Üçüncü Göz

Bazen

18 Nisan 2022

Yazı: Bazen | Yazan: İlayda Oylum Güleryüz

Nasıl yani? Nasıl olur? İnsan bazen ne yaptığını gerçekten bilemeyebilir mi?

Evet!

Bir de spot cümleler çakmak gibi çakıverir.

“Hadi canım!”
“Ee farkında ol canım.”
“Yapmayanlar var, o da yapmasın.”
“İnsanın içinde olacak.”

Uzayıp giden cümleler serisini siz de ya duymuş ya da söylemişizdir, değil mi? Depresyon, mutsuzluk, keyifsizlik, beyindeki kimyasal yapılanmanın bozulması sonrası yaşanan davranış değişiklikleri. İnsan kendi başına gelince olayı okuyabiliyor da başkası bunu yaşatıyor olunca genelde suçlama eğiliminde oluyor.

Gelin size bir anımla yaşananları gözler önüne sermeye çalışayım.

Sakarya’da tek yaşadığım bir dönem edindiğim arkadaşlarım bize misafirliğe geldi. Annem de İzmir’den gelmişti. Önce oturduk sohbet muhabbet, sonra çay ve yanında ikramlar, sonra meyve, sonra kahve ve sonra ben yatıyorum kusura bakmayın deyip odaya geçip yattım.

Bir süre de bunun gerçekten olabileceğine inandım. İnsanlık hâliydi. Ancak şimdilerde düşündüğümde bunun adı anneme göre ayıp, bana göre depresyondu. Sevmediğim bir şehirde, sevmediğim bir şekilde varolmaya çalışmanın vücuda yansımasını çok derinden hissediyordum.

Peki ama nedir depresyon?

“Depresyon; nasıl hissettiğinizi, nasıl düşündüğünüzü ve nasıl davrandığınızı olumsuz etkileyen yaygın ve ciddi ancak tedavi edilebilen tıbbi bir hastalıktır. Depresyon sürekli üzüntü halinde olmaya ve zevk veren durumlardan keyif almamaya yol açar.”

Buradaki keyifsizlik ve yaşamda kalma mücadeleniz ile de siz ne yapacağınızı şaşırıyor olabilirsiniz. Kendinize ve sürecinize şefkat ile yaklaşın, olur mu? Bir de bu akışkan süreçte, hareket edememenin yanında kendinizi sıkıştırma meseleniz canınızı sıkmasın. Her şey insan için ve bu süreç geçip gittiğinde siz yine baharda çiçek, yağmurda ince ince görünen bir cam kristali olabilirsiniz. Buna hakkınız sadece bu dünyada olduğunuz ve insan olduğunuz için var.

Bir gün çok sevdiğiniz insanlar size misafirliğe geldiğinde ben izninizle yatıyorum diyecek olursanız da (inşallah gerekmesin 😁) ama ben bunu bir yerde okumuştum diye içinizden geçirir, sonra da içinden geçiverirsiniz. Bazı labirentler karanlık ve karmaşık ama ışık satırlar ve sizsiniz. Ve inanın “çabanız değerli”.
 
 
İlayda Oylum Güleryüz Çetinel
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Burak Süalp 18 Nisan 2022 at 12:42

    Var ya, daha yazıyı yayına hazırlarken düşündüm, kaç kere yaşadım bunu. Çocukken, ergenken, her yaşta, misafirlere saygı göstergesi olarak ortamda hazır ve nazır bulunma zorunluluğu… Annenin, babanın, eşinin misafirlerini karşılamak, tamam. Hal-hatır sormak, o da tamam. Bütün misafirlik boyunca ağırlamak zorunda olmak? Yok yok, hiç bana göre değil, hiçbir zaman da olmadı. Ayrıca o durumda kalkıp odama gitmek için depresyonda olmam da şart değil.
     
    Fakat yine de yazdım bu yazıyı bir kenara, bir gün depresyon denen arkadaşla tanışırsam hatırlayacağım burada yazılanları. Kalemine sağlık sevgili yazarım. Yazdıklarının, ihtiyaç duyan kişilere dokunması dileğiyle!

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan