İçimdeki Sesler

Yine Yeşillenmek

8 Aralık 2021

Yazı: Yine Yeşillendik | Yazan: Demet Uncu

Umudu yeşil tutabilmek her koşulda. Ama nasıl?

Bu soru üzerinde düşünürken, aslında sizlerin cevaplarını merak ediyorum. Sizler içinizdeki umudu yitirmemek için neler yapıyorsunuz acaba? Derinlerde bir yerlerde, bu hayatta herşeyin gelip geçici olduğu; elbette içinde bulunduğumuz durumun da kalıcı olmadığı ve geçeceği aklıma geliyor.

Tabii ki geçecek ama geçecek olan şey üzerimizden nasıl geçip, geçecek? Neleri alıp beraberinde götürecek? Bu durum, biraz da kuyruğu dik tutmakla ilgili mi? Onu da düşünmek lazım tabii. Daha önceki yazılarımda bu daima güçlü olma, zorluklara karşı hislerini açığa vurmama çabalarından artık sıkıldığımı ve gereksiz bulduğumu dile getirmiştim. İnsanın nasıl kendi kendisiyle olan büyük bir mücadelesidir o? İnsan olduğumuzu, insani hislere sahip olduğumuzu unuttuğumuz; belki de en büyük haksızlığı kendimize yaptığımız o durumlar…

Zehri Akıtmak

Tüm o zorlukları, sıkıntıları yaşarken gelip geçiciliği kendimizde telkin etmenin yanısıra başka neler yapabiliriz?

Bana sorarsanız, ben bu aralar hayâl kurmayı deniyorum. Hayâl ettiğim bir şeyi zihnimde canlandırıp bende uyandırdığı hislere, duygulara odaklanmaya çalışıyorum. Mesela; farklı türlerde ağaçların olduğu, yemyeşil bir bahçedeki bankın üzerinde otururken elime yeni demlediğim çayımı alıp etrafı seyre dalmışken içimde uyanan o müthiş duygulara odaklanıyorum. Nasıl güzel bir andır o an; şöyle güzel bir “Ohhh” çekip arkama yaslandığım tatlı anlar.

Öyle bunaldığım zamanlarda, derin derin nefes alıp yavaşça 3 solukta nefesimi dışarı veriyorum. Bu tür nefes alıp vermelere “meditatif nefesler” de deniyor. Bana iyi geldiğini, kendimi daha iyi hissetmeye başladığımı söyleyebilirim.

Bir de yürüyüş tabii. Yürümek de çok iyi geliyor insana. Hem sağlığım için günde atmam gereken adımları atmış oluyor hem de yürüdükçe biriken tüm derdi, sıkıntıyı dışarı atmış oluyorum. Adeta içindeki zehri, toksini dışarı atıyormuş gibi. Ne dersinizi sizce de öyle mi?

Olması Gerektiği Gibi Her Şey

İçimizdeki umudu yeşil tutabilmek kolay değil biliyorum ama negatif duygularla yüklü olduğumuzda ya da herşeyin ne kadar da kötü ve değişmez olduğunu düşündükçe herşey daha da kötüye gidiyor. Bizler daha da kötü hissetmeye başlıyoruz. Neden kendimize bunu yapalım ki?

Biz, içimizi ne kadar temiz, dingin tutmaya çalışırsak her şey kendiliğinden oluveriyor zaten. Olayları kontrol etmeye çalışmadan, hayatı yaşamaya devam edebilmek… Neyi kontrol edebiliyoruz ki zaten? Sadece ettiğimizi düşünüyoruz. Her şey olması gerektiği gibi oluyor. Ne bir eksik, ne bir fazla.

Her şeyi gereğinden fazla zorladığımızı düşünüyorum bu aralar. Bizlere sağlanan ve bir defa yaşayabileceğimiz hayatımızda istediklerimizi, hayâl ettiklerimizi yaşayamadan göçüp gitmek fikri ürkütücü, değil mi? Ya da göçüp gidenleri görmek, şahit mi olmak gerekiyor gerçekten? Hep daha fazlasını isteme hırsı var ya, işte bu insanlığın sonuna getirecek en sonunda.

Masallar, Ninniler

Neyse, umuttan bahsediyorduk, değil mi? Umutlardan, hayâllerden, masallardan… Evet, biraz masal dinlemenin kime ne zararı dokunabilir ki? Annemizin çocukken bizlere söylediği ninnileri, tekerlemeleri hatırlamak, dinlemek ne güzel olurdu, değil mi? Bizlerde uyandırdığı o saf, naif duyguları yeniden duyabilmek ne güzel olurdu.

Hafif bir müzik eşliğinde, mumların aydınlattığı bir odada, sandal ağacı tütsüsünün egzotik kokusuyla yazılar yazabilmek de umudu yeşil tutmanın yollarından biri bence. 😊 Yazmak kadar insanı rahatlatan, geliştiren; kimi zaman yazdıkarımıza bakıp, kendimizi şaşırtan başka bir etkinlik var mı sizce? Ne hakkında yazacağımı bilmeden, bilgisayarın başına oturup içimden ne geliyorsa onu yazmaya başladıktan sonra hissettiğim o mutluluk, paha biçilemezlerimin arasında tabii.

