
Gece Yarısı Kütüphanesi | Matt Haig
Pişman olmak ile ilgili ne düşünürsünüz? Ben düşünmem, genel. Pişmanlığı yersiz bir his olarak görüyorum. Çünkü yaptığınız ya da yapmadığınız için pişman hissettiğiniz davranışın aksinin ne sonuçlar yaratacağını bilmiyorsunuz ki. Onu yapmasaydınız daha mı iyi olacaktı? Ne belli? Ya da tam tersi, yapsaydınız daha mı iyi olacaktı? Nereden bilebilirsiniz? Bilemezsiniz. O zaman pişmanlık niye?
Kitapta da yapılan ya da yapılmayan şeylerden kaynaklanan pişmanlıklar sorgulanıyor. Neticede bu pişmanlıklara kapılmanın anlamlı olmadığı sonucuna varılıyor.
Gece Yarısı Kütüphanesi | Diğer Hayatlar
Kitabın daha ilk satırında “Ölmeye karar verişinden on dokuz yol önce” diye yazmasından intihar edeceğini anlıyoruz Nora Seed’in. Spoiler veriyor yani yazar. Versin.
Nora, sosyal medyada başkalarının hayatlarını izliyor pek çoğumuzun yaptığı gibi. Bunu yaparken de:
“Başkalarının mutlu hayatlarını parmağıyla kaydıra kaydıra bir şeyler olmasını bekliyordu.”
Geldi mi üst üste gelen kötülüklere maruz kalıyor Nora. Biraz düşününce hayatın karşısına çıkardığı fırsatları değerlendiremediğini de fark ediyor. Çareyi intihar etmekte buluyor.
Gözünü açtığında bir kütüphanede görüyor kendisini. Ölmemiş ama ölümle yaşam arasında bir yerde.
Bu yer bana şu kitapları anımsattı:
Bkz: Ruhların Yolculuğu
Bkz: Ruhların Kaderi
Ayrıca şu filmde de benzer konu ele alınıyor:
Bkz: Wristcutters A Love Story | Bilek Kesenler Bir Aşk Hikayesi
Nora’nın gözünü açtığı kütüphanedeki kitaplar Nora’nın şu an yaşıyor olabileceği hayatlara açılan bir kapı. Her bir pişmanlığı için bir kitap var. Aklını kemiren pişmanlıklara ilişkin kitapları alıp o hayatlara ışınlanıyor bir çeşit. Pişman olduğu davranışı yapmasaydı ne olurdu, görüyor.
(Kitapların canlanmasıyla ilgili bir film geliyor aklıma. Bkz: Inkheart | Mürekkep Yürek
Bir sürü hayata gidiyor Nora. Şunu şöyle yapsaydım, bunu böyle yapmasaydım, dediği her hayatı yaşıyor. Hepsinin iyi yanlarını, kötü yanlarını görüyor. Tabii bu sürdürülebilir bir hayat şekli değil. Bir noktada bitmesi gerekiyor. Bittiği ve tatmin olduğu noktada artık hayata başka gözlerle bakıyor.
Gece Yarısı Kütüphanesi | Öğrenmenin Tek Yolu Yaşamaktır
Kitabın verdiği mesajı ve bu mesajı verme şeklini sevdim. Başta söylediğim gibi pişmanlıkların anlamsız olduğuna dair onlarca örnek vermiş. Pişmanlıklar anlamsız çünkü diğer seçeneği bilmiyoruz.
“Öğrenmenin tek yolu yaşamaktır.”
Diyor kitap.
“Hayatı anlamak zorunda değilsin. Yaşaman yeterli.”
Yeni yılınızda pişmanlıklara kapılmayıp önünüze baktığınız, keyif aldığınız bir hayat yaşamanızı dilerim.
Not: Yazarın bir başka kitabı için:
Bkz: Zamanı Durdurmanın Yolları
Saygılar,
Hülya Erarslan
No Comments