Sağlıklı Beslenme & Diyet

Tatlandırıcılar Masum mu?

18 Mayıs 2022

Yazı: Tatlandırıcılar Masum mu? | Yazan: Uzm. Dyt. Şeydanur Özpınar

Şeker, doğal olarak birçok besinin yapısında yer almakla birlikte gıda endüstrisi tarafından farklı formlara çevirilerek kullanılan bir besin maddesidir. Endüstriyel olarak işlenmiş şekerin sık sık ve yüksek miktarlarda kullanılmaya başlaması üzerine dünya genelinde artan obezite ve kalp damar hastalıkları, bilim insanlarını şeker alternatifi besin maddelerini üretmeye itmiştir.

Şekerin insan vücuduna doğrudan veya dolaylı etkileri üzerine yapılan pek çok çalışmada, şeker tüketiminin ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı bulunmuştur. Yapılan araştırmalar çerçevesinde Dünya Sağlık Örgütü yetişkinlerde ve çocuklarda şeker tüketiminin toplam enerjinin %10’unun altında olması gerektiğini belirlemiştir. Bu oranın şeker hastalarında daha düşük olması gerekmektedir. Bu amaç çerçevesinde üretilen tatlandırıcılar, diyabet hastaları ve kilo vermek isteyen bireyler için bir döneme kadar deyim yerindeyse “kurtarıcı” rolü üstlenmiştir.

Tatlandırıcılar, kalori değerlerinin düşük olması sebebiyle şekere alternatif olarak üretilmişlerdir.

Tatlandırıcılar temelde; doğal tatlandırıcılar, şeker alkolleri ve yapay tatlandırıcılar olmak üzere üç farklı sınıfa ayrılmaktadır. Doğal tatlandırıcılar bitkilerin farklı kısımlarından elde edilmektedir. Şeker alkolleri de yine bitki kısımlarından elde edilmektedir fakat bazı karbonhidrat türlerinden kimyasal olarak da üretilmektedir. Yapay tatlandırıcıların ise tatlandırma derecesi oldukça yüksektir ve kalorisi neredeyse sıfırdır. Ancak yapılan çalışmalar yapay tatlandırıcıların sağlık üzerindeki etkilerinin pek de beklendiği gibi olumlu olmadığını göstermektedir.

Tatlandırıcı olarak kullanılan ilk besin baldır. Ardından tatlandırıcı sektörüne sofra şekeri de eklenmiştir. Sofra şekeri ilk üretildiği dönemlerde şeker kamışından elde edilmiştir ve sağlık üzerinde olumsuz etkileri daha azdır. Fakat maliyet fazlalığı ve üretim aşamasındaki zaman sıkıntısı sebebiyle sofra şekeri kullanımı için şeker kamışı yerine şeker pancarı tercih edilmeye başlanmıştır.

Amerika da en fazla kullanılan tatlandırıcılar sakarin, aspartam ve sukralozdur. Diğer birçok ülkede tatlandırıcı olarak stevia yaygın olarak kullanılmaktadır. Yapay tatlandırıcılar gıda katkı maddesi sınıfında yer almakla birlikte kalori içeriğinin düşük olması ve şekerden daha yüksek tatlılık oranına sahip olması sebebiyle kek, meyve suları, tatlılar ve dondurma gibi birçok üründe sıklıkla kullanılmaktadır. Yapay tatlandırıcılar çok ideal bir alternatif gibi görünmesine rağmen yapılan araştırmalar çok sık tatlandırıcı tüketen bireylerde şeker metabolizmasında bazı problemlerin ortaya çıkacağını göstermektedir.

Yapay Tatlandırıcıların Bazı Hastalıklarla İlişkisi

Çaya atılan tatlandırıcıYapay tatlandırıcılar; kilo artışı, metabolik sendrom ve tip 2 diyabet ile yakından ilişkilendirilmiştir. Tip 2 diyabet genellikle insülin direnci sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Bu duruma paralel yapay tatlandırıcıların doğrudan veya dolaylı olarak insülin direncine sebep olabileceğini düşündürmektedir.

Yapay tatlandırıcıların sık kullanılan çeşitlerinden biri olan aspartam, yaygın olarak güvenli kabul edilse de yapılan bazı araştırmalar fazla aspartam kullanımının bireylerde kanser, tip 2 diyabet ve sinir hasarına sebep olduğunu göstermiştir. Aspartam bilhassa baş ağrısı, depresyon ve artrit gibi bazı hastalıkların klinik semptomlarının şiddetlenmesine neden olabilmektedir.