Yogalates

Tabii bir de kendimi matın üzerinde bulup esneme hareketleri ile birlikte bir pilates dersinin sonunda, içimdeki o minik umut filizleri tekrar yeşillenmeye başlıyor. Hatta, enerjimin düşük olduğunu hissettiğim zamanlarda, pilates hocam ile birlikte uydurduğumuz yoga ve pilates karışımı nispeten daha hafif hareketlerden oluşan, daha çok esnemeye yönelik hareketlerden oluşan “yogalates”ten sonra da umudum yeşermeye devam ediyor.

Karşılıksız yapılan iyilikler, yardımlar, hakkınızda duyduğunuz sizinle ilgili güzel cümleler, çocuklarla geçirdiğiniz vakitler, okuduğunuz kitaplarda anlatılan dünyanın içerisinde kaybolup gülümseyerek okumaya devam ettiğiniz anlarda da benzer duyguları hissedebiliyor insan.

Eminim ki oluyordur bu anlar ama farkında mıyız? İşte, ondan çok emin olamıyorum.

Bu arada, yazılarımın altında yapılan yorumları okurken de içimdeki yeşillerin ortaya çıktığını söyleyebilirim. Sizi tanımayan ama yazdıklarınızla sizi hisseden ve anlayan okurlarınızın olması çok güzel. Şu dünyaya dair içimizde umutlarımızı yeşertmek için bize güç vermiyor mu? Hem de nasıl veriyor, bir bilseniz. 😊

Evet, zor günlerden, yıllardan geçiyoruz hep birlikte. Ama bunlara odaklanmaktansa, biz içimizdeki yeşillere bakalım, onları nasıl daha yeşerteceğimizi düşünelim hep birlikte. Olur mu?

Çok sevgiler.
 
 
Demet Uncu
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

7 YORUMLAR

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 8 Aralık 2021 at 10:37

    Günaydın.
     
    Çok bunaldığım zaman gözlerimi kapatıp çok güzel çiçeklerle ve meyve ağaçlarıyla dolu bir bahçede veya deniz kenarında oturmuş, inanılmaz müziği eşliğinde gelip giden dalgaları seyrettiğim bir zamanda hayâl ediyorum kendimi ve tabii yanımda kimi hayal ettiğimi de biliyorsunuz.
     
    Gözlerimi açtığımda, yüzümde küçük de olsa bir tebessüm yakalıyorum. Sonra geçiyorum bilgisayarımın başına ve başlıyorum romanımı yazmaya ve unutuyorum her şeyi. Ne salgın ve korkutan senaryolar ne de sesinizi duymak için sizi arayan akrabalar, arkadaşlar, dostlar, ilk anda sizi mutlu eden ama kısa sürede aldığınız bir sürü üzücü haberlerle sizi daha da mutsuz eden telefonlar, insanların yaşadıkları zorluklar, bilinmezler, korkular siliniyor aklımdan.
     
    Bazen çok kötümser olurken, işi biraz da hafife almaya çalışan gençlerin enerjileri iyi geliyor bazen de. Şu laf çok güzel; “Enseyi karartmayalım“. Umutlar yeşerecek ve çiçekler açacak. Açmalı…
     
    İnsan umut etmeden yaşayamaz ki. Ve hayaller olmasa, tadı da olmaz beklentilerin. Dilerim tüm hayalleriniz ve umutlarınız gerçek olsun.

  • Yanıtla Demet Uncu 8 Aralık 2021 at 13:12

    Nimet Hanımcım günaydın.
     
    Nasıl güzel yazmışsınız. Hayâlinize bayıldım, ben de gittim o hayâlin içerisinden inanın.
     
    Söylediklerinize katılmamak elde değil, ben de benzer hisleri yaşıyorum sizinle birlikte. “Enseyi karartmayalım” lafını kendime hatırlatmış oldum bu vesile ile.
     
    Bildiğiniz gibi çok kıymetli bir hocamı dün kaybettim ve bugün “Yine Yeşillenmek” başlıklı yazım yayında 😊 Bunun bir tesadüf olmadığını düşünerek, bunu bir mesaj olarak algılayıp kendimi dinlemeye çalışıyorum.
     
    Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim.
     
    Sevgiler 💕

  • Yanıtla Nimet Canbayraktar 8 Aralık 2021 at 15:19

    Acınızı tazelememek adına taziyede bulunmaktan kaçınmıştım ama… Allah acısını unutturmasın. Mekânı cennet olsun.

    • Yanıtla Demet Uncu 8 Aralık 2021 at 16:18

      Amin, çok naziksiniz Nimet Hanım. Çok sağolun.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 8 Aralık 2021 at 16:07

    Yazınızdaki bahar tazeliğini hissederek okudum. Yol yöntem önerilerinize bir tane de ben ekleyeyim izninizle: İçinizden gelen bir kişiye onun da iznini alarak 🥰 sarılmak 😀

    • Yanıtla Demet Uncu 8 Aralık 2021 at 16:17

      Şahanesiniz Şen Hanım 😊 Önerinize bayıldım. Güzel yorumunuz için ayrıca teşekkür ediyorum.
       
      Sevgiler 💕

      • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 9 Aralık 2021 at 12:41

        🙏❤️

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan