Yaşamın Şarkısı

“Hep kahır” diyor yeryüzü Cem Karaca’nın yerine. “Barış, barış, barış” diyerek savaş istiyor, savaş için yanıp tutuşuyor yığınlar. Yeryüzü gökyüzüyle birlikte haykırıyor artık:

“Yeter, uyanın!”

Algılar sağır!

Kişinin ahmaklığının gerçekten sınırları yok. Boşuna mı söylemiş Anyştayn (Einstein) “İki kavram sınırsızdır: ‘Evren ve kişinin ahmaklığı’. İlkinden çok emin değilim” diye?

2008’den beri gelsin diye uğraşılan, Batı eliyle, savaş sonunda, on dört yıl sonra da olsa kopunca nasıl da şaşırmış gibi davrandı yöneticileri bu savaşı için on dört yıldan çok daha uzun süredir plânladığı oldukça ortada olan devletlerin? O devletlerin ‘özgür yurttaşları’ sanılan yığın yığın kimsenin, aslında, devletlerini yönlendiren politik us’un/aklın, geçmiş süreç içinde herhangi bir politik edime karşı çıkan eylemleriyle bile birer parya, devletlerinin elinde oyuncak oldukları ortaya çıkmadı mı?

Üstelik ne deniyor, üstelik yeryüzü çapında hem de:

“Avrupa’da İkinci Dünyâ (Paylaşım) Savaşı’ndan beri görülen ilk savaş…” Bosna’da yaşanan neydi? Savaşçılık(!) oyunu mu? Ya Kosova? Oradakiler kişi/insan değil mi, çakıl taşı mı? Çakıl taşını bile yaşamın parçası sayıp ona bir tür tin/soluk/ruh atfeden Asya, Afrika, yerel uluslar felsefeleri nerede; bu ırkçılık nerede?

Suriye’yi yakıp yıkan, Libya’daki yıkımın sorumlusu olan, Afganistan’ı önce Sovyetler Birliği’nin önüne atıp sonra da kurup desteklediği örgütleri bahane edip işgâl eden, çocukların parayla alınıp satılmasından, kadının vâr olmasının bile neredeyse yasak olmasından, Afrika’da, yetişkinleri hiç saymasanız bile, en az altı milyon çocuğun, yılda altı milyon çocuğun açlıktan ölmesinden sorumlu olanlar, yaşanan acılar için üzülüyormuş(!), içleri kan ağlıyordur(!) emînim.

Afrika’da yoksulluk olduğunu, kuraklık ve yoksulluk yüzünden açlıktan ölündüğünü düşünen varsa şunu söylemek zorunlu demektir; “Yanılıyorsunuz”. Öncelikle Afrika, yoksul bir anakara değil ve hattâ yoksul olmaktan olabildiğince uzak. Ya kuraklık? Önemli ölçüde kuraklık var bir çok noktada doğrusu ama bunun bir bölümü, önemli bir bölümü anakaralarının çok uzun bir geçmişten beri soyuluyor olmasından kaynaklanıyor. Çünkü Afrika’da, Afrika’nın birçok ülkesinde elmas var. Bu ülkelerin bir bölümünde neredeyse topraktan toplanıyor elmaslar. Peki neden Londra altının, elmasın, kısacası kuyumun en büyük odağı/merkezi? Neden bitmiyor sanıyorsunuz Afrika’da savaşlar, kim kışkırtıp sonra da kahramanlığa(!) soyunuyor?

Sevi ve ışık ile!…
 
 
Atakan Balcı