Yine yapay tatlandırıcılardan biri olan asesülfam K, vücutta ne yazık ki metabolize edilmemektedir ve bunun sonucunda böbreklerden direkt atılmaktadır. Bununla birlikte gebelikte asesülfam K kullanan annelerin çocuklarının ileriki yıllarda şekerli gıda tüketimine daha yatkın olduğu gözlemlenmiştir.

Sakarinin olumsuz etkisi ise bağırsaklar üzerinedir. Suez ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada sürekli sakarin tüketimi bireylerin bağırsak bakterilerinin sayısında ve çeşidinde azalmaya neden olarak öncelikle vücudun şeker metabolizmasının bozulmasına ardından insülin direnci gibi hastalıkların oluşmasına sebep olabilmektedir. Ayrıca sakarinin mesane kanseriyle ilişkisi olduğunu gösteren çalışmaların da olduğu unutulmamalıdır.

Glisirizin, meyan kökünden elde edilen bir yapay tatlandırıcıdır. Glisirizin tüm yapay tatlandırıcılar içerisindeki en pozitif çalışmalara sahip tatlandırıcılardan biridir. Alerji, virüs kaynaklı hastalıklar ve SARS gibi birçok hastalık üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Ayrıca glisirizin öksürük ve balgam söktürücü ilaçlarda lezzet verici olarak tercih edilmektedir.

Steviol glikozitler şeker hastalarının kan şekeri konusundaki tüm endişelerini gidermektedir ve güvenle bu amaç için kullanılmaktadır fakat yapılan araştırmalar genlerde toksik etki gösterebileceğini ortaya çıkarmıştır.

Tükettiğiniz Gıdalarda Tatlandırıcı Olup Olmadığını Anlamanın Yolu

Daha önce de bahsettiğimiz gibi tatlandırıcılar gıda katkı maddesi olarak kabul edilmektedir ve besin etiketlerinde belirli kodlarla yer almaktadır. Paketli ürünlerin içerisinde aşağıdaki kodları gördüğünüzde o besinin içeriğinde tatlandırıcı yer aldığına emin olabilirsiniz.

Aspartam : E951
Asesülfam K : E950
Sakarin : E954
Glisirizin : E958
Taumatin : E957
Steviol glikozitler : E960

Çeşitli doğal tatlandırıcılar | Polen, bal, şeker

Tatlandırıcıların Kullanım Koşulları ve Vücudumuzdaki Etkileri

Tatlandırıcıların nasıl kullanılacağı ise çok önem arz eden bir konudur. Aspartam ve asesülfam K ısıtılmaya uygun değildir. Isıtıldığı takdirde tatlı özelliği azalmaktadır. Sukraloz, stevia gibi tatlandırıcılar ise ısıtılmaya ve sıcak besinlere eklenmeye uygundur.

Yapay tatlandırıcıların insan vücudu üzerindeki etkileri ve diyabetteki rolleri oldukça tartışmalıdır. FDA gibi gıda güvenliği konusunda çalışan kurumlar için güvenli kabul edilen tatlandırıcılar apsartam, asesülfam K ve sakarindir. Fakat yapay tatlandırıcılar henüz gıda endüstrisinde oldukça yenidir ve insan sağlığı üzerindeki etkilerine yönelik daha fazla çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Tatlandırıcı olarak doğal besinlerin kullanılması (bal gibi) her zaman birinci tercih olmalıdır.
 
 
Uzm. Dyt. Şeydanur Özpınar
 
 

Referanslar ve Kaynakça:

  1. Alphan, M. E., Özer, E., Karşıdağ, K., Dinççağ, N., Satman, İ., Yılmaz, T., & Büyükdevrim, S. (1994). Diyabetik hastalarda yapay tatlandırıcılar ve diyet tatlılarının tüketim durumu. Beslenme ve Diyet Dergisi, 23(2), 231-246.
  2. Durmaz, s. E., & keser, a. Yapay tatlandırıcıların vücut ağırlığı ve insülin direnci üzerine etkileri. Gazi sağlık bilimleri dergisi, 3(2), 8-15.
  3. İşgören, a., & sungur, s. Tatlandırıcılar. Lectio scientific, 3(1), 19-33.
  4. Kızılaslan, N. (2017). Tatlandırıcılar ve metabolizma hastalıklarıyla ilişkisi. Türk Tarım-Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi.

 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan