak hemcinslerimin kazandığı başarılar bir kat daha fazla gururlandırır beni hep, yapılan haksızlıkların daha fazla yaraladığı gibi. Özellikle cumhuriyetin ilk zamanlarında verilen mücadelelerin tabi ki güzel birçok kazanımı olmuş. Bunun en büyük destekleyicisi de hiç kuşkusuz Atamız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK. Bir Türk kadını olarak minnetim ve sevgimin hiç azalmayacağı bir lidere sahip olmanın haklı gururunu her zaman taşıyorum.

Türk milletine mal olmuş kadınları tanımak ve onlar hakkında az da olsa fikir sahibi olmak istiyorsanız okunulası bir kitap Türk Kültürünün Kadın Kahramanları. Ki benim için tarihini bilmek ileriyi daha iyi görebilmenin ilk şartıdır.

Bu haftaki yorumumu 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ile ilgili bir şeyler yazarak bitirmek istiyorum izninizle.

Bugün aslında anlatmak istediğimiz cinsiyetimiz değil! Emeklerimiz, var olmak için erkeklerden daha fazla çabalamamızın gereksizliği, kadın ya da erkek isterse değil İNSAN isterse her şeyi yaparın anlamı…

8 Mart’ta kozmetik ürünleri indirimi ve çiçek deryaları istemiyoruz biz. Biz korkmadan yürüyeceğimiz sokaklar, eşitliğimizi kabul eden eşler, kardeşler, babalar ve arkadaşlar istiyoruz. Umarım sosyal medyasında 8 Mart mesajı verenlerin hepsi bugünün aslında ne demek istediğini anlıyordur. İşte o zaman anılması gereken bir gün kalmaz. Çünkü bir yerlerde bir gün anılıyorsa, orada yapılan haksızlığa ses yükselişi vardır.

Yazar Hakkında

1980 yılında Balıkesir Gönen’de dünyaya gelen yazar, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdi.

Keyifli okumalar.

Kübra Mısırlı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan