Açık Pencere

Buz Gibi, Ateş Gibi

17 Haziran 2022

Yazı: Buz Gibi Ateş Gibi | Yazan: Şen Sevgi Erişen

Sabahın en başındayım, gözlerimin yaşında. Benim sorum, en öncelerde en bilinmezde. Seslerin doğduğu yerde.

Nerede, ne zaman belki onu bilmek istiyorum, kendimi bir dağın başında bulmak istiyorum. Sevinçlerimle birlikte, ürpertilerimle hem de. Yalnız olmak değil benim derdim, yalnızlaşmak istiyorum, bir tek benle beraber olmak istiyorum.

Sevgili kızım, beni dinle;

Vaktin varsa eğer ve gözlerindeki rengin aksini görmek istersen benim gözlerimde… Biraz olsun içindeki seslere kulak verirsen, duyduklarımızla beraber yüzeriz bu denizde. Açılacak birçok kalp var ikimizin de yüreğinde, sen ve ben oradan gideriz geri dönüşü olmayan yerlere. Nasıl olsa bu yolculuk tek yönlü bilet, bitmeyecek ve geri gelinmeyecek. Nasıl olsa hiç bitmeyecek. Hangi durakta insen orada kaybolacaksın yeniden. İster misin bir vagonda biraz daha beklemek ya da bir istasyonda geleni geçeni seyretmek. Başkalarını hiç konuşmadan izlemek öylece beklemek, zamanı öldürmek, zamanı gezdirmek…

Şimdi karnım acıkınca bir şeyler yemek ve satıcıyla sesleşmek, alış-veriş işte. Sonra yine o kendi dünyanda, kendi diyarlarında gezinmek. Hangisi benim diye bile düşünmeden tüm kimliklere seslenmek, önünden geçip gitmelerini seyretmek.

Küçük bir kız çocuğu benim kalbim, hiç büyümeyecek. Ne yapsam ne etsem, ondan nasıl kaçsam, büyüsem de ondan bir kurtulsam… Zaman aksa üzerimden, her şeyi öğrensem, hep bilsem hep unutsam… Hiç çıkmasam o resmin içinden. Benim bir yerim olsa bu Dünya’da; bozulmayan, aynı olan, her şeyin yerini bildiğim, hiç aramadan.

Dün, yarın, hatta bugün olmasa, zamansız kalsam. Yolları, evleri, bakkalı tanısam; tüm kimliklerimle onlarla bir dünyada uyusam. Uyandığımda tam da kaldığım yerden başlasam. Hiçbir şey değişmese; ben onları tanısam, onlar da beni. Acabalar, nedenler, nasıllar da olmasa. Bir yerlere uğrasak, uçarak ulaşsak, göz açıp kapamaca hemen orada olsak. Yormasa bizi sözler, yarınlar, gelecekler, dostlar, müzikler, bunlar, şunlar…

Onlar benim eski misafirlerim, dostlarım, beraber su içtiklerim; aynı nehir, aynı oba, aynı oda…

Onları bu yüzden seviyorum. Seviyorum. Bir harfin sesi, bir cumartesi günü gibi, içten, derinden en küçük parçam, en büyük düşlerim, aklım, gözlerim. Anlatmasalar da hikayelerini; onları ve onların yaşadıklarını. Sevgi dolu şiirlerini, hüzünlerini, yıkışlarını yeniden yapışlarını… Ahu gibi bakışlarını, kör topal yaşayışlarını, bilmekten de öte biliyorum.

Yeryüzünün her bir karış toprağında gezinirim ben. Her bir yamacında, sokağında, yolların ıslak kucağında benim bir hatıram var. Bunlar mı beni yargılayacak, bunlar mı burun kıvıracak, anlamayacak ya da görmez gibi bakacak. Hangisi bana çarpacak, hangisi üzerime kapanacak, hangisi su verecek, hangisi bana ağlayacak? Hangi saadet benden yana olacak, hangi kanun benden dem vuracak?

Gel bağrıma bastığım dünya, çok geç olmadı mı artık, bıraktığın yerden başlamak, bu kadar mı zor sarılmak, tüm varlığımızla yaşamak, hep birlikte?

Kolların unutmuş sarılmayı, gözlerin bırakmış parlamayı, kulakların sesleri duymaz olmuş, tenin yanmayalı. Gel el ele tutuşalım, geçen günlerin hatırına, insanlığın anısına, gel hadi.

Evrenin bir ucunda yaşam seslerinin çalgılı çengili cümbüşünü duymaya çağırıyorum seni, zaten her yerde beraberiz, bırak ufak tefek söylenceleri, aksın Güneş’in sesi her birimize, hepimize, hep birlikte, hepsi bir tek benliğimizde.

Halayların en başına geçelim, el tutalım birlikte, müziğin ritmine sarılalım, dönüp dönüp duralım. Yeryüzüne ayak basalım, ucu bucağı görünmeyen bir halayın ortasında, yarısında, ucunda, hep beraber el vuralım. Ayaklarımızla toprağa dokunalım, secde eder gibi bükülüp yalvaralım. Sevginin temposunu, uzaktaki bir türküyü, uçuşan gökyüzünü seyredelim. Selam verelim ardındaki gizli sevdalara, bir daha yaşanmayacak kısa zamanlara. En büyükten daha büyük, en küçükten daha küçük yerlere kuralım tahtımızı. Rüzgarın en umulmaz olanına tutunup dağlara dokunalım. Gezmediğimiz tepelere, görmediğimiz diyarlara koşalım, gerimizde bırakalım tüm söylenmiş sözleri ve yeniden yazalım hikayelerimizi. Tadına doyulmaz sevgi öykülerimizle selamlayalım yerleri ve gökleri. Yürek serinleten kavuşma seslerini.
 
 
Şen Sevgi Erişen
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan