Bazen kurduğun, bazen kuramadığın hayâllerin kırıklığı… Hani camları batar ayağına, canına, içine. Ne yapsan, nereye gitsen, ne söylesen olmayacak gibi hissettiğin bir vakit oldu mu? Olmuştur, olacak. Kendine sarıl ve kendine şefkat göster. Olur mu? Olmuştur.
Charlie Mackesy’in kitabına denk geldim yakın zamanda. “Happy” diye de çay söyledim kendime. “Because I’m happy” şarkısı da mırıldandım içimden.
Sen de söyle kendine, sen de iste gönlüne.
“Sevmekten başla; kendinden” diye de hatırlattı kitap. “En iyi yaptığın şey ne diye sorulduğunda zayıf noktamı gösterme cesareti” dedi köstebek. Bilinenin aksine kötü bir karakter değil köstebek.
Bilinenin aksine ne güzeldir değil mi söylem olarak. Bildiğinden başka bir hâl olduğunu da hesaba katarak bakabilmek. İşte tüm mesele bu. Küçük Prens nasıl içinize her seferinde su serpiyorsa bu kitabın satırlarında da kendinizi, kendinizle konuşurken bulabilirsiniz.
Ne çok ihmal ediyoruz kendimizle muhabbeti.
Oysa en çok kendi sohbetimize açız, kendini sulamadan başka çiçeklere bakabilir mi insan? Bakabilir. Kendini unutmak adına bir başkasına kendini feda dahi edebilir insan. Ancak fedadan ziyade bir gösteri şöleninin de olduğunu bilmek gerek.
Ya gördüğün gibi değilse?
Şimdi biraz sakinle. İçinden geçmeye çalıştığın dağ aslında bir tepe. Ve sen tırmanmaya çalışırken o kadar yoruyorsun ki kendini, minik bir tepe bile sana dağ gibi görünüyor.
İşte sevgili kendim, işte sevgili sen; kendinle güreş yapmana gerek yok, hadi sarıl kendine ve gülümse.
Güneşin ışığını da fener yap gönlüne, bak nasıl ışıl ışıl olacak içinde doğmaya yıldızlar, gösteri zamanı şimdi. Sık boğaz etme ne kendini ne de yaşanılan ilişkiyi. Biraz gevşet belini sıkan o pantolonu ve derin bir nefes al.
Sen sadece sen olduğun için çok kıymetlisin ve değerlisin, babanın söylediği gibi de; bu dünyada 7 milyar insan varsa, sen biriciksin. Eline al bir kağıt kalem ve akıt sihrini ve de zehrini şimdi. Çünkü insan gerçekten içinde yin yangı barındıran bir varlık.
Peki sen arkadaşım en son hangi kitabı okudun?
İlayda Oylum Güleryüz Çetinel
2 YORUMLAR
Teşekkürler.
Kendini sevmek bu kadar zor bir hâle ne zaman ve nasıl geldi?
Çok zaman aldı gibi görünüyor. İnsanlık tarihi kadar eski. Hikâye cennetten kovulmakla başlıyor düşünsenize.
Elinize sağlık İlyada Oylum 🙏